“Geç Öne, Doğru Yol Göster” CTP!…
Kıbrıs sorunu çözüm sürecinde liderlerin belirgin bir ilerleme yaptığı BM temsilcisi Eide’nin “liderler …çözüm bulmaya yakın olduğumuzu, geriye bazı detaylar ve yalnız kendilerinin çözebileceği önemli konular kaldığını en üst düzeyde biliyorlar” sözlerinden de anlaşılıyor. Kritik eşikteler…
Görüşmelerin bu aşamada olduğu,statükocuların endişeli çıkışlarından da anlaşılabiliyor. Önce Başbakan Özgürgün, Cumhurbaşkanı Akıncı’yı hoş olmayan bir tavırla eleştirdi, sonunda yeni bir açıklama ile tavrını yumuşattı ama görüşmelerle ilgili endişelerini de daha geniş izah etti. Sonra Dış İşleri Bakanı Ertuğruloğlu, o her zaman bildik faşizan kaba tavrıyla eleştirilerini yaptı. Bazı gazete ve gazeteciler de statükonun bekçiliğini üstlenerek sürekli öküz altında buzağı arayan çabalarla Akıncı’yı eleştirmekte, abartılı ve çarptırılmış yorumlarla görüşmeleri baltalamaya çalışmaktadır. Hele ki garantilerde değişiklik yapma gündeme gelsin, ortalığı velveleye verecekler…Statükocular, Bremen Mızıkacıları gibi toparlanmışlar, konser sahneliyorlar…
Ya barış güçleri?!Şu anda dağınıklar; sessiz ve en iyimser yorumla ‘beklemede’… Gerçi Akıncı’ya yapılan saldırılara karşı açıklama yapıp destek belirtiyorlar ama bu açıklamalar da kamuoyunda fazla yer etmiyor, etki alanı da çok dar…
Liderler Eylül ortasına kadar altı görüşme daha yapacak, sonra olası bir New York zirvesi var… Bu gerçekleşirse, referandum yakın demektir; gerçekleşmezse, çözüm uzak demektir. Her iki durumda da barış güçlerinin örgütlü ve hazırlıklı olması gerek… Bunun için de öncülük gerek… Konu siyasi olduğu için de öncülüğü bir siyasi parti yapabilir… Bu görev de CTP’nindir… Daha önce de bu köşeden CTP’nin bu ödevi üzerinde yorumlar yapıldı. Şimdi gelinen aşama ise, Kıbrıslı Türklerin eski liderlerinden Necati Özkan için söylenen dizeleri anımsatıyor: “Bağrımız yanıktır, su ver Necati / Geç öne, doğru yol göster Necati”. Şimdi öne geçip doğru yol göstermesi gereken CTP’dir, çünkü barış güçleri içinde en örgütlü ve büyük siyasi unsur CTP’dir.
CTP’nin barış güçlerine öncülük etmesi, onun belirleyici olması şeklinde algılanmamalı...CTP’nin, Annan Planı döneminde birlikte hareket ettiği tüm siyasi partileri, sivil toplum ve meslek örgütlerini bir araya getirmeye, hareketi toparlamaya, hareketi örgütlemenin zemininioluşturmayainisiyatif almasına, bu bağlamda öncülük etmesine ve tüm unsurların da farklılıklarını dondurarak ortak yanları olan çözüm ve barış için birlikte mücadele etmelerine ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı yerine getirecek mutabakatlar sağlandıktan sonra, barış güçlerinin her bir unsurunun eşit taraf olduğu ilkesi ile, hareket önce kendini, sonra da Kuzey Kıbrıs insanını eylemli hale getirebilecektir.
Şu anda atalet içinde olan CTP dahil tüm barış güçleri örgütleri olaylar temelinde açıklamalar yapmakla geçiştiriyor süreci; hareketlenmeyi Eylül ortasına ertelemişler…O zamana kadar statükocular atı almış, Üsküdar’a gidiyor olabilir. Eylül gelecek, meclis açılacak, komiteler çalışacak, iç siyaset hareketlenecek… CTP Kurultay hazırlıklarını hızlandıracak, örgütlerinin kongrelerine, kurultayın ön hazırlık programı etkinliklerine yoğunlaşacak; kendi içine kapanacak… Hem yürüyüp hem sakız çiğnemeyi CTP başarabilir ama bu durum yürürken sakız çiğnemeyi de aşacak… Parti’nin insan kaynakları zengin, örgütsel yapısı güçlü ama neticede zaman ve enerjinin de sınırlar var, zorlamak sadece her şeyi yarım-yamalak yapmak olur. Ve Eylül ortası hareketlenecek olan yeni aşama, yarım-yamalak ilgi ve enerji ile kotarılacak bir süreç olmayacaktır. Belki de bu aşamada, CTP yönetimi ve Parti Meclisi Kurultay’ı erteleme kararı alacaktır, ne de olsa yeni tüzüğe göre bir yıla kadar ertelenebilir… Ancak bunun parti içinde yaratacağı sıkıntılar, Kıbrıs sorunu sürecine CTP’nin katkısını azaltacaktır.
Kısacası, çözüm ve barış sürecinde liderler sürat yapmaya başladı;bundan endişelenen statülkocular toparlandı, saldırı dozunu artırma sürecine girdi;barış güçleri ise yaz tatili rehavetinde, arada bir hayatta olduklarına dair bir işaret vermekle yetinmekteler ve Eylül ortasından itibaren canlanacakları sözünü ortaya salıp, şimdiki ataletlerine kılıf uyduruyorlar… CTP bir an önce öne geçip yol gösterici, toparlayıcı olmazsa, görüşme sürecinin kaderi ne olursa olsun, sonuç belirleyici olan statükocular olabilecektir. Veya, boşluk tanımayan siyaset, barış güçleri içindeki bazı sivil toplum örgütlerinin zaman zaman dillendirdiği gibi yeni bir siyasi oluşum yaratıp, öncülük misyonunu ona yükleyecektir.
Dolayısıyla CTP, öncülük görevini fiiliyata geçirmekte gecikmemeli…