1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Garantörlerin böldüğü ada!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Garantörlerin böldüğü ada!

A+A-

“Garanti Anlaşması” Kıbrıs’ın bölünmezliğini garanti ediyordu oysa…
Türkiye, Yunanistan, İngiltere bunun için imza atmıştı.
Kıbrıs Cumhuriyeti’ni koruyacaklardı.
Tam tersi oldu.
Kıbrıs’ın “bağımlılaştırılmış” bağımsızlığı bir işe yaramadı.

***

Yunanistan’ın darbesi geldi önce…
“Bu kadar az insanın bu kadar büyük felakete yol açtığı dünyada nadir görülmüştür” diyordu Makarios.
Canını zor kurtarmıştı.

Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios, 19 Temmuz 1974’te, New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitap etti.
O konuşmanın altına Rauf Denktaş’ın imzasını atsanız kimse anlamazdı.
“Yunanistan’daki askeri rejim Kıbrıs’ın bağımsızlığını hunharca ihlal etmiştir. Yunan Cuntası Kıbrıs halkının demokratik haklarına saygı göstermeden, diktatörlüğünü Kıbrıs topraklarına yaymıştır. İşgal devam etmektedir ve Kıbrıs’ta Yunan subayları olduğu sürece de devam edecektir. Yunan cunta darbesi istiladır; tüm Kıbrıs halkı, Rumlar ve Türkler bunun acı sonuçlarını yaşıyor.”

***

Bu konuşmanın üzerinden bir bebek uykusu kadar zaman geçmeden Türkiye askeri Kıbrıs’a çıkıyordu.

Kıbrıs’ta yalnızca Yunan değil Türk subayları da vardı şimdi ve Kıbrıslılar onlardan emir alıyordu.

Savaş uçaklarından atılan bildirilerde, hem Yunanca hem Türkçe şunlar yazıyordu:
“Kıbrıs Rumları, biz adayı sizi kandıranlardan ve kana bulayanlardan temizlemeye geldik. Güzel adanda yine asırlarca kardeş bildiğin Kıbrıs Türkü ile huzur içinde yaşayacaksın. Biz bunu sağladıktan sonra Türkiye’ye döneceğiz. Biz bunu sağladıktan sonra Türkiye’ye döneceğiz. Biz toprak değil sulh, adalet ve kardeşlik istiyoruz.”

Bildirinin altında “Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı” imzası vardı.

***

Rauf Denktaş’ın 20 Temmuz sabahı Bayrak radyosunda yaptığı konuşmayı bugün birisi dillendirse, muhtemelen Türkiye’ye girişte “sakıncalı” görülür, geri gönderilirdi.
“Bu bir istila değildir. Kıbrıs’ın bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü ve güvenliğini yeniden tesis etmek için girişilen ve sadece bu gayeye matuf sınırlı bir polis harekâtıdır. Zafer, bağımsız Kıbrıs Cumhuriyetinin savunucusu, Tüm Kıbrıslılarındır.”

***

Herkesin “maskeli” bir yüzle dünyaya baktığı, sözlerin yalan olduğu, coğrafyanın parçalandığı bir trajediydi yaşanan…

Üç yüz bin insan evinden, tarlasından, iş yerinden oldu, yüzlercesi öldü, kayboldu, bölündükçe bölündü hayatlar…
Bir taraf cumhuriyete sarıldı, bir başka taraf ganimete…

***

11 Temmuz 1959’da Zürih’te imzalanan “Garanti Anlaşması” şunu emrediyordu:

“Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü, güvenliğini ve anayasanın temel maddeleri ile oluşan durumu tanırlar ve garanti ederler.”
Üstelik aynı anlaşma “adanın taksimini doğuracak” tüm hareketleri yasaklıyordu.

Yunanistan, İngiltere ve Türkiye “garanti” ettikleri düzeni bozanlar olarak geçtiler tarihe!

garantorlerin-boldugu-ada-1-okunakli.jpg


Her iki toplumda da hem katiller, hem masum siviller vardı

Kıbrıs’ın geçmişinde etnik şiddet ve hıncın öne çıktığı, utançla anımsanan 15 yıl var.
1958’lerden 1974’e kadar onlarca masum öldürüldü, karşılıklı…

Her “milli” günde yaralar kazınıyor yeniden…
Yeniden kanatılıyor bedenler…
Milliyetçiliğin katlettiği insanlar yine milliyetçi bir yaklaşımla anılıyor.

En acısı da şu…
Kendi mağduriyetini biliyor her toplum…
Kendi acısını tanıyor.
Hep “ölüyor” ama…
Hiç “öldürmüyor.”

Her iki toplumda da hem katiller, hem masum siviller vardı oysa…
Hem faşistler vardı, hem de iyi yürekli insanlar…
Savaş vardı.
Barış yok halen…

***

1958'de Gönyeli Kördemen katliamın öğretilmiyor Kıbrıslı Türk çocuklarına...
Kıbrıslı Rumlardı öldürülen…

Tıpkı aynı yıl Atlılar ya da Sinde katliamını bilmediği gibi, Kıbrıslı Rum çocuklar.
Öldürülen Kıbrıslı Türklerdi çünkü...

1963'ü Kıbrıslı Rum çocuklar bilmez tümüyle...
1974'ü Kıbrıslı Türk çocuklar…

Atlılar, Muratağa, Sandallar, Taşkent'de tam bir soykırımdı yaşananlar.
Bugünlerde Limasol'da, Larnaka'da, Baf'ta anılmaz bu insanlar...

Aşa ve Sinde'de, Palekitre - Balıkesir'de katledilen çocukların Girne'de, Karpaz'da, Güzelyurt'ta anılmadığı gibi...

1974'te 498 Mehmetçik, 20 Mücahit, 270 Kıbrıslı Türk sivil can verirken, Kıbrıslı Rumların da en az 4 bin asker ve sivili yitirdiği kuzeyde pek konuşulmaz.

Aleminyo, Siskilip, Balikitre, Aşa, Voni, Tohni, Muratağa-Sandallar-Atlılar, Eftakomi-Galatya...
Hepsinden masum insanlar öldürüldü ve ölenler de öldürenler de Kıbrıslıydı, Türktü, Yunandı.

Gökyüzü öylesine ağır duruyor üzerimizde, hâlâ
Utanç da yetmiyor bazen…
Yüzleşmek de…
Barışa ermek gerekiyor.
Unutmadan ama yüzleşerek…
Affederek ve ortak bir gelecek inşa ederek birlikte…
Milliyetçi saplantılardan, egemenlik yarışlarından, yarım hakikatlerden kurtularak…

her-iki-toplumda-1.jpg

her-iki-toplumda-2.jpg

her-iki-toplumda-3.jpg

Bu yazı toplam 2234 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar