“Geberin, zerre umurumuzda değilsiniz siyaseti”
Grip midir artık nedir pek de bilemiyorum; hastaneye gitmeye de “sıramız gelmeyecek” diye çekiniyorum; ayrıca “tanıdık doktor” torpili ile de elalemin sırasını kesmek ahlaksızlığını daha fazla yapmak da istemiyorum; son olarak özel doktora ve ilaca verecek en az 3 bin TL de bana koyduğundan dolayı; berbat bir hafta sonu geçiriyorum…
-*-*-
Ne yapıyorum?
Okuyorum, yazıyorum, sıkı sıkı giyinip maç izliyorum!
Tottenham yine yeniliyor ve bir de onun kahrını çekiyorum bu arada!
-*-*-
Okuduklarım arasında, dünkü İngiliz Pazar gazetelerinden Sunday Express de var…
Daily Express’in Pazar günleri yayınlanan kız kardeşi Sunday Express’in dünkü manşeti, sağlıkla ilgili…
-*-*-
Havaların soğuması ile birlikte ortaya çıkan mikroplar ve tabii ki dondurucu soğuk nedeniyle İngiliz Ulusal Sağlık Sistemleri (NHS) çok ciddi sıkıntıya girmiş!
-*-*-
Gazeteye göre, aşırı soğuk ve mikroplar nedeniyle artan hasta sayısı; acil servislerdeki (A&E) müdahale süresini uzatmış ve “fazladan” 14 bin kişi yaşamını yitirmiş!
-*-*-
Bakın!
Geçtiğimiz gün CTP Lefkoşa Milletvekili Doktor Sıla Usar İncirli’nin sosyal medyada dikkat çektiği konu buydu…
KKTC’de de durum İngiltere’den pek farklı değil ve ortada ne hükümet var ne de tedbir!
-*-*-
Cyprus Mail gazetesi yazdı; Güney Kıbrıs’ta İngiltere’dekine benzer sebeplerle acile başvurular artmış, hastaneler alarmdaymış!
-*-*-
Çevremde bir sürü insan soğuk algınlığa bağlı olarak, Dr. Sıla Usar İncirli’nin de belirttiği gibi “üst solunum”la bağlantılı sıkıntı çekiyor!
Her hangi bir hükümet yetkilisinden, sağlık yöneticisinden, “durum budur, acildir, tedbirmizi aldık, vatandaş şunuu yapsın” gibi bir açıklama işittiniz mi?
-*-*-
Dünkü gazetelerimize baktım; Türkiye’de bizden de sorumlu kardeşimiz olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz demiş ki; “KKTC Cumhurbaşkanlığı Ocak sonu hizmete girecek!”…
Yıkılır inşallah!
Sorry be Cevdet Bey!
Ama böyle!
-*-*-
Haaaa bir de Erhan Arıklı ve arkadaşları hükümete rest çekmiş; koalisyonu terk edecekmiş!
-*-*-
Açıkçası bunlar nedir biliyor musunuz?
-*-*-
Günün sonunda, topluma, “bizim siyasetimiz ‘geberin, zerre umurumuzda değilsiniz’ siyasetidir” demenin daniskasıdır!
-*-*-
Efendim erken seçime gidelim da bu “bitiriciler” bizi daha fazla bitirmesin!
Doğrudur!
Ama şimdiden, yerlerine gelme olasılığı bulunan kardeşlerime bir uyarıda bulunmak istiyorum; yıllar önce iktidara “egemen” olunduğu günlerde gerek dış gerekse iç siyasette mevcutlardan çok daha iyi performans sergilemediğiniz konusunda çok iğrenç bazı örnekler var!
-*-*-
Belki şimdikilerle kıyaslandığında devede kulak kadar küçüktür ama unutmayın sinek de küçüktür ve çorbanın içinde göründüğü anda midesi bozulmayan, midesizdir!
-*-*-
Şimdiden hazır olun!
Şimdiden şefafflık!
Şimdiden hesap verebilirlik!
Şimdiden temizlik!
Kürt iyasetine bağlı olarak Kıbrıs
siyasetinde değişiklik beklentim!
Ersin Tatar’ın ağzından belki de bir aydır “eşit – egemen devlet” ifadesini işiteniniz var mı?
Laf arasında bir iki gaf yapıp söylemiş olabilir…
Ancak görünen o ki; Tatar’ın söylemi değişmiştir ve bu kardeşimiz bir numaralı “kapı açıcı” misyonunu da yüklenmek için her türlü şovu yapmaktadır!
-*-*-
Tatar kişi olarak daha çok geçiş kapısını destekleyebilir!
Ama bunu Türkiye’de izin ya da gaz almaksızın; aşırı Türk milliyetçisi Tahsin Ertuğruloğlu’nun da belirttiği şeklin dışında savunamazdı!
Öyle bir cesareti yoktur!
-*-*-
Tahsin Ertuğruloğlu’nun da sık sık dillendirdiği siyasi tavırlar kapsamındaki “Aşırı Türk milliyetçiliği” nedir?
En basit ifadeyle “Türkiye’de bir Kürt Devleti ya da Türk – Kürt Federasyonu’nu ölme – öldürme sebebi sayıp; garantörü oldukları Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’ni etnik temelde iki ayrı egemen ve eşit devlete çevirme sevdasıdır…”
-*-*-
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir kaç gün içinde KKTC’ye gelecek…
Türkiye’de çok ciddi bir Kürt açılımı söz konusu…
Bu açılım, “bebek katili” diye yıllardır hücre hapsinde tutulan Abdullah Öcalan’ın “özgürlüğü” dahil olmak üzere; “farklı bir Türkiye” hedefliyor…
-*-*-
Bu açılımın arkasında Amerika, Rusya veya bazı Batılı devletleri aramanın bir faydası yok…
Sonuçta ortada bir “açılım” vardır ve bu “açılım”, Kıbrıs’ta etnik temele dayalı ayrı ve bağımsız bir devleti savunmayı “büyük çelişki” olarak kabul etmek zorundadır!
-*-*-
Türkiye sınırları içerisinde veya son günlerde sık sık televizyon programlarında işitmeye başladığımız Misak-ı Milli sınırlarında, “bağısız bir Kürt Devleti”ne asla izin vermeyeceğini savunan hatta “olası bir Türk – Kürt Federasyonu” ya da “Kürt Eylaleti” söylentilerini “kan dökeriz”e taşıyan zihniyet; Kıbrıs’ta bu savunduğunun tam tersini savunamaz..
-*-*-
Türkiye Cumhuriyeti, kendi başına veya “emperyalist” ağabeylerin de ricası ya da baskısıyla “Kürt Sorunu” denen sorunu çözmekte kararlıysa, önümüzdeki bir kaç gün içersinde, Tatar’ın “yırtıcı bir şahinden, beyaz bir barış güvercinine” evrimini izleyeceğiz!
-*-*-
Tatar’dan, “Serhat İncirli gibi düşünenler ve federal çözümü savunanlar barış düşmanıdır; yaşasın egemen eşit ve bölünmez Kıbrıs Cumhuriyeti” şeklinde bir açıklama yapmasını dahi beklemekteyim!
Bilmem anlatabildim mi?
Anadolu Ajansı, Guterres'in hafta sonu BM Güvenlik Konseyi üyelerine iletilen ve 13 Haziran 2024 - 11 Aralık 2024 dönemini kapsayan "İyi Niyet Misyonu" ve "BM Kıbrıs Barış Gücü (UNFICYP)" raporlarına ulaştığını yazdı. Haberdeki şu cümle bence çok önemli: “… Raporda, Guterres taraflara ileriye dönük sürece "ciddiyetle" yaklaşmaları çağrısında bulunurken, Kıbrıs meselesine hala "karşılıklı olarak kabul edilebilir" bir çözüm bulunmasının mümkün olduğuna işaret etti…” (Foto: UN Photo/Eskinder Debebe)