Gandi’nin başarısı…
Hindistan’ı, tarihi boyunca: “Bağımsızlık Mücadelesi” verdikten sonra özgürlüğüne kavuşan pek çok ülkeden ayıran, en önemli özelliği: “Bu mücadeleyi şiddete başvurmadan, sadece ‘Pasif direnişle’ yapmış olmaları…
Neriman Cahit
Hindistan da bizim gibi: “İngiliz Sömürgesi” olmuş bir ülke.
Hindistan’ı, tarihi boyunca: “Bağımsızlık Mücadelesi” verdikten sonra özgürlüğüne kavuşan pek çok ülkeden ayıran, en önemli özelliği:
“Bu mücadeleyi şiddete başvurmadan, sadece ‘Pasif direnişle’ yapmış olmaları…
Bu farklı mücadelenin lideri ise: Farklı bir kişilik: Halkın, “Yüce Ruh” anlamına gelen, ‘Mahatma’ diye adlandırdığı: Gandi’dir…
Cahillik, yoksulluk ve yıllar boyu bir sömürge toplumu olarak yaşamış olmanın verdiği eziklik içindeki halk kitlelerine, bu farklı “siyasi mücadele yöntemini” benimsetmeyi başarabilmiş bir Önder oldu Gandi!
***
Pazarın, meydanın, halkın ortasında, kazınmış saçları, zayıflığı, çıplaklığı, sadeliği ile hep var oldu! Politik söylemi yetersiz kalınca, susup oruç tutardı… Bağımsız bir Hindistan için İngilizlere karşı verilecek mücadeleyi Gandi, şöyle açıklıyordu:
“Sömürgeciliğe karşı, ‘Hindistan’ın bağımsızlığı’ kazanılabilir; ancak, insanın içinde bulunan kötülük ile savaşmak gerekir…
O hep, doğru olduğuna inanılan bir şey için, ‘şiddet kullanmadan’ mücadele etmek gerektiğini savundu… Gandi’nin temel yöntemi “Satyagraha”, yani “Gerçek üzerinde ısrar etmekti…” Toplantılarda, sık sık okuduğu bir “Shelley” şiiri, hep Gandi’nin düşüncelerini yansıttı:
“Sık ve sessiz bir orman gibi / sakin ve kararlı durun / Kaybedilmemiş bir savaşın silahları olan…”
O hep: “Hindistan’ın asıl özgürlüğü / yeni ve özgür bir ‘Hintli Bireyin’ ortaya çıkmasıdır” derdi. Ve, Hindistan’ın zincirlerinin Hint insanının kendisi tarafından yapıldığını düşünüyordu…
TOLSTOY ve ATATÜRK HAYRANI…
İngiltere’de, ‘Hukuk Eğitimi’ gördükten sonra, 20 yılını Güney Afrika’da geçirdi ve bu süre zarfında, bu ülkede yaşayan “Hintlilerin” haklarını koruma mücadelesi verdi…
Anarşist Rus yazarı Tolstoy’un, ‘Dünya Görüşüne’ ve Atatürk’ün, ‘Bağımsızlık Mücadelesine’ hayran olan Gandi, Hindistan’a döndüğünde, ‘dini, ahlaki ve siyasi görüşlerinin’ bir yansıması olan: Mücadele yöntemini: Şiddet Aleyhtarlığı ve Pasif Direniş olarak belirledi…
Kısa bir süre içinde: “Hindistan Ulusal Kongresi’nin Lideri” oldu ve İngiliz Yöntemi’nin ‘sert uygulamalarına’ karşı, Bağımsızlık Mücadelesi’nin ilk kıvılcımlarını başlattı…
1920 – 1922 arasında, İngiliz’in tüm “Yasama Kuralları” boykot edildi. “İngiliz Dokumaları” yerine, çıkrıkta eğilmiş pamuktan yapılmış Peştemallar “HAREKETİN SİMGESİ” oldu.
TUZ YÜRÜYÜŞÜ…
Mart, 1930’da, tuza konan yeni vergiye tepki olarak, Protesto yürüyüşü başlatan Gandi, 24. günün sonunda, kendisine katılanlarla birlikte, Hint Okyanusu’na ulaştı… Bu etkili eylem sonunda, aralarında, Gandi’nin de bulunduğu 60 bin kişi tutuklandı…
Açlık grevleri, protestoları, siyasi söylemler, Gandi’nin: “Şiddetsizlik Politikası’nın” en önemli özellikleri oldu…
Nisan, 1942’de, “Hindistan’ı terk edin” sloganı ile yeni bir eylem başlattı… Hindistan’da, ‘bağımsızlık Mücadelesi’nin ulaştığı boyut, İngiltere’ye, “Hindistan’a bağımsızlık tanımak” dışında bir seçenek bırakmıyordu… Ama,
Gandi’nin, 1944’de, Müslümanların lideri “Ali Muhamed Cinnah” ile yaptığı görüşme ‘tek devlet içinde yaşayamayacakları” görüşünü kesinleştirince: “1947 yılının 14 Ağustosunu, 15ine bağlayan gecede:
- “Hindistan bağımsızlığını kazanırken, ülke de ikiye ayrılıyor… Ve,
- ‘Pakistan’ kuruluyordu…
Bu ayrılış, ‘Keşmir’ anlaşmazlığı yüzünden: “Bir milyon kişinin ölümüne” yol açacaktı!
Aradaki gerginlik ise çatışma ve ölümlere neden olmayı sürdürecekti…
* * *
Ama… Kaçınılmazdı…