Galatya gölünde kazılmış olan ilk toplu mezarın yanında yeni kalıntılara ulaşıldı…
Galatya’da ilk toplu mezar kazılırken şahidimizin Kayıplar Komitesi yetkililerine gösterdiği, 2008 yılından itibaren aynı yeri ısrarla bize ve Kayıplar Komitesi’ne göstermiş olduğu yerde başlatılan kazılarda, bazı kalıntılara ulaşıldı…
Galatya’da 2006’da ilk toplu mezar kazılırken şahidimizin Kayıplar Komitesi yetkililerine gösterdiği ancak o günlerde köydeki gerginlik nedeniyle kazılmayan bir alanda dün yapılan kazılarda bazı kalıntılara ulaşıldı. Şahidimiz 2008 yılından itibaren aynı yeri ısrarla bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermiş, burada ikinci bir gömü yeri olduğunu anlatmıştı. Ulaşılan kalıntıların yeni bir toplu mezara ait olup olmadığı, tek bir kişiye mi yoksa daha fazla “kayıp” şahsa ait olup olmadığı önümüzdeki günlerde kazılar ilerledikçe anlaşılacak. Şahidimiz geçtiğimiz günlerde Kayıplar Komitesi kazı ekibine aynı yeri tekrar göstermişti… Bildiğimiz kadarıyla gölün çeşitli yerlerinde kazı yapıldığı halde, 11 yıldır bu alanda kazı yapılmamıştı… 11 yıldır bu alanda kazı yapılmamıştı…
Bu alanda kazı başlatan Kayıplar Komitesi yetkililerini kutluyor ve çok teşekkür ediyoruz. Aynı zamanda çok değerli bir okurumuz olan bu şahidimize de 11 yıldır bu alanda kazı yapılabilmesi için ısrarla çabalarını sürdürdüğü için sonsuz teşekkürler…
Okurumuzun anlattıklarına bundan tam dokuz yıl önce 24 Mart 2008’de, daha sonra 13 Ocak 2010, 16 Temmuz 2010 ve 11-12 Ekim 2010 tarihlerinde geniş yer vermiştik… Bundan yedi yıl önce 2010’da biz de bu alanı Kayıplar Komitesi yetkililerine birkaç kez göstermiştik… Bu konuda okurumuzun/şahidimizin anlattıklarını hep gündemde tutmaya çalışmış ve yıllar içerisinde Galatya’yla ilgili yazılarımızda onun işaret ettiği alanı telaffuz etmeye devam etmiştik… Şahidimiz bu alanı “kayıplar” konusu henüz tabu iken, Kayıplar Komitesi arkeologları için kendi traktörüyle işaretlemiş ve bu alanda kazı yapılması gerektiğine işaret etmişti.
Galatya gölünde Kayıplar Komitesi’nin kazmış olduğu ilk toplu mezarın birkaç metre yanında ikinci bir gömü yeri gördüğünü anlatan şahidimiz, burayı henüz ilk toplu mezar kazısı yapılırken, orada bulunan Kayıplar Komitesi görevlilerine göstermiş ve orayı da kazmalarını istemişti. Ancak 2006 yılında “kayıplar” konusu henüz bir “tabu” olduğundan bu toplu mezar kazısı nedeniyle gerginlik bulunmaktaydı. İlk toplu mezar kazısı tamamlanınca Kayıplar Komitesi, şahidimizin göstermiş olduğu ikinci yeri kazmadan köyden ayrılmak durumunda kalmıştı.
Ancak şahidimiz yıllar içerisinde bu alanda kazı yapılması konusunda ısrarcı olmuş ve tekrar tekrar bu alanı Kayıplar Komitesi yetkililerine ve göstermiş, bildiklerini paylaşmıştı.
Galatya gölünde bir süredir devam etmekte olan kazılar dün şahidimizin göstermiş olduğu alanda yapılınca, bir “kayıp” şahsa ait olduğu sanılan bazı kalıntılara ulaşıldı. Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden aldığımız bilgilere göre buraya götürülen bir başka şahit de, şahidimizin 11 yıl önce işaret etmiş olduğu alanı göstermiş ve burada kazı yapılarak yaklaşık iki metre derinlikte bazı insan kalıntılarına ulaşılmış. Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden aldığımız bilgilere göre kazı devam ediyor ve bu alanda başka “kayıp” gömülü olup olmadığı araştırılacak.
Kayıplar Komitesi’ni bu alanda kazı başlattıkları için kutluyoruz ve Kayıplar Komitesi’nin Galatya gölünde ve diğer alanlarda çalışan tüm arkeologlarına, şirocularına ve diğer çalışanlarına “Çok kolay gelsin” diyoruz… Şahidimizi de bu alanda kazı yapılması için 11 yıllık ısrarlı çabaları nedeniyle bir kez daha kutluyoruz.
25 MART 2008
Bundan dokuz yıl önce, 25 Mart 2008 tarihinde kaleme aldığımız yazıda bu şahidimizin anlattıklarına şöyle yer vermiştik bu sayfalarda:
“Galatya göletinde bir toplu mezar daha var...”
Galatya’dan (Mehmetçik) bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Galatya (Mehmetçik) göletinde yaklaşık birbuçuk yıl önce Kayıplar Komitesi bir kazı yürütmüş ve bir toplu mezar bularak, “kayıp” Yalusalı (Yeni Erenköy) Kıbrıslırumlar’dan artakalan kemikleri çıkararak geçen yıl ailelerine iade etmişti.
Göletteki bu toplu mezarda kazılar yürütülürken, bu toplu mezarın 10-15 metre ötesinde bir başka toplu mezar bulunduğunu ve buraya da bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ın gömülü olduğunu orada bulunan yetkililere anlatmış ve dikkatlerini çekmeye çalışmıştım. Bu ikinci toplu mezar yerini onlara göstermiştim. Bu ikinci toplu mezarın üzerinden ben, 1974’te traktörümle geçmiştim – koku çok kötüydü. Bu toplu mezarda kaç kişi bulunduğu hakkında bir tahmin yapmak istemiyorum. Gazeteniz aracılığıyla Kayıplar Komitesi’ne çağrıda bulunuyor ve bu ikinci olası gömü yerinde kazı yapılması gerektiğine dikkat çekmek istiyorum...
Bu toplu mezarda Yalusa’dan (Yenierenköy) “kayıp” olan G.’nin veya K.’nin gömülü olduğunu sanıyorum. G.’yi evinden almışlar ve Yeşilköy’deki (Ayios Andronikos) kampa götürmüşler, burada çok dövmüşlerdi. Aynı şekilde K. de bu kampa götürülerek ileri yaşına rağmen çok dövülmüştü. Sonra da sanırım bizim köye getirilerek gölete gömülmüştü. Ancak köyün komutanı bu işe çok kızmıştı. Çünkü bu yaşlı Rum’un öldürülmesi yönünde herhangi bir talimat yoktu... Yeşilköy’deki (Ayios Andronikos) kampta dövülen ve öldürüldükten sonra Galatya (Mehmetçik) göletine gömülenin G. mi, yoksa K. mi olduğu hakkında kesin bir bilgim yoktur. Gölette kazı yürütülürse, hangisi olduğu ortaya çıkacak...”
13 OCAK 2010
13 Ocak 2010’da bu sayfalarda, şahidimizin Galatya gölündeki bu ikinci gömü yeri hakkında anlattıklarını şöyle yazmıştık:
“Galatya’ya geri dönerken, gölün kenarında duruyoruz... Göl, yer yer suyla dolmuş, sulardan sazlar çıkıyor ve çok romantik görünüyor... Bir kez daha bana gölün içinde ikinci bir toplu mezar bulunduğunu, bunun Yalusa’dan (Yeni Erenköy) “kayıp” Kıbrıslırumlar’ın bulunduğu ilk toplu mezardan çok da uzakta olmadığını ancak bu ikinci toplu mezarın kazılmadığını hatırlatıyor...
“O gün kazı yapılırken oraya gidip onlara bu ikinci noktayı göstermiştim, burasının da kazılmış olduğunu, çok kötü koktuğunu, üstünde sineklerin gezindiğini söylemiştim ancak ilk toplu mezar açıldıktan sonra, burayı kazmadan kazı ekibi köyden ayrılmıştı...” diyor.
“Karpaz’da kazılara başlayınca herhalde burayı da kazacaklar...” diyorum. Daha fazla oyalanmadan onu evine götürüyorum çünkü Galatya zor bir köy, adam da birlikte görülürsek başının ağrıyacağını biliyor...”
16 TEMMUZ 2010
“Karpaz’da olası toplu mezarlar” başlığı altında 16 Temmuz 2010 tarihinde bu konuda şöyle yazmıştık:
“Geçtiğimiz Salı günü sabah erkenden yola koyuluyoruz. Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk üye yardımcısı Uğur Umar, Kazılar Koordinatörü Antropolog Okan Oktay ve ben bir arabada, Kayıplar Komitesi araştırma görevlisi Yusuf Özkum, Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum üye yardımcısı Ksenofon Kallis, “kayıp” yakınları Hristina ve Luiz de bir başka arabada Karpaz’a gidiyoruz.
Geçen Cumartesi günü Hristina ve Luiz’le birlikte Karpaz’daydık ve bu sayfalarda, Kıbrıslıtürk şahitlerin bize bazı yerler gösterdiğini ve bu yerleri Kayıplar Komitesi’ne göstereceğimizi yazmıştım... İşte şimdi, olası toplu mezarlar ve bazı gömü yerlerini Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermeye gidiyoruz. Böylece bunca zamandır bu sayfalarda yayımlamakta olduğumuz bilgileri resmileştirip, bu olası gömü yerlerinin Kayıplar Komitesi tarafından “kazılması gereken yerler” listesine resmi olarak konulmasını sağlamaya çalışacağız.
Boğaz’da buluşma noktamıza gitmeden önce, Kayıplar Komitesi araştırma görevlisi Nejat Asilsoy’u da alıyoruz... Boğaz’dan istikamet Galatya (Mehmetçik) yolu...
… Sonra buradan ayrılıp Galatya’daki (Mehmetçik) göle gidiyoruz. Kayıplar Komitesi yetkililerine, gölde daha önce kazılmış olan toplu mezarın yakınında bize gösterilmiş olan başka olası toplu mezarların yerlerini işaret ediyoruz…”
11-12 EKİM 2010
“Abohor’dan Galatya’ya notlar” başlıklı 11-12 Ekim 2010 tarihlerinde bu sayfalarda yayımlanan yazılarımızda da aynı alana işaret etmiştik… O günlerde şöyle yazmıştık:
“Cuma sabahı Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum yetkilileriyle birlikte, Lefkoşa’dan Karpaz’a gitmek üzere yola çıkıyoruz. Bugün Kayıplar Komitesi yetkililerine çeşitli olası gömü yerlerini göstereceğim. Bunun için Çarşamba günü yalnız başıma Karpaz’a gidip çeşitli şahitlerle buluşuyorum çünkü onlar kimliklerinin gizli kalmasını istediklerinden, bu olası gömü yerlerini ancak bana gösteriyorlar, gösterdikleri yerleri ben de Cuma günü Kayıplar Komitesi yetkililerine göstereceğim... Arabada Kayıplar Komitesi Kazılar Koordinatörü Okan Oktay, Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Yardımcısı Ksenofon Kallis ve Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Yardımcısı Murat Soysal var…
Sonra Galatya’daki göldeki kazıya gitmek üzere yola çıkıyoruz. Nejat Bey de bizi orada bekliyor...
… Göle girer girmez, şiddetli bir yağmura yakalanıyoruz – mevsimin ilk şiddetli yağmuru bu ve bir anda göldeki toprak yollar, vıcık vıcık çamura dönüşüyor – araba tehlikeli biçimde kayıyor ancak dümendeki Okan Oktay, böylesi alanlarda araç kullanmakta deneyimli ve toprak yolun dışına çıkıp otların bulunduğu alanda aracını sürüyor….
… Yağmur durunca, tekrar göle dönüyoruz – göle kargalar gelmiş... Burada olası gömü yerleri hakkında konuşuyoruz ve Kayıplar Komitesi yetkilileri, ekip lideri Evren’le göldeki kazı hakkında konuşuyorlar. Daha önce Temmuz ayında Kayıplar Komitesi yetkililerine, bir şahidin söylediklerine dayanarak göstermiş olduğum göldeki olası toplu mezarın yeri yüzeysel biçimde bir traktörle sürülerek işaretlenmiş... (Bunu şahidimiz yapmış, Kayıplar Komitesi’ne kolaylık olsun diye… S.U.) Az ilerideki telli alanın gancellisinin yakınında da bazı “kayıp” şahısların gömülü olabileceği yönünde bir şahidin anlattıklarını aktarıyorum... Nejat Bey, bu alanda başka bir olası toplu mezar yerini gösteriyor ve bu alanda da kazı yürütülmesi kararlaştırılıyor...”
“GANCELLİ’NİN İÇİ DE KAZILMALI…”
Şahidimiz kazılmış olan ilk toplu mezarın yakınında ikinci bir gömü yeri hakkında verdiği bilgilerin yanı sıra, göl içerisinde bulunan küçük evciğin etrafını çevreleyen tellerdeki giriş gancellisinin iç kısmının da kazılması gerektiğini, buraya iki “kayıp” şahsın gömülmüş olduğu yönünde bilgisi bulunduğunu ısrarla anlatmaktaydı. Bu bilgileri hem bizimle paylaşmış, hem de Kayıplar Komitesi yetkililerine aktarmıştı… Biz de bu konuda söylediklerini bu sayfalarda yazmıştık…