1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Gazete haberleriyle fizik öğretiyor
Gazete haberleriyle fizik öğretiyor

Gazete haberleriyle fizik öğretiyor

Gazete haberleriyle fizik öğretiyor

A+A-

ABD’li araştırmacı fizik profesörü John M. Hauptman’ın “gazete fiziği” kursu, dersi sevmeyen öğrencileri bile cezbediyor

 

* “Niye bu kitaplarla uğraşıyoruz ki? Örneğin iyi bir gazete ele geçirirsek -New York Times gibi-, kimyayı da, fiziği de, istatistiği de, edebiyatı da, tarihi de gazetelerden öğretiriz. Çünkü gazetelerde hemen hemen her şey, tüm temel bilgiler vardır. Çünkü gazeteciler gidip haberin esasını bulup doğruyu yazarlar.”

* “Baz istasyonları ve elektronik aletlerdeki dalgalar kansere neden olur mu? Telefonda konuşursak beyin kanseri olur muyuz? Çalışmalar gösterdi ki ‘hayır’. Beynin tek bir hücresindeki enerji bir mikrodalgadakinden çok daha fazladır. Dolayısıyla bir sorun yok. Tabi ki sadece beni dinleyerek tatmin olmamalısınız. Bunun araştırılması lazım.”

Özgül GÜRKUT

ABD’nin Iowa Devlet Üniversitesi’nde araştırmacı fizik profesörü olarak görev yapan John M. Hauptman, geliştirdiği “gazete fiziği” adlı kursla, öğrencilerin çoğunun pek de sevmediği fizik dersini ilginç ve eğlenceli hale getirdi.
Hauptman, cep telefonu şirketlerine ait bazı istasyonları ve elektronik aletlerin radyasyon yayarak kansere neden olduğu için ülkemiz de dahil birçok ülkede yaşanan endişe ve tartışmalar konusunda ise “kanser yaptığına dair kanıt yok” yanıtını verdi ancak hemen ekledi: “Tabi ki sadece beni dinleyerek tatmin olmamalısınız.”
Çeşitli ülkelerde seminerler veren Hauptman, geçen hafta Kıbrıs’taydı. DAÜ’de ve Lefkoşa AKM’de fizik öğretmenlerine yönelik seminer veren Prof. Hauptman, fiziğin evrendeki tüm objelerle ilgili olduğuna işaret ederek “Her şeyin temeline inildiğinde görülür ki aslında her şey çok basittir. Bana fizik çok kolay gelir, biyoloji ve kimya ise zor...” diyerek fiziğin eğlenceli ve faydalı bir konu olduğunu söyledi.

Amerikalı öğrenciyi sınıftan al, laboratuvara koy!
“Yunanca mı, fizik mi” derken ABD’nin köklü üniversitelerinden Berkeley Üniversitesi’nde fizik eğitimi aldığını anlatan Hauptman, ülkesindeki üniversitelerde birçok ülkeden farklı olarak eğitim ve araştırmanın aynı ağırlıkta olduğunu ve kendisinin de işini çok severek sürdürdüğünü vurguladı. Hauptman, Amerika’da eğitim almış bir öğrenciyi kolaylıkla sınıftan alıp laboratuvara koyabildiklerini söyledi.

“Ders kitaplarından nasıl kurtuluruz?”
Kıbrıs’a ABD Büyükelçiliği’nin sponsorluğuyla bir seminer için davet edildiğini anlatan Prof. Dr. John M. Hauptman, “Fizik Dünyası” adlı bir dergiye yazdığı “ders kitaplarından nasıl kurtuluruz” konulu yazısının büyük ilgi gördüğünü kaydetti. Kitaplara genellikle eğitim kurullarının karar verdiğini, örneğin biyoloji kitabında Evrim Teorisi’nin; fizik kitaplarında Büyük Patlama’nın yer alıp almamasının tartışıldığını belirten Hauptman, bunları görünce derginin editörüne bir yazı yazdığını ve “Bu ders kitaplarını hiçbirimiz satın almamalıyız. Çok maliyetli ve kötü kitaplar” dediğini anlattı.

“Niye kitaplarla uğraşıyoruz ki!”
Hauptman özetle şöyle devam etti:
“Niye bu kitaplarla uğraşıyoruz ki? Örneğin iyi bir gazete ele geçirirsek New York Times gibi, kimyayı da, fiziği de, istatistiği de, edebiyatı da, tarihi de gazetelerden öğretiriz. Çünkü gazetelerde hemen hemen her şey, tüm temel bilgiler vardır. Çünkü gazeteciler gidip haberin esasını bulup doğruyu yazarlar. Talkshowcular da haberleri medyadan toplarlar. Yeni bir bilgi üretmezler.”

“Baz istasyonları kanser yapar mı? Çalışmalar gösterdi ki hayır”
Bu sözlerinin ardından önündeki gazeteden bir örnekle konuya açıklık getiren Hauptman, baz istasyonlarına karşı eyleme hazırlanan vatandaşlar haberini yorumladı.
Bunu açıklamak için öğrencilere önce mikrodalganın ne olduğunu açıkladıklarını kaydeden Prof. Dr. Hauptman, şöyle konuştu:
“Sorun şu: Bu dalgalar kansere neden olur mu? Telefonda konuşursak beyin kanseri olur muyuz? Çalışmalar gösterdi ki hayır. Örneğin yatak yanlarında kullanılan alarmlı saatler beyin kanseri yapar mı? Bu da çok soruluyor. Burada sorulacak doğru soru, ‘bunun içinde ne kadar enerji vardır’ sorusudur. Beyin de bir devredir. İçinde iyonlar, nöronlar vardır. Beynin gönderdiği mesajlar bir voltajın onda biri gücündedir. Sorulması gereken şey, cep telefonu ne kadar enerji üretir veya baz istasyonlarından ne kadar enerji çıkar? Bu da beyin üzerinde bir etki yapar mı? Beynin tek bir hücresindeki enerji bir mikrodalgadakinden çok daha fazladır. Dolayısıyla bir sorun yok. Tabi ki sadece bunu dinleyerek tatmin olmamalısınız. Bunun araştırılması lazım.
İki grup insanla bu örnek yapılabilir: Bir grup cep telefonuna maruz bırakılır. Belki biri büyük şehirde yaşamış, dalgalara uzun süre maruz kalmıştır. Başka bir grup da kırsal alanda yaşayan çocuklar olabilir. Bunlar arasında kanser kıyaslanabilir.

“Bana göre kanser yapar demek için yeterli kanıt yok ama kesin doğru anlamına da gelmez”
ABD’de bazı kişiler elektrik hatlarındaki dalgalardan korunmak için helmet giyiyordu. Böyle bir çalışma yapıldı ve bulundu ki o bölgede kanserin görülme oranı daha fazla değil.
O hatlara yakın çalışanlar arasında yapılan kanser taramasında, bu kişilerdeki kanser oranının diğer bölgelere göre daha düşük olduğu ortaya çıktı. Dolayısıyla bana göre kanser yapar demek için yeterli kanıt yok.
Yine de bu kesin doğrudur anlamına gelmez. Anlamadığımız küçük bir etkisi olabilir ama şu anda bunun kesin kanıtı yok. O yüzden belki de hayatımızın sonuna kadar bilmeyeceğiz gerçekten bu etkisi var mı, yok mu...”

Peki ya trafik kazaları?

Fizik profesörü John M. Hauptman, trafik kazalarını fizik öğretiminde nasıl kullandığı sorusunu yanıtlarken, trafik kazalarında çok fazla mekanik olduğunu söyledi.
“Emniyet kemeri bağlı olmadan, jeep aracıyla giden bir öğrenci kaza geçirip altı kez takla atıyor ve aracın elektrik direğine vuruyor. Sürücü de elektrik direğinin telleri üzerine fırlıyor  ama ölmüyor” örneğini yorumlayan Hauptman, “Burada fizik açısından çok fazla bilgi ver.
Momentumlar, enerji konservasyonu... Sürücünün 10 metre yükseğe fırlaması gösterir ki hızlı gidiyordu. Ne kadar hızlı gittiğini bu bilgiyle hesaplayabilirsiniz” diye konuştu.
Bu örnekte emniyet kemeri takılı olmayan sürücünün durumundan yola çıkarak, motorlu araçlarda, uçaklarda emniyet kemeri takmanın neden önemli olduğuna dair de derslerde öğrencilerle konuşulabileceğini anlatan fizik profesörü John M. Hauptman, “Dolayısıyla bu haberlerde fizik konusunda işlenecek çok konu var ve bunlar basit fizik kurallarıdır. Hepsini bir araya getirip akla geleni yorumlayabilirsiniz” dedi.

Fiziği sevmeyenlere tavsiyeler...

Hauptman, fiziğin çok fazla sevilen bir ders olmadığı yorumu ve öğrencilere nasıl sevdirilebileceği sorusu üzerine “Evren her gün nasıl değişir’ diye bir TV programı veya şov programıyla bu sorunun aşılabileceğini; bu tip programlarda fiziğin çok kullanıldığını, sanatla da fizik öğretilebileceğini ifade etti.

İnternetin patenti yok!
Hauptman, 1900’lü yıllarda Cern Laboratuvarı’nda (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) bir fizikçinin “dünyadaki mühendis ve fizikçilerin birbiriyle çalışması lazım ki işlerini doğru dürüst yapabilsinler” dediğini belirterek, örneğin bir buluş olan internetin bugün herkesin kullandığı bir alana dönüştüğünü, yaklaşık bir ay önce yine bu laboratuardan bir fizik profesörünün internetin patentinin alınmadığını fark ettiğini söyledi.
Hauptman, fizikçilerin zor şeyleri çözmek için laboratuara girdiğini ama buluşlarının bazen hastanede bir alet olarak insanların karşısına çıktığını ifade ederek, sözlerini “Fizik eğlenceli ve faydalı bir şey...” diye tamamladı.

Bu haber toplam 2224 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 109. Sayısı

Adres Kıbrıs 109. Sayısı