Geçmiş olsun
Baba Denktaş, elinde minik oyuncak ayıcıklı fotoğrafı ile kaldı aklımda...
Ameliyat sonrası!..
Amerika’da...
New York Columbia Presbiteryen Tıp Merkezi’nde...
---
Gazeteci Nur Batur, “Rauf Denktaş, Yeniden Yaşasaydım” isimli kitabında şu iddiayı ortaya atar:
“Denktaş bir türlü iyileşmemekte, tersine her gün daha kötüye gitmektedir. İşte o günlerde, Denktaş’ın odasına Milli İstihbarat elemanlarından biri gelir. ‘Efendim istihbarat aldık. Sizi öldürmek istiyorlar’ der. Bunun üzerine Denktaş, bütün riskler göze alınarak Ankara’ya getirilip İbni Sina Hastanesi’ne yatırılır. Bir süre sonra da hızla iyileşmeye başlar.”
---
Denktaş’tan sonraki lider Talat olur.
Memlekete kalp mi dayanır!..
Operasyon için durağı İstanbul’dur...
---
Talat görevi Eroğlu’na devreder, ‘açık kalp ameliyatı’ sırası da O’na geçer böylece!..
İstikamet Ankara!..
---
En ilginci yakın geçmişte yaşananlardır, herhalde...
Girne hastanesinin başhekimi kalp ağrısı ile yattığı kendi hastanesinden, ‘özel bir hastane’ye sevk edilir, ‘devlet’ yerine...
---
Başbakan Kalyoncu da kalbi siyasete dayanmayanlardan biri olur...
İstanbul’da açılır damarları!
---
Eski Başbakanlardan İrsen Küçük’ün İstanbul’un en görkemli hastanesinde yaşadığı operasyon ise ‘kalp’ değildir...
Elbette kalp kadar önemlidir (!)
İstanbul Florence Nightingale’de “hemoroit” ameliyatı olur...
Yine de çok sağlam oturamaz koltuğuna!
---
“İleri tekik” için İstanbul’a giden ve kalp operasyonu geçiren kişi, bu kez Sağlık Bakanı’dır..
---
Geçmiş olsun...
Ve en önemlisi SAĞLIK OLSUN...
Mesele ‘can’sa, ‘laf’ı olmaz sanırım..
---
Sağlık kurumlarımıza güvenelim, derler.
Öyle de...
İnsanoğlunun bildik bir tavrı vardır...
Duyduğundan daha çok...
Gördüğüne inanır...