GECİKEN KARAR KARAR DEĞİLDİR
Tam bir ‘kararsızlar hükümeti’ var karşımızda…
Hiçbir konuda bir defada, topluca, etraflıca bir karar alamıyorlar.
Eğer almayı başarabilirlerse, o kararların arkasında durmuyor, duramıyorlar.
Almayı da arkasında durmayı da becerebilirlerse uygulayamıyor, uygulatamıyorlar.
Dahası ve en fenası, kendi aldıkları kararları bizzat kendileri çiğniyor, halka ‘kötü örnek’ oluyorlar.
O kadar kararsız, o kadar tutarsız, o kadar beceriksiz bir kabine var ki, toplum ne yapacağını şaşırıyor.
Bilime, uzman görüşüne, mantığa dayalı verileri alt alta koyarak kesin kararlar almak varken, sürekli fikir değiştiriyor, toplantılar zincirinden bir karar üretemiyorlar.
Gece yarılarına kadar karar bekleyen insanları adeta aptal yerine koyuyorlar.
Sonra da ‘hükümete güven duyulmasını’ bekliyorlar.
Ne hakla?
* * *
Geçen Mart ayında tanıştığımız Corona virüsünde en kötü noktaya varmış bulunuyoruz. 10 ayda sadece 6 can kaybı varken yılın daha ilk ayı bitmeden 8 kişiyi kaybettik. Bu istatistik ‘gideceğimiz köyün minareleri’ni göstermesi bakımından önemli bir veridir.
Bir diğer veri hastanede yatan vaka sayısıdır. Pandemi hastanesi nihayet hizmete sokuluyor ama o hastanenin yatak kapasitesi şimdiden dolmuş durumdadır.
Yoğun bakıma alınanların sayısı da ürkütücüdür ama Bakan Pilli’nin de itiraf ettiği gibi yoğun bakımda olmayan hastaların da durumu geçmişe göre daha ağırdır.
Dahası Covid-19 virüsünün sebebiyet verdiği hastalık gencecik ve de başka rahatsızlığı olmayan insanlarda da ağır seyretmeye başladı.
Ve tabii ki sürekli yükselen vaka sayıları, onlara bağlı fırlayan temaslı sayıları…
Mesela Pazartesi günkü verilere bakarsak, Kuzey’deki vakaların oranı Güney’dekileri geçti. Yapılan test sayısı ve çıkan pozitiflerin oranı güneyde yüzde 0,9 iken kuzeyde yüzde 1,1’e ulaştı.
Güneyde işlerin iyi olmadığı ortada… Demek ki kuzeyde daha da kötü bir noktadayız!
* * *
Tüm bunların yaşanacağı belliydi. Veriler ve son 10 ayda yaşanan tecrübeler bazı kararların alınmasını gerektiriyordu.
Oysa hükümet Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi de dahil kimseyi dinlemedi. Peş peşe yanlış adımlar atıldı. Adına ‘ekonomiyi de düşünmek zorundayız’ diyerek geciktirdikleri her karar toplumu bu noktalara sürükledi.
Ne oldu peki?
Bırakın ekonominin bir arpa boyu yol almadığını, eğitim ve turizm başta olmak üzere birçok sektör için gelecek de heba edildi.
Haftalardır aklın yolundan gitmeyen azınlık hükümeti dün sürüklene sürüklene bir noktaya geldi.
Alınan ‘kapanma’ kararı elbette işe yarayacaktır ama yayılmış virüsün daha epey hasar yaratacağı da aşikardır.
Sağlık açısından da, ekonomik bakımdan da, sosyal anlamda da…
Çünkü geciken karar karar değildir!