1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Gaile'nin kütüphanesi
Gailenin kütüphanesi

Gaile'nin kütüphanesi

Gaile'nin kütüphanesi

A+A-

Yanılsama*

Kıbrıs sorunu, Akıncı ve Anastasiadis’in sürdürdüğü müzakerelerle birlikte, yeni bir tarihsel sürece doğru ilerliyor. Toplumlar bir kez daha çözüme doğru yaklaşıyor ve bu yaklaşılan çözümün arz ettiği önemin altı her fırsatta barış yanlıları tarafından çiziliyor. Çözüme doğru giden yolda umutların biraz olsun yeşermeye çalıştığı bir dönemde, Kıbrıslı Rum yazar Angeliki Smirli’nin Yanılsama adlı kitabını okuma fırsatı buldum. 1938 yılında Baf’ta dünyaya gelen yazar, 1983 yılından beri edebiyatla ilgilenip, öykü, anı, roman ve tiyatro dallarında eserlere imza atmış. Bu topraklardan olup da zihnini Kıbrıs sorunu ile yoğurmamak imkansızcasına, yazarın ilk eserlerinde ‘çağdaş Kıbrıs tarihinden’ esinlendiğini kitabın kapağının iç kısmında okuyoruz. Bu tanıtıma Kıbrıs sorunu ile başlamamın sebebi biraz da bundandır…

Yanılsama, Heterotopia yayınlarından, Düriye Gökçebağ’ın çevirisi ile çıkarak, basım evinin ilk edebiyat eseri olma özelliğini taşıyor. Bir kaç sayı önce aynı yayın evinden başka bir kitabın tanıtımını yaparken, Heterotopia’nın amacının ‘dil engeli yüzünden iki toplum arasında yaşanan bilgi eksikliğini’ gidermek ve bu eksikliğin önyargılarla doldurulmasını engellemek olduğunu yazmıştık. Bir Kıbrıslı Rum yazarın merkezine Kıbrıslı Türk bir kahramanı oturttuğu Yanılsama’yı okurken, kitabın yazılma amacının da yukarıda belirtiğimiz amaçla kesiştiği fikrine kapılmamak neredeyse imkansızdır. Fakat bunun da ötesinde, Yanılsama cesur bir empati egzersizine davet niteliğindedir…

Kitabın kahramanı bir Kıbrıslı Türk doktor olan Orhan’dır. Orhan, on yaşından beri tanıdığı ve yakın arkadaşı olan Odisseas’ın kemiklerinin bulunup, DNA testinden geçtiğini Kayıp Şahıslar Komitesi’nde çalışan Hanife’den öğrenir. Kitap, Orhan’ın bu haberi aldığı ve Odisseas’ın cenazesine gittiği gün arasındaki zaman diliminde geçmişe yaptığı zihinsel dönüşü konu alır. Çocukluk yıllarında Orhan ve Odisseas’ın sıkı arkadaşlıkları vardır. Bu arkadaşlık Rumlar’ın enosis mücadelesi ve Türklerin TMT yemini ile gitgide bozulmaktadır. Orhan, geçmişi hatırlayıp, bu mücadelelerin günümüzde geldiği noktaları değerlendirdikçe kendini eskiden savunduğu değerler ile çelişki içerisinde bulur.

Yazar, Orhan’ın geçmiş ve bugün arasında birbirini tut(a)mayan ruh halini ustaca yansıtır. Bir değişim söz konusudur; bir zamanlar uğrunda ölmeye hazır olduğu yol, artık Orhan için çıkmaz sokaktır. Bunun hem farkındadır, hem de geçmişte hissettiği coşkunun izi onu bırakmamakta ısrarcıdır. Yazar, tarihi olayları ve bunların Orhan’ı nasıl bir çelişkiye ittiğini titizlikle aktarır. Fakat özellikle Kıbrıs sorunu üzerine tarihsel olayları işlemenin aksi bir yanı vardır. Eser bu bağlamda okuyucuya kurgu bir roman okumak yerine zaman zaman Kıbrıs sorunu üzerine bir düzyazı okuyormuş havası yansıtabilir. Ne var ki, bu hava da Kıbrıslıların hayatlarının siyasi sorunlarla ne derece içli dışlı olduğunu ortaya koyar niteliktedir.

Yazının başında çözüm umutlarından bahsettim. Çözüm ve barış arasında ince ama derin bir ayrım vardır. İlki anlaşmalarla mümkündür, ikincisi de iletişimle. Kanımca Yanılsama’nın bu iletişimi sağlama konusunda payına düşen, Rum okuyucuya Kıbrıslı Türklerin çelişkilerini aktarabilme başarısıdır. Türk okuyucu içinse, bir Kıbrıslı Rum’un toplumsal buhranlarımıza samimi bir ışık tutabiliyor olmasıdır. İki koşulda da iletişim ve empati köprülerinin kurulduğu aşikardır. Çözüm umutlarının yeşerdiği bu zamanda, böyle köprülerin oluşması çözüme giden yolu ve sonrasını devamlı kılmak adına elzemdir.   

Yanılsama, yukarıda bahsettiğim iletişim köprülerinin yanısıra, toplumlar arası barışı sağlama adına farklı bir boyutta da küçük bir katkı ortaya koyar. Yakın tarihte Kıbrıs’ın geçmişinde birden fazla trajedi yaşandı. Bunları Rum veya Türk trajedileri diye sınıflandırıp hangi toplumun daha fazla acı çektiği ispatına tutuşmanın şöven bir yaklaşım olduğu bilinir. Fakat trajedilerin unutturulmaya çalışılıp toplumsal bilinç altına süpürülmesi de aynı derecede sakıncalıdır. Smirli eserinde Kıbrıslı Türklerin trajedisini anlatarak bunu Kıbrıslı Rum toplumu içinde (yani belki de bu trajedinin en az farkında olunduğu yada görmezlikten gelindiği bir yerde) görünür kılar.  Bu görünürlüğün iletişim kurmanın yanı sıra, uzlaşı sağlamaya da katkısı olur. Affetmek ve barışabilmek gibi erdemlere, yaşanmış acıların ötesine geçebilmeyi sağlayarak varılır. Yanılsama, bu bağlamda, Kıbrıslı okuyuculara iyi bir ışık tutmaktadır.

*Angeliki Smirl. Yanılsama. Çev. Düriye Gökçebağ, (Limasol: Heterotopia, 2016).

Bu haber toplam 1668 defa okunmuştur
Gaile 390. Sayısı

Gaile 390. Sayısı