Gazeteciler ‘Haberimi Değiştirme’ Diyor
• Editoryal müdahaleler, muhabirin eserini farklı veya ters bir anlama büründürecek derecede ileri götürülemez.
• Haber gazete yöneticisinin malı değil, kamuya ait bir değerdir
Gazeteci Aral Moral, facebook’ta 2 Eylül’de paylaştığı mesajında, yıllar önce hazırladığı bir haberin, genel yayın yönetmeni tarafından yapılan değişiklikle nasıl anlam kaymasına uğradığını yazdı…
Benzer bir tepkiyi, Türkiye’deki Cumhuriyet gazetesinin parlamento muhabiri Emine Kaplan da Twitter’da paylaştığı mesajla şöyle dile getirdi:
"Haberdeki başlık ve yorum bana ait değildir yazıişlerinin takdiridir"…
Yabancılaşma
Her iki muhabirin tepkileri aslında gazeteciliğin önemli bir sorununu dile getiriyor: Haberin değiştirilmesi, saptırılması, özünden koparılması. Buna “yabancılaşma” da deniyor, yani üreticinin(muhabirin) kendi ürününe yabancılaşması, “bu benim haberim değildir” demesi.
Muhabirlerin, kendi haberlerinin değiştirilmesine sıkça itiraz ettiklerini biliyoruz ama tepkilerini kamuoyu önünde göstermeleri pek alışık olduğumuz bir durum değildir. Bu nedenle Moral ve Kaplan’ın tepkileri, muhabirlerin haberlerini (ve ayni zamanda mesleki sorumluluklarını) daha çok sahiplenmeleri açısından sevindiricidir.
Haber üretim sürecinin en önemli unsuru muhabirlerdir. Muhabirler, para karşılığı yaptıkları bu görev gereği, elbette patronlarına ve yöneticilerine karşı sorumludurlar. Ancak kamuya olan sorumlulukları yöneticilerine olan sorumluluklarının üzerindedir ve bu sorumluluğu da gerçeğe sadık kalarak yerine getirebilirler.
Haber değiştirilir ama
Bu saptamayla, ‘haberde hiçbir şekilde değişiklik yapılamaz’ sonucunu çıkardığımız anlaşılmasın; tam tersine editörler, yazı işleri müdürleri, yayın yönetmenleri, haberin daha anlaşılır, daha bütünsel, daha okunur, daha etkili olması için muhabirlerden gelen haberlere birtakım müdahaleler yapmasaydı, haberciliğin nasıl verimsiz bir etkinlik olacağını tahmin edebiliyoruz.
Kastettiğimiz, muhabirin yazdığı haberde yapılacak değişikliklerin bir sınırı olduğudur. Her haberin bir ana fikri vardır ve değişiklikler, haberi farklı (hele ters) bir anlama büründürecek derecede ileri götürülemez.
Aral Moral, “Haber benim ele aldığım şekilde değil de farklı bir ‘mesajla’ topluma servis edilmişti.” diyor. Emine Kaplan da mesajıyla, “Bakan’ın Alevilere ihanet ettiği anlamı çıkan başlık benim değil, haberimden böyle bir anlam çıkmaz” demek istiyor.
Haber kamu malıdır
Peki bir genel yayın yönetmeninin, bir yazıişleri müdürünün haberin anlamını ters çeviren böylesi bir müdahalesi kabul edilebilir mi?
Yasalar, gazete yöneticilerinin bu tür davranışlarını suç kabul etmeyebilir(doğru dürüst bir basın mevzuatımız yok ya); ancak gazeteciliğin kamusal sorumluluğu ve medya etiğini dikkate alırsak, haberlerin gelişigüzel değiştirilmesinin kabul edilemeyeceğini söylemeliyiz. Haber gazete yöneticisinin malı değil, kamuya ait bir değerdir.
“1. Gazetecinin temel görevi, gerçekleri nesnel bir biçimde, çarpıtmadan, sansürlemeden aktarmaktır”. Medya Etik Kurulu Gazetecilik Meslek İlkeleri’nin birinci maddesinin gerçekle ilgili olması boşuna değildir. Kestirmeden söylersek, Aral Moral’ın değiştirilen haberi, gerçeklere ve dolayısıyle meslek ilkelerine ters bir niteliğe büründürülmüştür.
Her iki örnekte de muhabirler itirazlarında haklıdır. Benzer tepkilerin arttığı ve gazetecilerin, haberlerine daha fazla sahip çıktıkları bir medya, çoğulcu demokratik yaşama daha fazla katkıda bulunacaktır.
-----------------------------------------------------------------------
Aral Moral’ın facebook’taki paylaşımı
Gazetecilik ilginç bir meslektir.
Hiç unutmam; X genel yayın yönetmeni benden bir haber istemişti. “Ledra Palas barikatından Güney Lefkoşa’ya geçer geçmez böbrek nakli yapan bir vakıf hastanesi var. Orada, Kıbrıslı Türklere de ücretsiz böbrek nakli yapılıyor” deyip, beni habere göndermişti.
Ben böyle bir olayın, iki toplumlu ilişkiler çerçevesinde olumlu bir dilde ele alınmasının önemini düşünüp, bu yönde de haberi kurgulayıp hazırlamıştım. Gazetecinin ertesi gün yaptığı ilk şeydir; hemen koşup bir gazete alıp haberinin yer aldığı sayfaya bakmak... Öyle de yaptım. Bir de ne göreyim? Haber benim ele aldığım şekilde değil de farklı bir ‘mesajla’ topluma servis edilmişti. Başlığı da ‘İNSANIMIZ ÇARESİZ GÜNEY’E’ olarak ‘belirlenmişti’.
Fakat söz konusu ‘amirimizin’ başka bir gazetesi daha vardı. Birkaç dilde yayımlanıyordu ve yukarıda bahsettiğim haberim o gazetede de yayımlanmıştı. Ama bir farkla; haberin başlığı (yine, ama pozitif bir şekilde) tamamıyla değişmiş, haberin dili de oldukça pozitifti; hani iki toplumun işbirliğine dem vuran cinsten.
Bu sabah, tam da bu günlerde yaşanan bir çok gelişmeyle birlikte ‘alınan pozisyonlar’ ve ‘yaratılmaya çalışılan’ cephelere ve de yazılanlara baktıkça aklıma geldi. En başta dediğim gibi. Gazetecilik ilginç bir meslektir vesselam.”
-------------------------------------------------------------------------
Kaplan haberini sahiplenmedi
Cumhuriyet gazetesinin 28 Ağustos 2015 tarihli sayısında sürmanşetten yayınlanan ve ayrımcılığı körükleyen haberde imzası bulunan parlemanto muhabiri Emine Kaplan, Twitter’dan gazetenin yayına sunuş şekline tepki gösterdi ve haberi sahiplenmedi.
Emine Kaplan imzasıyla yayınlanan haberde kendisine bakanlık teklif edilen HDP'li milletvekili Müslüm Doğan'ın, daha önce duyurduğu Alevilerin sorunlarıyla ilgili basın toplantısını ertelediği vurgulanırken, "Hükümet kurulunca konuyu kabinenin gündemine getireceğini söyleyen Doğan, bakanlık teklifini içeren mektubu aldıktan sonra, dün konuyla ilgili olarak TBMM'de düzenleyeceği basın toplantısını erteledi" denildi.
"Bakanlığı duydu mezhebi unuttu" başlığıyla verilen haber, Müslim Doğan’ın bakanlığı elde edince Alevilere ihanet ettiği yorumunu içeriyor. Haberde imzası bulunan Emine Kaplan, "Haberdeki başlık ve yorum bana ait değildir yazıişlerinin takdiridir" mesajıyla, böyle bir yorumu kabul etmediğini, kendi hazırlamış olduğu haberin orijinalinin böyle bir yorum içermediğini beyan etmiş oldu.