GEÇER gider
Bir ‘kahve’ fırsatı buldum, Serdar Denktaş’la…
“Geçmiş olsun” dedik.
Daha tam da olmadı.
Yurt dışına uçuyor.
‘Sağlık kontrolü’nden de geçecek, kapsamlı…
Umarız, geçer, gider.
***
Peki ‘hükümet’?
Ona da ‘geçmiş olsun’ gerekiyor mu?
- “Partinizin genel sekreterinin hükümetinize güvenoyu yok” diyorum.
Gülümsüyor.
***
Hayır, bekliyorum ki “senin var mı” desin!.
Demiyor!..
***
Şunu anlıyorum ki, Serdar Denktaş, yeni bir koalisyona karşı.
Şimdilik ‘UBP-DP’ yok gündeminde.
Ama kimi vekillerinin var.
Birileri ‘çomak’ sokuyor ha bire, arı kovanına!..
***
“Bu hükümet dört yıl gidebilmeli” diyor…
“Yeter ki” sözcüğünü ekleyerek…
İşte o “yeter ki”nin sonrası önemli!..
***
Oysa kime sorsanız sokakta, “Bu hükümet yürümez” diyor.
Niye?
Çünkü sürekli bir “gel-git!..”
Tek bir “hükümet” olamamış “koalisyon..”
“Takım” ruhu yok!..
“Etkin”lik yok...
‘Et’ var da ‘ruh’ yok insan gibi.
***
Uzatmanın alemi ne o zaman.
Ya oturulur, yeniden gözden geçirilir program, eksikler, yanlışlar…
“Devam” denir…
‘Uyum’la ve ‘saygı’yla…
‘Taç’a mı çıkar bir ‘Oy’, aldırmadan…
Ya da ‘nokta’ eklenir sonuna!..
***
Bu ‘eziyet’ de biter böylece!..
‘Geçer’ gider…