Galatya gölünün sırları… 2
Bazı okurlarım Livadya ile Galatya arasında bir noktada bir ballura göstermişler ve Luis’in babasının buraya gömülmüş olduğunu söylemişlerdi. Bu yeri Kayıplar Komitesi’ne göstermiştik ancak burada yapılan kazılardan herhangi bir sonuç elde edilememişti. Bir okurum daha sonra daha ileri bir noktayı kazmaları gerektiğinde ısrarcı olacaktı – belki de tekrar oraya gidip bu balluraya bakmalı ve okurumun ne anlatmaya çalıştığına iyice bakmalıyız…
Şimdi Galatya gölünde iki “kayıp”tan geride kalanların bulunmuş olması, Hristina’yla beni sevindiriyor…
Kayıplar Komitesi’nin bir kazı ekibi yıllardır zaman zaman bu gölde kazı yapıyorlar ve en nihayet bu kez bazı insan kalıntılarının bulunmuş olması sevindirici bir şey…
Hristina Galatya’ya ilişkin yeni bilgilere ulaştı ve bunu da açığa kavuşturmamız gerek… Hristina Pavlu Solomi Patça, yaptığı araştırmalarda bir Kıbrıslırum şirocunun 1974 sonrası Galatya yolu yapılırken burada çalışmak üzere işe alındığını öğrendi… Şirocuya “Gel çalış da seni ödeyceyik” dendiği halde, iş bittiğinde adama tek kuruş veren olmamış… Bu şirocu yolun düzleştirilip asfaltlanmasında çalışırken, büyük bir dönemeç üzerinde bazı insan kalıntılarına rastlamış… Dönemeç ortadan kaldırılıp dümdüz bir yol yapılmış… Aslında bu şirocunun kim olabileceği hakkında bir fikrim var, ismini Hristina’ya söylüyorum – birkaç telefon görüşmesi yapıyor ve gerçekten de söylediğim ismin o şirocu olduğunu doğruluyor… Bu konuda nasıl hareket edeceğimizi planlıyoruz. Dayanışma Evi’nde oturup bunları konuşurken, Kayıplar Komitesi Kazılar Koordinatörü Antropolog Okan Oktay’ı arıyoruz… Ona bu yol yapımı, dönemeç üzerinde açığa çıkan insan kalıntıları hakkında Hristina’nın bulduklarını anlatıyoruz… Bize teşekkür ediyor…
Aslında bugün Galatya’ya gitmeyi tasarlıyorduk ancak her zaman yapılan planlar bir anda değişebilir… Okurlarımdan birisi bir şahit bulmuştu ve onunla buluşmaya gidecektik… İki defa bu buluşmayı ertelemiştik zaten… Bu kez de, Galatya’ya gitmemizden bir gün önce Agni Hacınikolau’nun ölüm haberi geliyor ve böylece Galatya ziyaretimizi yeniden ertelemek zorunda kalıyoruz, onun yerine birlikte cenazeye gidip Agni’nin tabutuna çiçek koyuyoruz…
Agni, Yunanistan’ın Lefkada adasından harika bir kadındı… Yalusalı yargıç Takis Hacınikolau’yla evlenerek Kıbrıs’a yerleşmişti… İki oğluları olacaktı: Spiros ve Panos… Kocası Yalusa’daki kahvehaneden 1974’te esir alınıp Galatya’ya götürülüp de “kayıp” edilince, tüm hayatını hem kocasının, hem de diğer tüm “kayıplar”ın bulunması için uğraş vermeye adayacaktı… Sevgili kocasının fotoğrafını tutarak, siyahlar giymiş diğer “kayıp” yakını kadınlarla birlikte yıllarca Ledra Palace barikatında gösteriler yapacak, Londra, Brüksel, New York gibi çeşitli şehirlere “kayıplar” için kampanya yürütmeye gidecekti…
DEVAM EDECEK