1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Gaile’nin Gözüyle
Gaile’nin Gözüyle

Gaile’nin Gözüyle

Gaile’nin Gözüyle

A+A-

 


• Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulabilmek amacıyla Mont Pelerin’de yapılan toplumlar arası görüşmelerde somut bir sonuç elde edilemedi. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan açıklamada, tarafların ciddi ve özlü bir görüşme süreci yürütmekle birlikte, görüşmeleri sürecin son aşamasına taşıyacak toprak düzenlemesine ilişkin kriterlerde gerekli yakınlaşmayı sağlayamadıkları belirtildi.

• Türk Lirası’nın (TL) döviz karşısındaki hızlı değer kaybı geçen haftanın önemli gelişmelerinden bir tanesiydi. Dolar 3.40, Euro da 3.60 TL seviyesine çıkarken, Sterlin 4.20 TL’yi aştı

• 25 Kasıma Kadar 25 Bin İmza ile 5 Sığınma Evi Kampanyasında toplanan binlerce imza kampanya bileşeni örgüt temsilcileri ve aktivistlerce Başbakana iletildi.

• Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB)ve KKTC Lions Kulüpleri Birliği, Yenişehir’de özellikle engelli bireylerin yararlanabilecekleri bir park yapımı için işbirliğine gitti. Feride Yemenicioğlu’nun ismini taşıyacak olan parkın proje sunumunda parkla ilgili konseptin ‘Engelsiz Oyun Alanı, Eğitim ve Rekreasyon Merkezi’ olarak belirlendiği aktarıldı.

• Türkiye’de ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak Kıbrıslıları hiçe sayan ve Kıbrıs’a “ileri karakol” gözlüğüyle bakan anlayışında herhangi bir değişikliğin olmadığı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözleriyle bir kez daha ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu, Kıbrıs müzakere sürecine ilişkin olarak, “Annan Planı ile geldiler, Türk kesimi kabul etti. Rum kesimi reddetti. Bitti kardeşim, neyin pazarlığını yapıyorsun. Kime nereyi peşkeş çekeceksin sen? Bunu kabul etmiyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Böyle giderse bunlar Kıbrıs'ı da verecekler… Buradan Binali Yıldırım’ın dikkatini çekiyorum, Kıbrıs’taki gelişmeleri yakından izliyoruz. Kıbrıs’ı aldık, Beşparmak Dağları’na, Akdeniz'e CHP'nin milliyetçiliğini yazdık, orada şehitlerimiz var, kan döktük orada bu ülkenin bağımsızlığı için. Şimdi sen kalkacaksın masalarda Kıbrıs’ın büyük bir kısmını onlara teslim edeceksin.”

• Geçen haftanın en çok konuşulan konularından bir tanesini Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekillerinin cinsel istismara uğramış çocukların istismarcılarıyla evlendirilmeleri durumunda istismarcıların cezalarının ertelenmesini düzenleyen bir önergeyi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunmalarıydı. Önergeye ulusal ve uluslararası çevrelerin tepkisi çok sert olurken, başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere pek çok AKP’li önergeye destek belirti. "Reşit olmayan yaşta evlenen, babanın hapiste olduğu 3 bine yakın aile olduğu tespit edildi" diyen Yıldırım, cinsel istismarı "mağduriyet" olarak tanımlarken, "Bu mağduriyetin giderilmesi için yapılan düzenlemeyi CHP ucuz bir istismar aracı olarak kullanmaya kalktı. Bu tecavüze af değildir. Tecavüze en ağır cezayı AK Parti getirdi. Bir seferliğine 3 bin ailenin mağduriyeti gideriliyor" ifadelerini kullandı. Önergeye ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hükümetin, toplumun değişik kesimlerinden gelen eleştiri ve önerileri dikkate alarak, geniş bir mutabakat içerisinde bu sorunu çözmesinde büyük fayda görüyorum” açıklamasının ardından önerge Adalet Komisyonu’na geri çekildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “bu konu kapanmıştır” açıklamasında bulunmasının ardından önerge tasarıdan çıkartıldı. Önergenin geri çekilmesine rağmen önergeye destek veren çeşitli kesimlerin gerekçeleri dudak uçuklatan cinstendi. Örneğin CNNTürk'te Şirin Payzın'ın sunduğu “Ne Oluyor” programına katılan ve 1 Kasım seçimlerinde AKP'den Van milletvekili adayı olan İslamcı yazar Vahdettin İnce, "mevcut yasalara saygı duymakla birlikte İslam hukukuna göre buluğ çağına giren kız çocuklarının evlendirilebileceğini, bunun çocuk istismarı olarak görülmesinin İslam'a aykırı olduğunu" dile getirdi. Programa katılan CHP Bursa milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, İnce'nin çocuk tecavüzlerini savunmasına tepki gösterdi. Bunun üzerine İnce, Kayışoğlu'na "İslam'a karşı geliyorsunuz. Bunu hiç yakıştıramadım" dedi.

• Türkiye’de kamusal alanı ve özel yaşamı İslamileştirme çabaları yoğun şekilde devam etti. Örneğin, İstanbul Güngören’deki 15 Temmuz Şehitler Parkı’na asılan afişlerde “Sizi şu ateşe sokan nedir diye sorulur, onlara şöyle cevap verilir, Biz Namaz kılanlardan değildik, Mudessir Suresi 42/ 43” ifadesi kullanıldı. Bu şekilde çocuklara "Namaz kılmazsanız yanarsınız" mesajı verilmiş oldu. 

• Tüyleri diken diken eden bir başka olay Aksaray’da yaşandı. Aksaray Güzel Sanatlar Lisesi Spor Bölümü’nde okuyan bir kız öğrenci ile erkek olan sınıf arkadaşı hakkında bankta birlikte oturdukları gerekçesiyle kendilerini “yakalayan” öğretmenleri tarafından tutanak tutuldu ve durum okul idaresine bildirildi. Okul Müdürü, her iki öğrenciyi odasına çağırarak kendilerini okuldan atacağını ve "bankta birlikte oturduklarını" ailelerine bildireceğini söyledi. Bunun ardından bunalıma giren ve Nevşehir'e ailesinin yanına giden kız öğrenci ailesiyle birlikte tekrar Aksaray'a dönerken hareket halindeki araçtan atlayarak intihar etmek istedi. Ağır yaralanan genç kız 4 gün sonra yaşamını yitirdi. Bu vahim olaylar yaşanırken, Mersin Milli Eğitim Müdürü Adem Koca imzasıyla yayınlanan 15 Kasım 2016 tarihli bir yazıda, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile çocuk istismarı haberleriyle gündeme gelen Ensar Vakfı arasında bir işbirliği protokolünün imzalandığı ve protokol uyarınca okullarda ‘Namazla Diriliş’ adlı seminerler verileceği belirtildi.

• Halkaların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin tutukluluk halleri devam ederken, HDP Milletvekili Osman Baydemir, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın siyasi mahkûmların değil, cihatçı ve kriminal suçluların kaldığı koğuşta tutulduğunu belirtti. Bu durumun başlı başına bir tehdit unsuru olduğunu söyleyen Baydemir, "İktidar, şiddetin PKK'yi güçlendirdiğinin farkında fakat derdi PKK'yi yok etmek değil. Derdi demokratik siyaset alanının yok ederek kendi oylarını tahvil etmek" değerlendirmesini yaptı.

• Türkiye’de gündemden düşmeyen bir diğer konu yine başkanlık sistemiydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Avrupa’nın son diktatörlüğü” olarak lanse edilen Belarus’u ‘örnek ülke’ olarak gösterdi ve “En son Belarus’a gittim, bir Avrupa ülkesi. Orası da başkanlıkla yönetilen bir ülkedir, halk bayağı memnunmuş. Bu sistem gayet iyi çalışıyor, suç oranları bizden gayet düşüktür” dedi. Diğer yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan hakları uygulamaları nedeniyle Avrupa Birliği (AB) ile gerilim yaşayan Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye olmakla rahatlayabileceğini söyledi. AKP’nin bir numaralı destekçisi Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ise anayasa değişikliği konusundaki desteğini bir kez daha dile getirirken, MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan yeni anayasanın “sapasağlam Türk milliyetçiliği kokan” bir anayasa olacağını söyledi.

• Başkanlık sistemiyle tartışmalar devam ederken BM’nin ifade özgürlüğü konusundaki özel raportörü David Kaye, temas ve incelemelerde bulunduğu Türkiye’nin durumunu ‘karamsar’ ve ‘vahim’ olarak nitelendirdi. Kaye ayrıca, ifade özgürlüğü hakkını kullandığı için cezaevinde bulunan herkesin derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.

• İtalyan Komünist Gençlik Cephesi, Uluslararası Öğrenciler Günü’nde Eğitim, Yükseköğretim ve Araştırma Bakanlığı’nın “öğrencileri iş ortamına alıştırmayı” amaçlayan “okul-iş değişimi projesi” kapsamında, aralarında McDonald’s’ın da bulunduğu 16 şirketle vardığı anlaşmayı protesto etmek üzere bir eylem düzenledi. Eylemde öğrenciler “köle olmayacağız!” mesajı verdi. 4 Aralık 2016 tarihinde kritik bir referanduma gidecek olan İtalya’da öğrenciler, referandum öncesi sermaye yanlısı politikaların sıklaştırılmasını protesto etmeye devam ettiler.

• ABD’de yapılan bir araştırmada Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından İslamofobi ile ırkçı taciz ve göz korkutma olaylarında artış olduğu saptandı. ABD’de ırkçı kimliği ile bilinen Ulusal Politika Enstitüsü’nün düzenlediği bir etkinlikte katılımcılar Trump’ın zaferini Nazi selamı ile kutlamaları ülkede göçmen ve azınlıkların gelecekleriyle ilgili şüpheleri daha da artırdı.

• Uluslararası Göç Örgütü, geçen hafta Akdeniz'de batan ve sığınmacıları taşıyan botlarda 340 sığınmacının kaybolduğunu açıkladı. 108 sığınmacının cansız bedenine ulaşıldığı belirtilirken, sadece 27 kişinin kurtarıldığı ifade edildi.

Bu haber toplam 2325 defa okunmuştur
Gaile 395. Sayısı

Gaile 395. Sayısı