1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ‘Geçişler’: Covid mi, milliyetçilik mi?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

‘Geçişler’: Covid mi, milliyetçilik mi?

A+A-

Kıbrıs’ın güneyine doğru yürüdüğümde “yurt dışına” gitmiyorum.
Kendi yurdumda geziyorum.
İnsan kendi memleketinde hapsedilemez.

***

Kıbrıs’ın güneyi ya da kuzeyine “yurt dışı” muamelesi yapan barıştan yana değildir.
“Barış istiyorum” diyemez!
İnanmam.

***

Geçiş noktaları için “milliyetçi fırsatçılık” yapılıyor.
Bunu hissediyorum.
Bölüyorlar bizi…
Kıbrıs’ın “iki ayrı” kalmasına “itaat” etmemizi istiyorlar.
Etmeyelim!

***

Ciddi bir “sağlık tehdidi” varsa, tamam…
Eğer halen varsa…
Yok öyle değilse…
Kıbrıs’ın kalıcı bölünmesi için iştah kabartanların işbirliği var demektir.

***

Kıbrıslı Rum sözcü “biz yalnızca dört geçişi kapattık” diyor.
Örneğin Lefkoşa’da yalnızca “Ledra, Lokmacı.”
Samimi bulmuyorum.
Çünkü “karantina” var.
Kıbrıs’ı ortadan ayıran çizgiye hele de Kıbrıs Cumhuriyeti “sınır” muamelesi yapamaz.

***

Kuzeyde aynı kafa bir başka yerden engel yaratıyor:
“KKTC yurttaşları ve onların yurttaş olmasalar da eşleri ve çocukları”na güya serbest!
Karantinaya girmek şartıyla…
Kıbrıslıya tümden yasak…

***

Salgının ilk günlerinde Karpaz ya da Lapta örneği gibi “şehirlerarası” sınırlamalar anlaşılırdır.
İtirazım buna değil.
Elbette en öncelikli insan hayatıdır.
Ama ne demek “KKTC yurttaşları ve yurttaş olmasalar da eşleri, çocukları dışında yasak…”
Sağlıkla ilgisi yok bunun!
Bu bir zihniyet gösterisidir.

Kendi toprağını yasaklıyorsun, cebinde Kıbrıs kimliğiyle gelecek insana…
Hem “mal senin malın ama buraları gasp ettim” diyorsun, hem de “gelemezsin.
“O kimliği tanımıyorum” diyorsan, o zaman kendini tanımıyorsun demektir.

***

Manzaraya bakalım.
Larnaka ya da Baf’tan adaya gelenler “karantina”ya alınıyor mu?
Evet!

Peki, Ercan’dan gelenler?
Evet!

Bunu bilmeyen var mı?
Güneyde ya da kuzeyde herkes biliyor bunu…
Deniz limanlarından gelişler de kontrol altında…
Yalnızca askerlere yönelik bilinmez var ki, onların da birliklerinde karantinada tutulduğu söylendi.
Kuzeyde yeni vaka yok, hasta dahi yok.
Güneyde 70 binden fazla insana test yapılmış, üstelik de PCR…
Şimdilerde vaka sayısı üçe, beşe gerilemiş.
İşin aslı adanın her iki yanına yurt dışından geliş olmadığı biliniyor.

***

Yine de söylüyorum “uzmanlar ne diyor, ne öneriyor” bunu duymak istiyorum.
Güneyde ya da kuzeyde söz “tabip örgütleri” ya da “bilim insanlarının” olmalıdır.
İki toplumlu teknik komiteye verilmelidir yetki….
Çünkü gerisi siyasi karardır ve “Covid” değil “milliyetçilik” pandemisinin yansımasıdır.

***
Çocuklar okuluna gitmelidir, işçiler işine!
Bir iç pazar oluşmalıdır ekonomiye yönelik…

Türk Lirası “kağıt” olmuştur adeta ve özellikle de şimdi dövize ihtiyacımız vardır.
Hele turizm, hele yükseköğrenim kilitlenmişken…
Yeniden çalışma hayatına döneceksek eğer, kontrollü dahi olsa…
Barikatlarla olmaz bu!
 

***

Kıbrıslı liderleri tarihi bir sorumluluk bekliyor.
Umudu, düşü, ütopyası, gailesi, soluğu barışla yükselen herkesi…
Yeniden söylüyorum…
Kıbrıs’ın güneyi ya da kuzeyine “yurt dışı” muamelesi yapan barıştan yana değildir.
Olamaz…
Beni inandıramaz…

Bu yazı toplam 2591 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar