Gaile’nin Gözüyle
Gaile’nin Gözüyle
• Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin akaryakıt, arpa, süt ve su fiyatlarında yeni düzenleme yapılması talebiyle düzenlediği gösteriler geçen haftaya damga vuran gelişmelerden biriydi. Cumhuriyet Meclisi, Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık önünde protesto eylemleri yapan birlik üyeleri ile güvenlik güçleri arasında gerilimli saatler yaşandı ve bazı üyeler polis tarafından tutuklandı. Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, köylere giden polis güçlerinin, eyleme katılmaları halinde üreticileri tutuklamakla tehdit ettiklerini iddia etti. Sorunları çözme konusunda hükümete zaman tanımak amacıyla eylemlerin 10 gün süreyle ertelendiği açıklandı.
• Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) 26. Olağan Kurultayı geçen hafta yapıldı. 75 kişilik Parti Meclisi ile 5 kişilik Yüksek Disiplin Kurulu’nun seçildiği kurultayda parti başkanlığına Genel Sekreter Tufan Erhürman getirildi.
• Kıbrıs sorununa çözüm bulabilmek için Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde İsviçre'nin Mont Pelerin kasabasında devam eden müzakerelere ara verilirken, görüşmelere 20 Kasım'da Cenevre'de devam edileceği bildirildi. BM tarafından yapılan açıklamada, erteleme kararının, taraflar arasında ulaşılan aşamayı Güney Kıbrıs ve Yunanistan’daki siyasi partilerle değerlendirmek isteyen Kıbrıs Rum toplumu lideri Nikos Anastasiadis’in talebiyle alındığı belirtildi.
• 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’de yaşanan olumsuz gelişmelere, özellikle de idam cezasının yeniden uygulanması çabalarına uluslararası çevrelerin tepkisi artarak devam etti. Avrupa Parlamentosu (AP)Başkanı Martin Schulz, idam cezasının geri getirilmesi halinde üyelik görüşmelerinin sona ereceğini söyledi ve “Türkiye’deki durumun devam etmesi halinde, Avrupa Birliği (AB) olarak ekonomik yaptırımlar dahil bazı önlemleri düşünmek zorunda kalacağız” dedi. Schulz’un açıklamalarını ‘tehditkâr’ olarak niteleyen TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “AP Başkanı’nın söylediklerinin bizim için çok fazla önemi yok. Gücü yetiyorsa PKK faaliyetlerine son versin. Öyle görünüyor ki ya destekliyor ya da gücü yetmiyor… Ekonomik yaptırımlarla ve diğer konularla ilgili olarak elinden geleni ardına koymasın. AB ve Parlamento Başkanı’nın ikiyüzlülüğünü her zaman olduğu gibi görüyoruz” ifadelerini kullandı. Konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise şu sözleri sarf etti: “Parlamento bu kararı [idam kararını] verdikten sonra Cumhurbaşkanı olarak bu kararı onaylarım, dedim. Bununla ilgili kararı Batı veremez. George şöyle demiş, Hans böyle demiş. Onlar bizi ilgilendirmiyor. Onun milletimin buradaki şeyi aslolandır. Zira şahsa karşı işlenmiş suçun affedicisi, o şahsın varisleridir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla ilgili olarak daha sonra şöyle konuştu: “Batı ne diyor idam olmaz. Ey Batı bu milletin kaderi sizin elinizde değil. Bu milletin kaderi bizim elimizdedir. Kimsin sen ya kimsin sen? Neymiş orada bir parlamentonun başkanı. Sen ne zamandan beri Türkiye adına karar verme yetkisine sahip oldun? 53 yıldır Türkiye’yi kapıda bekletenler nasıl oldu da bunu söyleyebiliyor? Bu millet kendi kararını kendi verir. Kendi göbeğini kendi keser. Siz önce verdiğiniz sözleri tutun. Siz önce AB Parlamentosu’nda, AB Kongresi’nde, oralarda önce terör örgütlerinin temsilcilerini temizleyin…”. Türkiye’deki uygulamalar nedeniyle Erdoğan’a yönelik “diktatör” yakıştırmaları devam ederken, Erdoğan'ın başdanışmanı Saadet Oruç, Twitter hesabından Erdoğan'a "diktatör" diyen Fransız gazeteci Jean-Paul Ney'e "Diktatör anandır" diye yanıt verdi.
• İdam cezası konusundaki tartışmalar sürerken, olağanüstü hal uygulamasıyla vuku bulan insan hakları ihlalleriyle ilgili eleştiriler de gelmeye devam etti. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Türkiye Başbakanı Binali Yıldırm’a “uydurma terörizm suçlamalarına son verin” çağrısında bulunurken, Avusturya Parlamentosu’nda grubu bulunan altı siyasi parti tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin ve gazetecilerin serbest bırakılmaları ve Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin askıya alınması için ortak bildiriye imza attı. Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, “Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerinden yana değilim ve bu Türkiye’nin AB’de yeri olmadığına inanıyorum” dedi. Bu gelişmelere rağmen, AB üyesi ülkelerin dışişleri ve savunma bakanlarının Brüksel'de yaptıkları toplantıda, Avusturya'nın "Türkiye'yle üyelik müzakereleri durdurulsun" çağrısına destek verilmedi.
• HDP’li milletvekili ve belediye başkanlarının tutuklanmalarının ardından Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) kazandığı Siirt ve Tunceli belediyelerine yönelik operasyon başlatıldı. Operasyon çerçevesinde Siirt Belediyesi Eş Başkanı Tuncer Bakırhan ve Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Ali Bul, evlerinde yapılan aramanın ardından gözaltına alındılar. Ardından, Van Büyükşehir Belediyesi'ne operasyon düzenlendi ve DBP'li Belediye Başkanı Bekir Kaya gözaltına alındı. Arından, Siirt ve Mardin belediyelerine kayyum atandı. Siyasi alanda bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk, Türkiye’nin çok ciddi bir yol ayrımından geçtiğini belirtti ve büyümenin düşeceğini, ticaretin ise yavaşlayacağını söyledi.
• Türkiye’de tartışma yaratan bir başka gelişme Boğaziçi Üniversitesi’ne “kayyum rektör” atanmasıydı. 12 Temmuz’da yapılan rektörlük seçimlerinde Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu oyların % 86’sını alarak üniversite tarihinin rekorunu kırmıştı. Barbarosoğlu, 403 katılımcının 348’inin oyunu alırken, ikinci gelen Prof. Dr. Vedat Akgiray yalnızca 40 oy alabilmişti. Buna karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan 18 Ekim’de ‘Akademik Yıl’ açılış töreninde yaptığı konuşmada, ‘görünüşte demokratik’ olarak tanımladığı rektörlük seçimlerinin üniversitelerde ‘gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları’ artıran bir işleve büründüğünü savundu ve şöyle dedi: “Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK’ün ve Cumhurbaşkanı’nın takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır.” 29 Ekim’de Resmi Gazete’de yayınlanan 676 sayılı KHK’yla de devlet ve vakıf üniversitelerinde rektörlük seçimleri kaldırıldı ve rektör atama yetkisi cumhurbaşkanına verildi. Bu gelişmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan aday olmamasına rağmen Prof. Dr. Mehmed Özkan’ı rektör olarak atadı. Atamadan sonra bir veda mesajı yayınlanan Prof. Dr. Barbarosoğlu, akademik kariyerini sonlandırdığını duyurdu. Özkan’ın rektör olarak atanmasına öğrenciler tepki gösterdi. Öğrencilerle polis arasında çıkan arbedede bazı öğrenciler gözaltına alındı.
• Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) başkanlık seçimini kazandıktan sonra ilk televizyon röportajını yapan Donald Trump, Beyaz Saray'a geldiğinde uygulayacağı politikalarla ilgili bilgi verdi. Bunların başında da kaçak göçmenlerin sınır dışı edilmeleri konusu geliyordu. Trump, ülkeden gönderilecekler arasında önceliğin "sabıka kaydı bulunanlar, uyuşturucu satıcıları ve silahlı çete mensuplarının" olacağını vurgularken, "Bunların sayısı belki 2, hatta 3 milyon bile olabilir. Bunları ya ülkeden göndereceğiz ya da hapse atacağız" dedi. Trump, yeni dönemde Suriye’yle ilgili olarak uygulanacak politikayla ilgili bazı bilgiler de verdi. Suriyeli muhaliflere verilen desteğin kesilebileceğinin sinyalini veren Trump, “Suriye’de muhaliflere destek veriyoruz ama onların kim olduğunu bilmiyoruz” dedi. ABD’nin bölgede IŞİD’le mücadeleye odaklanması gerektiğini vurgulayan Trump, bu noktada Rusya ve Suriye ile işbirliği sağlanabileceğine işaret etti.