1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Gazeteler neden kapanıyor?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Gazeteler neden kapanıyor?

A+A-

 

Realist gazetesi dün yayın hayatına veda etti.
Bu yılın Ocak ayında yayına başlayan gazetenin ömrü sadece dört ay sürebildi.
Realist’in kapanmasıyla birlikte çok sayıda emekçi işinden oldu.
Zaten kaç zamandır çalışanlar ödenemiyordu. Bazı arkadaşlar istifalarını verip gazeteyle yollarını ayırmıştı.
Dün ‘Teşekkürler’ manşetiyle editoryal bir ‘veda’ mektubu yazıp yayın hayatına noktayı koydu Realist...

**

Realist’in kapanması ‘ilk’ değil.
Son bir yılda bir gazete ile iki de televizyon kapanmıştı. Realist son iki yılda kepenk indiren dördüncü yayın organı oldu.
Bir yandan kapananlar var, ama diğer yandan yayın hayatına yeni başlayan gazeteler, radyolar, televizyonlar da var.
Medya bir ‘güç’ alanı olarak algılandığından, parası ya da siyasi gücü olanlar bu alana yatırım yapmaya niyetleniyor.
“Gücüm olursa iktidarlara ve kamuoyuna istediğimi yaptırtırım” anlayışında olanlar var.
Türkiye’deki ‘holding tipi medya’dan örnek alıyorlar, belli...

**

Ama KKTC’deki yapı Türkiye’ye pek benzemiyor.
Burada medya bir ‘güç’tür evet, ama KKTC’deki şirketler Türkiye’deki kadar büyük, güçlü, sonsuza kadar ‘zararına gazete çıkaracak’ kapasitede değiller. Dolayısıyla bir süre geçince “zararın neresinden dönülse kardır” diyerek noktayı koyuyorlar.
İkincisi, KKTC’de medya ‘çok parçalı’... Türkiye’deki gibi ‘iki buçuk medya’ modeli burada yok. Yayın organı sahibi olup ‘güç’ elde etmek isteyenler, o ‘güc’ün o kadar da ‘güçlü’ olmadığını görüyor. Zira ‘çok parçalı medya’ düzeninde kamuoyu ‘tek merkez’den yönlendirilemiyor.
Bununla birlikte siyasi ve ticari çıkar gruplarının medyaya hakim olma, medyayı kullanma çabaları başka şekillerde devam ediyor.

**

Peş peşe gazetelerin ve televizyonların kapanması sürpriz değil.
Kuşkusuz batan ya da yayın hayatına son veren her yayın organının ticari akla, piyasaya ve diğer koşullara uygun davranıp davranmadığı sorgulanabilinir.
Elbette işletmeciliğinde de sorunlar, yanlışlıklar vardır. Yönetiminin, yayın ve reklam politikasının hataları, eksiklikleri vardır.
Ancak bu ‘öznel’ tespitler, KKTC medyasının ‘genel’ durumuyla ilgili saptamaları ortadan kaldırmıyor.
Defalarca söyledim, yazdım.
Sivil toplum örgütleri de kaç kez gündeme taşıdı.
Bu ülkede medyanın geleceği, Türkiye medyasının haksız rekabeti nedeniyle karanlıktır!
Detaylarını defalarca yazdık, konuştuk, anlattık.
Tekrara gerek yok.
Ancak şunu tekrarla ve ısrarla yazıp söylüyorum.
Kıbrıs Türk medyasının bugünkü durumunun sorumlusu ‘aciz’ durumdaki devletimizdir!
Türkiye’den gelen ‘bedava reklamlar’ın önünü kesmek için hiçbir şey yapmamak sadece medyamızın değil, bütün üretici sektörlerin de hazin sonunu hızlandırıyor.

‘Basın özgürlüğü’ ya da ‘üretime destek’ gibi laflar kulağa hoş geliyor ama ne birinin, ne öbürünün olmayacağı günler de süratle yaklaşıyor.
Ve son bir not...
Kıbrıs Türk medyasının sonu, siyasilerin de sonudur!
Medyanın, üreticinin, esnafın, kültürün, tarihin, toplumsa değerlerin olmadığı yerde siyasete, siyasetçiye ne gerek kalır ki?

Bu yazı toplam 2490 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar