Virüs patladı. Artık sonu nereye varacak kestirilemiyor. Sağlık personeli yorgun, bitkin… Pandemi hastanesi yok. Hastanelerde Covid 19 teşhisiyle yatan hasta sayısı artıyor. Diğer hastalar için yeterli mekan, teçhizat yok.
Böyle olacağı bilinmiyor muydu?
Az mı söyledi uzmanlar, sivil toplum örgütü temsilcileri, siyasiler, gazeteciler, yorumcular?
Dünya Sağlık Örgütü bas bas bağırdı, “Kontrolsüz açılmayın” diye… “Açılanların başına fena şeyler geliyor” diye… 
Hele altyapınız, personeliniz yeterli değilse…
Ama dinlemediler!
Özellikle de Başbakan… Hiç ‘meram’ anlamadı Ersin Tatar… Yanlış kararlar aldı. Sağlık Bakanlığı Enfeksiyon Üst Kurulu’nu takmadı. Alınan kararları uygulatmadı. Engel oldu. Sağlık Bakanı da sesini çıkarıp ‘gereğini’ yapmadı, yapamadı.
‘Ölü sayıları’ üzerinden seçim propagandası bile yaptı Tatar’ın ekibi… Utanmadan, sıkılmadan…
Ama o ‘başarı hikayesi’ zırvasının üstünden daha birkaç gün geçmeden ‘Hanya ile Konya’ anlaşıldı!

*  *  *

Hanya ile Konya’yı gördü toplum, vizyonsuz hükümet sayesinde ama sonuç yine pek değişmedi.
Başbakan ile Sağlık Bakanı oturup ‘yeni tedbirleri’ açıkladı cumartesi günü… Hükümetin diğer ortağı neredeydi, bilen yok tabii…
Başbakan ve Sağlık Bakanı’nın açıkladığı ‘yeni tedbirler’ arasında doğru kararlar var.
Ama geç kalınmış…
Tedbirlerden bazıları külliyen yanlış…
Bazıları yetersiz…
Bazıları ise eksik…
Neden böyle?
Çünkü ‘kumarhane aklı’ ile harekete devam ediyor Tatar ve Kurul’un aldığı kararları sulandırmaya devam ediyor.
Aynı Üst Kurul “karantina” konusunda çok ısrar etti daha önce de, ancak Tatar o kararları uygulatmadı. Frene bastı. Bekletti.
Ta ki vaka sayıları günde 26’lara çıkıncaya kadar…
Tehdit ve risk büyüyünce mecbur kaldı, 7 gün karantinaya boyun eğdi, lakin ‘kumarcılar’a kıyak yapmaya devam etti. 3 günlük ziyaretçileri karantinadan muaf tuttu. Sonra toplumdan tepki yağınca geri adım attı, Sağlık Bakanlığı muafiyetin ‘sadece resmi ziyaretçiler’ için geçerli olacağını duyurmak zorunda kaldı.

*  *  *

Herkes kızgın. Herkes öfkeli. Herkes kaygılı. Herkes tedirgin.
Lakin hükümet ve özellikle Başbakan Tatar hala ‘kime hizmet edeceği’ konusunda istikrarını sürdürüyor.
Hizmet edilen kesim toplumun geneli değil!
Sürekli ‘halkın zararına’ oynanan bir kumar var.
Kaybeden halktır. Sağlığını da, gelirini de, eğitim hakkını da gasp ediyor çünkü hükümettekiler.
Halk yütülüyor sürekli. Artan döviz kurları daha da dibe çekiyor dar ve sabit gelirliyi.
İç piyasa, giderek Güney’den gelecek potansiyel müşteri ve kontrollü vaka sayısıyla güven verecek bir ortamda adaya gelecek üniversite öğrencileri kumar masasında kaybedildi.
Şimdi artık ‘bölgesel yasaklar’ başladı, Orta Mesarya’da olduğu gibi… Yenileri de olacak, bu gidişle…
İç piyasa daha da durgunlaşacak. Can derdine düşen insanlar sadece gerektiği kadar evden çıkacak, alış veriş yapacak, o kadar. Zorunlu değilse de ‘gönüllü kapanma’ olacakl.
Üniversiteler belli ki online eğitimle yetinecek, binlerce üniversite çalışanı, bu sektörden geçinen ev sahipleri, restoran ve eğlence ile ulaşım sektörlerinde çalışanlar ve daha niceleri işsiz, gelirsiz kalacak.
En önemlisi, salgın kontrol altına alınamaz ve rakamlar bu şekilde artmaya devam ederse çok kötü olaylar bizi bekliyor.
‘Kumarcılar Hükümeti’ yüzünden!..