ZEKİ ÇELER’LE 1 SAAT…

Yeni kabinede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak görev alan Zeki Çeler’le röportaj yaptık dün…
Zeki Çeler’i bilen bilir, enerjik, heyecanlı, iş yapma konusunda isteklidir.
Tam da beklediğim gibi bir Zeki Çeler buldum.
Çok ama çok heyecanlı…
Yine bakanlığı ile ilgili bir yurt dışı teması olacağı için bir yandan da dert yanıyor, “Aman buradaki işler ne olacak” gibisinden telaşlı!
O derece kıyamıyor işleri bırakıp yurt dışı teması yapmayı…
Pek tabii temasları da iş yaşamıyla ilgili, önemli geçeceğe benziyor.
Zira direkt memleketi ilgilendiren bazı konularda bazı ülkelerin çalışma bakanları ile direkt teması olacak bu açıdan heyecanlı…

                                                                 ***

“Bakanlığa geldiniz, ne buldunuz”  diye sordum, ısrarla enkaz edebiyatı yapmayacağını vurgulasa da aslında bazı yapılması gerekenlerin- yani yapılmayanların yapılmaya başlandığını, bunların da icraat gibi göründüğünü söyledi.
Mesela denetimler!
Kadro sıkıntısı olmasına rağmen (ki ben artık kamuda kadro sıkıntısı sözü duymak istemiyorum)  denetimlerin çok sık yapılacağını, hatta iş yeri isimlerinin de açıklanacağını belirtti.
Diğer yandan “Gençler arasında sevilen biriyim. Bu açıdan gençlerin benden beklentisi yüksek. Yurttaşımız gençlere yönelik sürpriz projelerimiz olacak” diye de eklemekten kendini alamadı.
“Bu sürpriz icraatlardan ip ucu verir misiniz”  diye sordum, ip ucu verdi, ancak henüz olgunlaşma aşamasında olduğu için yazmak için erken, ileride yazacağız.
Bazı denetimlere bizzat kendi de katılmış Bakan Zeki Çeler…
Kimilerinde zorluklar da yaşanmış, ilginç detaylar var.

                                                                 ***

Meltem Sonay ve Didem Menteş ile gittiğimiz ‘Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler Röportajı’nı bugün sayfalarımızdan okuyabilirsiniz.
Pek tabii işi kolay olmayacak.
Sosyal Sigortalar’ın hantallığı, Sigortalar’ın ve İhtiyat Sandığı’nın borç durumları-mali yapısı, iş yaşamıyla ilgili sorunlar, asgari ücret, iş yeri denetimleri, kaçak sorunu ve dahası…
Yapılacak onca şey var ki!
Hepsini takip edeceğiz.
Genel olarak Zeki Çeler’i heyecanlı, iş yapmaya meyilli ve istekli gördüm.
Yapacağı her olumlu işin yanında olacağım, olumsuzları kendisi ile paylaşacağım.
Kapıdan odasına girdiğimde kollarını açtı, “Oooo, gardaccığım da geldi” dedi, sarıldı.
Tam da o hesap…
‘Gardaccığın’ bu görevinde yanında olacak Sayın Bakan!
Yanında, çok yakınında, olumsuzlukları direkt yüzüne söyleyecek, doğruları da dile getirecek!
Şimdi iş zamanı!
Hade, göster kendini!

BİR İZİN ALMA-ALAMAMA HİKAYESİ…

Yüksek öğretimde değişik salvolar!

Geçtiğimiz hafta, sevgili Didem Menteş, YENİDÜZEN'de haberini yaptı, oradan öğrendik gelişmeleri…
Bir süredir yüksek öğrenim izni almak için ismi gündemde olan “Uluslararası Aydın Üniversitesi” ile şu anda Kuzey Kıbrıs’ta faaliyette olan bir üniversite ile ‘ortaklık kurmak’ için girişim başlattı.
Erken seçimden önce, UBP Hükümeti döneminde üniversite açmak için ‘ön izin’ alan, Türkiye’nin eski bakanlarından Egemen Bağış'ın da heyetlerinde yer aldığı Uluslararası Aydın Üniversitesi Ltd, Girne’de faaliyette bulunan Kıbrıs İlim Üniversitesi ile hisse ortaklığı kurmak için harekete geçti.
Hatırlayınız; Mayıs 2017’de gündeme gelen Uluslararası Aydın Üniversitesi, eğitime hazırlık çerçevesinde Girne’de araziler satın alarak, Ekim ayında Ön Değerlendirme Kurulu’ndan ‘ön izin’ almış, ön izninin Yüksek Öğretim Kurumu Açma İzni’ne dönüştürülmesine ilişkin Karar Tasarısı Meclis’te oyçokluğuyla onaylanmıştı.
Seçime kısa bir süre kala ivedilikle Karar Tasarısı onaylanmış ancak gerisi gelmemişti.
Uluslararası Aydın Üniversitesi Ltd sahibi Mustafa Aydın, ‘izin’in Meclis’e takılması ardından girişimler başlatarak, adadaki bir başka üniversite ile ortaklık için çalışma başlattı bu kez…
Aslında durum ortaklıktan öte söz konusu üniversiteyi izni, kampusu ile birlikte satın alma girişimi…
Pek tabii sorun iki üniversitenin ortak olması değil!
Sorun Uluslararası Aydın Üniversitesi’nin kuzey Kıbrıs’ta üniversite açma izni alamamasına rağmen ısrarla başka bir üniversiteyi satın alarak Kıbrıs piyasasına girme girişimidir.
Eğer bir izin verilecekse ( ki henüz verilmemiştir) neden Uluslararası Aydın Üniversitesi kendi iznini alma yoluna gitmiyor?

                                                                   ***

Bu konuyu daha önce de yazdım.
Aslında olayın ekonomi-siyaset ilişkisi dikkat çekiyor.
Bu şirketin yöneticileri arasında Egemen Bağış var!
Kimdir Egemen Bağış? Eski AKP’li bakan, kişisel detayına girecek değilim, siz biliyorsunuz.
Egemen Bağış’a KKTC vatandaşlığı veren, UBP'li hükümeti de biliyorsunuz!
Ve bu ekibe üniversite açma ön izni veren de eski hükümetti, biliyorsunuz!
Seçime günler kalan meclise izin onayını getiren de yine UBP'li hükümetti!
Yani ramak kalmıştı, şartları zorlaya zorlaya ortaya bir izin çıkaracaklardı, olmadı, seçime gittik.
Şimdi yine bu ekip devrede…
Bu kez izin alamayacaklarını düşünüyorlar herhalde ki, bu kez izni olan bir üniversiteye ortak girme girişimi ortaya koyuyorlar.
Kimsenin ticari faaliyetinde değilim, kim ne isterse yapsın ama biz üniversite izninin kampusla beraber satılması normal mi sizce?
Size eğitim vermek adına bir izin verilmiş, siz bu işletmeyi başkasına satıyorsunuz, ya da ortak alıyorsunuz.
Üstelik sattığınız kişi de üniversite izni alamayan bir ekip.
Tüm bunlar hoş olmayan girişimler, kimse kusura bakmasın.
Bu ortaklık şimdi Bakanlar Kurulu onayı bekliyor.
Mevcut hükümetin onayı şart.
Bakalım yeni hükümet bu devire onay verecek mi?
İzleyeceğiz… Ancak şunu da söylemeden bitirmeyeyim; böylesi devirlerin yasal olarak engellenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Eğer bir kuruma üniversite izni verilmişse, o kurum eğitim faaliyetini sürdürmeli, okulu satamamalı, büyük ortak alarak devir edememeli.
Eğitim hassas konu… Bu hassasiyete dikkat edilmeli…
Eğitim adası isek eğer, bunun ticarete dönüşmesini engellemek elimizdedir.
Ve bunun tam zamanıdır.