1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Geçmişle yüzleşme konusunda dünyada neler yaşanıyor?
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Geçmişle yüzleşme konusunda dünyada neler yaşanıyor?

A+A-

“Kosova savaşında Arnavut kökenliler ile Sırplar’ın arasında kalıp ezilen gurbetler konuşuyor...”

Kosova savaşı esnasında Arnavut kökenliler ile Sırplar’ın arasında kalıp ezilen gurbetler (Romanlar), savaş sonrası deneyimlerini ve yaşadıkları mağduriyetleri, yapılan bir araştırmada açıkladılar. Kosova’dan göç ederek Sırbistan’ın Novi Sad kentinde yaşayan 20 gurbetle yapılan çok geniş röportajlar, Haziran ile Ekim 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş ve bu makale de bu araştırmaya dayanarak yayımlanmış... Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı BİRN’de Ljupka Mandic Kelijasevic imzasıyla yer alan yazıyı, okurlarımız için derleyip Türkçeleştirdik. Araştırmada özetle şöyle deniliyor:

***  Kosova savaşı nedeniyle Sırbistan’a kaçan Romanların görgü tanıklıkları pek az duyuluyor çünkü onlar marjinalize edilmiş bir azınlık olarak, etnik kökenli Arnavutlar ile Sırplar arasındaki çatışmanın sonuçlarının acısını çekiyor hala... Kosovalı Romanlar, hem Yugoslav ve Sırp yetkililerin, hem de Arnavut kökenli Kosova Kurtuluş Ordusu’nun kurbanları oldular 1998-99 savaşında fakat onların savaşla ilgili tarihi tanıklıkları genelde tümüyle dışlanıyor.

***  Savaş esnasında Roman halkı zorla askere alınmıştı, zorunlu çalışmaya gönderilmişlerdi, zorla hırsızlık ve vandallık yaptırılmıştı kendilerine, çocukları zorla çalıştırılmış, işkence, kaçırılma, cinayet ve tecavüz kurbanı olmuşlardı. İnsani yardımlar dağıtılırken ayırımcılığa uğramışlar ve belli siyasi yetkililere oy vermeleri için de baskı altına alınmışlardı ki buna, eski Yugoslavya Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç’e oy vermeleri için uğradıkları baskı da dahildi.

1-354.jpg

***  1999’dan sonra Kosova’dan göçmen olan 20 Roman’la geniş röportajlar yaptık, bunlar halen Sırp kenti Novi Sad’ın Veliki Rit bölgesine yerleştirilmişlerdir. Röportajların amacı, Roman halkının Kosova çatışmasında çektiği acıları anlamak ve onların kırılgan sosyal pozisyonlarının kendilerini tacize açık hale getirmiş olduğunu görebilmektir. Röportaj yapılanların çoğu, isimsiz olarak konuşmayı seçtiler çünkü kimliklerini korumak istiyorlardı, diğerleri ise güvenlik kaygısıyla isimsiz olarak konuşmayı seçtiler.

***  Kosova’nın Roman azınlığı çatışma 1998’de başlamadan önce de zaten pek çok düzeyde sosyal dışlama riskiyle ve ayırımcılıkla karşı karşıyaydılar. Kosova’nın Roman nüfusu 150 bin idi. Daha çok Dyakoviça, Priştine, Urosevaç, Vuştri, Fuşe Kosova, Mitroviça ve Peç’te yaşıyorlardı. Büyük bir toplum oldukları halde, Romanlar’la ilgili araştırma verileri, sosyal pozisyonlarının zayıf olduğunu göstermekteydi. Bazıları tarım kooperatiflerinde ya da fabrikalarda çalışıyordu ancak çoğu sosyal yardım alıyor ve devlet yardımına bağımlı biçimde yaşıyordu. Bunun manası da, Sırp vilayetinde yaşadıkları için yetkililerin etkisi altına girmeleri ve siyasi olarak sömürülmeleriydi.

***  “İlk seçimlerde Miloseviç için oy verdik. Ben de ona oy verdim. Benim bir görüşüm yoktu, bizden ona oy vermemiz istenmişti” diye konuşuyor Peç’ten 88 yaşındaki bir Roman kadın. “Bazı etkili Romanlar öyle yaptılar ve bize de öyle yapmamızı söylediler. O günlerde bunun üstünde fazla durmazdınız, size söyleneni yapardınız” diyor. O günlerde Kosova’daki Sırp yetkililer, Roman nüfusu istismar ederek onların belli bir doğrultuda oy kullanmalarını zorlamışlar, aksi halde sosyal yardımlarını kestireceklerini söylemişler. Sırp yetkililerle bu ilişkilerinden ötürü de Kosovalı Arnavut kökenliler de Romanları, savaş esnasında rejimin işbirlikçileri olarak algılamışlar...

***  “Benim iyi bir pozisyonum vardı fakat ailem, işimden ötürü sorunlar yaşıyordu. Ben Sırp polisindeydim ve savaş başladığı zaman Arnavut kökenli Kosovalılar, evimize ve ailemize saldırdılar” diye anlatıyor 50 yaşındaki Vuştrili Roman bir adam. “Mahallemiz küçük olduğu ve Arnavutlar’ın evleriyle çevrili olduğu için savaş esnasında korkuyorduk. Ancak savaştan önce onlarla herhangi bir sorun yaşamamıştık” diyor 35 yaşında Priştineli bir Roman. Savaş esnasında henüz bir çocuk olan bu adam, savaş sırasında komşularının dövüldüğünü ve Sırp polisi tarafından alınıp götürüldüğünü, yaşlı bir adamın da bıçaklanarak öldürüldüğünü görmüş.

***  Sırp polisi, Roman halkını belli görevleri yerine getirmek için kullanmış, pek çoğu da Arnavut kökenli nüfusa karşı şiddet kullanımıyla ilgiliymiş. Roman halkı Sırp kuvvetlerin gözetimi altında kurbanların taşınmasına ve gömülmesine yardım ediyorlarmış, aynı zamanda Arnavut kökenlilerin evlerinden çalınan eşyaların taşınmasına da yardım ediyorlarmış.

2-316.jpg

***  “Sırplar’ın benden kendilerine yardım etmemi istedikleri zaman henüz genç bir çocuktum, birşeyler taşımamı istiyorlardı. Babam Sırp ordusundaydı. Annemle yoksulluk içinde yaşıyorduk. Hayatta kalmak için bir yöntem bulmak önemliydi” diyor Liyanlı 40 yaşındaki bir Roman...  Yerlerinden edilmiş Romanlar’la yapılan röportajlarda, zorla askere alınmalarından, zorla çalıştırılmalarından, çocuklarının zorla çalıştırılmasından, zorla hırsızlık ve vandallık yaptırılmasından söz ettiler – Sırp yetkililer insancıl yardım dağıtırken de Sırplar’a öncelik vererek kendilerinin ayırımcılığa uğratıldıklarından söz ettiler.

***  1999 yılı sonunda savaş sona erince, Sırp polisi ve Yugoslav ordusu Kosova’dan çekilince ve etnik Arnavut kökenli göçmenler geri dönünce, yerel Roman halkı ağır baskılara uğrayacaktı. Etnik Arnavut kökenli Kosova toplumundan bazılarının görüşüne göre Roman halkı, Sırplar’ın işbirlikçisiydiler çünkü çatışma sırasında Kosova Kurtuluş Ordusu’na karşı savaşmak üzere askere alınmışlardı.

***  Novi Sad’da yerinden edilmiş İstoklu 52 yaşındaki bir Roman, savaşmak istemediği halde zorla askere alındığını anlatıyor. Sırp kuvvetler Kosova’dan ayrıldıktan sonra eve döndüğünde Kosova Kurtuluş Ordusu üyeleri tarafından kaçırılmış, bir eve kapatılmış birkaç hafta süreyle, kaçırılan başka sivillerle birlikte ve burada fiziksel tacize uğramış. “Evime gelmişler ve beni dövmeye başlamışlardı, bir yandan da bağırıyorlardı: “Konuş! Kaç Arnavut öldürdün? Silahlar nerededir? Silahın nerededir? Silahını bize ver!” diyorlardı. Onlara kimseyi öldürmediğimi söyledim ama umurlarında değildi... Ürkütücüydü, korkuçtu... Allah kurtardı beni” diyor.

***  Savaş suçu kurbanı olan kaç Roman olduğu hakkında kesin rakamlar yok ancak uluslararası düzeyde insan hakları ihlallerini izleyen İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) 2001 yılında yaptığı açıklamada Roman azınlığına mensup yüzlerce insanın fiziksel taciz, işkence, kaçırılma, cinayet ve tecavüz gibi suçların hedefi olduklarını belirtmişti. Bir sivil toplum örgütü olan İnsancıl Hukuk Merkezi de 2003 yılında, savaş esnasında Roman azınlığa mensup 543 kişinin öldürülmüş olduğunu, 593’ünün de “kayıp” edildiğini kayda geçmişti.

***  Ailesiyle birlikte bir zamanlar Priştine’de yaşayan 37 yaşındaki bir Roman kadın da 1999 yılının yaz aylarında akrabalarıyla birlikte kente yakın bir köyde bir eve gidip yerleştikleri zaman üniformalarının üstünde Kosova Kurtuluş Ordusu amblemi olan bazı silahlı askerlerin, evleri yakıp yok etmeye giriştiklerini anlatıyor... Kendisi de ailesiyle birlikte ormana kaçmış fakat zihinsel engelli dayısı, evden kaçmayı reddetmiş. “Evde kalmıştı, sonra da evi ateşe verdiler ve orada öldü” diyor. Vuştrili 40 yaşındaki bir Roman kadın ise sivil giysiler içerisinde üç adamın – kendilerinin yerli Arnavut kökenli Kosovalılar olduğunu biliyormuş – silahlı biçimde evine gelmişler, eve el koymak niyetindeymişler. Bu adamlar kadının kaynatasını dövmeye başlamışlar ve tüm aileyi öldürmekle tehdit etmişler, sonuçta evin tapusunu kendilerine devredecek imzayı almışlar zorla bu adamdan... “O işkenceden sonra evi terkettik. En azından hayattayız, çok büyük bir talihsizlikti bu ve çok zalimceydi fakat Allah herşeyi görür” diyor kadın.

3-233.jpg

***  Röportaj yapılan yerinden edilmiş Roman halkından 20 kişinin tümü de ya kendilerinin, ya da geniş ailelerinden birilerinin fiziksel taciz, dayak, kaçırma ve işkenceye maruz kaldığını anlattılar. Bazıları bu işkenceler sonucunda sakat kalmışlar ve kaçırılan bazı aile üyeleri ise hala “kayıp”tır. Kendilerini Sırp yanlısı olarak tanıtmış olmalarına karşın pek çok kereler Sırp yetkililerinin tacizlerinin kurbanı da olduklarını gösteriyor anlattıkları öyküler...

***  Yerinden edilmiş Romanlar, savaşın bir sonucu olarak hala bazı sorunlar yaşadıklarını, bunları engelli olma veya sağlık sorunları, tıbbi bakım eksikliği, sosyal yardım eksikliği, ayırımcılığa uğradıklarının tanınmayışı veya yeniden entegrasyon sürecinde hukuki yardımdan yoksunluk olarak sıralamışlardır. Bazıları psikolojik sorunları olduğunu, bunların da başka ekonomik ve sosyal sorunlardan kaynaklandığını belirttiler.

***  Röportaj yapılan Romanlar, Kosova’daki deneyimlerine ilişkin hatıralarından çok şu anda karşı karşıya kaldıkları sorunlara odaklanmak istediler ancak şu anki sorunlarının da geçmişteki acılarıyla alakalı olduğunu belirttiler. “O günlerde ben gençtim, evimizle duygusal bağım yoktu ancak babam için üzgünüm ve çevremdeki tüm travmatik olaylardan ötürü... Kafam iyi değildir ve gündelik hayatımı idame ettiremiyorum” diye konuşuyor 39 yaşındaki Fuşe Kosova’dan bir Roman. “Kosova’daki evime geri dönemem. Ev değersizdir fakat bizimdir ve şimdi bile onu kaybetmekten üzgünüm, geride bıraktım, başka bir hayata geçer gibi ama...” diyor İstoklu 52 yaşındaki bir Roman.

***  Kosova’daki evlerini kaybetmişler ve zaten düşük olan sosyal statüleri daha da düşmüş ve Sırbistan’da yasadışı yerleşim bölgelerinde yaşamak zorunda bırakılmışlar... “Sürekli, zorla buradan atılma korkusuyla yaşıyoruz... Yaşadığımız yer, kente aittir, bu küçük evle ilgili mülkiyete dair belgelerimiz yoktur” diye konuşuyor Peçli 35 yaşındaki bir Roman. Novi Sad’da yapılan bu röportajlar, Romanlar’ın savaştan bu yana sosyal dışlanma ve fakirlik içerisinde acı çektiklerini, dengeli olmayan bir toplumda özellikle risk içerisinde yaşadıklarını ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet, tehlikeli işler ve insan trafiği kurbanı olabilecek potansiyel kurbanlar olduklarını yansıtıyor.

***  Romanların deneyimleri, yetkililerin onların sosyal dışlanmalarını önleyici politikaları oluşturmamış olduklarını, Kosova çatışması ardından Romanlar’ın çekmiş olduğu acılara duyarlı bir anma kültürü de yaratmadıklarını gösteriyor. Gerek Kosova savaşı esnasında, gerekse savaştan sonra yaşadıklarına karşın, Novi Sad’da yaşayan Roman halkının bir kısmı, geri dönmek istediklerini söylüyorlar. “Annemle babam orada sorunlar yaşamışlar, bunu hatırlıyorum fakat bunlar benim sorunlarım değildi” diyor 40 yaşında Priştineli bir Roman. Geri dönüp yeğeninin evinde kalmış, şimdi de Kosova vatandaşı olmak istediğini söylüyor. “Bir trajedi yaşadık fakat savaş bitmiştir, ben orada doğdum ve insanlarla bağ kurdum” diyor.

https://balkaninsight.com/2023/01/09/roma-tell-long-neglected-stories-of-kosovo-wars-enduring-impact/

(BİRN’de yer alan Ljupka Mandic Kelijasevic imzalı 9.1.2023 tarihli araştırmayı özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).

Bu yazı toplam 1176 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar