'Gel seni daldıralım !'
'Başka bir dünya' diye söylenirken, bir teklif geldi:
'Gel seni daldıralım !'
“Olmaz, yapamam, ben kendimi boylayan yerde yüzemiyorum bile, su fobim var, boğulmaktan çok korkuyorum!” dedikçe ben, onlar gülümsediler. Belli ki bir bildikleri
'Başka bir dünya' diye söylenirken, bir teklif geldi:
'Gel seni daldıralım !'
“Olmaz, yapamam, ben kendimi boylayan yerde yüzemiyorum bile, su fobim var, boğulmaktan çok korkuyorum!” dedikçe ben, onlar gülümsediler. Belli ki bir bildikleri vardı.
İstekle sadece dağlar devrilmiyor, denizlerin dibine de inilebiliyor ama gerçekten isteyince...
Pahalı bir zevk dalış ama zamana yayılınca ödenemez değil. Hala eksik dalış malzemelerim var ama ilk aldığım malzeme eskiyor bile. Sonu yok, olmasın da!
-----------
Nafia AKDENİZ
“Başka bir dünya, bana başka bir dünya gerek, bir başka dünya!” diyerekten söylenirken kendi kendime, “e gel seni daldıralım” dedi dalgıç arkadaşlarım, biri dalış hocası.
“Olmaz, yapamam, ben kendimi boylayan yerde yüzemiyorum bile, su fobim var, boğulmaktan çok korkuyorum!” dedikçe ben, onlar gülümsediler. Belli ki bir bildikleri vardı.
Onlar önerilerinde ısrarlıyken ben reddedişimde ısrarlıydım ama bir yandan da sualtı fotoğraflarına bakıp bakıp iç çekiyordum.
Güzelliklerinden nefesim kesiliyordu. “Ben de, ben de istiyorum tüm bunları kendi gözlerimle görebilmeyi” diye de söylenmelerime söylenmeler ekledim.
Sonuçta bir deneme dalışı yapmak konusunda beni ikna ettiler.
İstekle sadece dağlar devrilmiyor, denizlerin dibine de inilebiliyor ama gerçekten isteyince...
DENEME DALIŞINA HAZIRLIK
Deneme dalışına hazırlıyorlar beni...
Geçirdiğim bir ameliyat için yaşadığım hazırlanmayı hatırlatmıştı bana bu durum.
Kontrolünüz dışında her şey.
Size yapılanlarla ilgili kontrol bir başkasında...
Bunu ancak güvenebileceğiniz biri yapıyorsa izin verirsiniz.
Güvendim.
Korkmadım mı?
Öldüm öldüm dirildim korkudan, dalış ekipmanlarıyla giydirirken beni hocam.
Bana teorik olarak sistemin nasıl çalıştığını anlattıktan sonra, sualtındaymış gibi nefes almayı denedik, ekipmanlar aracılığıyla.
Ne mümkün, benim sakinleşmem ne mümkün?!
Suyun dışındayız daha ve ben boğuluyorum diye feryatlar atıyorum.
Sonra hatırlatıyorlar bana, “suya girmedik daha” diye...
Ne tatlı geliyor bu anılar şimdi o günleri düşündükçe, anlatamam.
Bir yandan gülüyorum halime, bir yandan da gurur duyuyorum kendimle ve hocalarımla. Minnettarım!
SUYA GİRİYORUZ ARTIK
3-4 metre derinliğe gideceğiz. Hocamla el ele. Yapmam gereken tek şey sualtında normal nefes alışlarıma devam ederek etrafı izlemek...
Tabii bunu şimdi böyle çok kolaymış gibi yazabiliyorum ancak...
Ah o anda ne kadar zordu, ne kadar zordu, ben bilirim.
Nefes alışlarım kesinlikle panik atak geçiren birinin nefes alışları şeklindeydi ama merak ve istek itti beni suya... Ve sualtındayım artık. Tek yaptığım nefes almaya çalışmak. Etrafı mı seyretmek?
Kim görüyor ki etrafı? Ben nefes alıp vermekle o kadar meşgulüm ki göremiyorum burnumun ucunu.
Derken gözüm takıldı bir yere, ancak rüyalarda görülebilecek bir sahne; güneş ışınları sızıyor suyun yüzeyinden olduğum yere. Hafif dalgalanan su yüzeyinden gözüme düşen ışık oyunlarına kapılmışım 5-6 saniye.
Öylece seyrettiğimi hatırlıyorum. Hatta birkaç balıkla bile bakıştım, televizyon ekranından akvaryum izler rahatlığında. Unutmuş olsam gerek sualtında olduğumu... Gayet normal, bir parkta oturup manzara izler rahatlığında nefes alıyormuşum o saniyelerde diyor hocam bana sonradan, ta ki tekrardan fark edene kadar ben aslında nerede olduğumu...
HAYIR, KÖPEKBALIĞI GÖRMEDİM HENÜZ
Panik hallerin, ağlamaların, “yok, ben bunu yapamayacağım”ların da olduğu dalış eğitim süreci boyunca kendime hep o 5-6 saniyeyi hatırlattım...
Ulaşılacak olan o anlarda hissettiklerimdi çünkü.
Bir de deniz yıldızı görecektim kendi gözlerimle.
Denizin dibindeki yıldızlarla gökteki yıldızlar arasında olmak, işte buna değer! O derinlik, o sessizlik, o nefes alıp verebilmenin değerini hissetmek – ki günlük hayatımızda hiç farkında olmadan yaptığımız bir şeyin hayati’liğini kavramaktır bu, vazgeçilmezim artık benim... Ve deniz sürpizlerle dolu; sürekli aynı noktaya dalsanız bile her dalışınız bir başkadır, her an önünüze bir caretta caretta da çıkabilir, rengarenk bir balık da, çiçek benzeri deniz canlıları da ve daha neler neler.
Sadece o derinlikte bulunmak bile her defasında farklı bir keyif.
Hayır, köpekbalığı görmedim henüz.
Görülebilecek yerlere dalmamak gibi bir seçeneğim de var sonuçta, sorun yok...
DALIŞTA ÜÇÜNCÜ SEZONUM
Dalışta 3. sezonumu yaşıyorum ve Kıbrıs sularında hemen hemen her yere daldım. Farklı okullarda farklı hocalar ve rehberlerle dalmaya çalışıyorum, farklı tecrübedir her biri temelde dalış prensipleri değişmese de. Türkiye’de de dalışlarım var ve tabii ki hayalim kızıldeniz, karayipler, maldivler gibi yerlere de dalmak ve dalışlarımda gördüklerimi fotoğraf aracılığıyla sualtını bilmeyenlere aktarmak, o “bir başka dünya”yı paylaşmak. Sualtında fotoğraf çekmeye başlamakla başlar benim “fotoğraf” dünyasına da dalışım. Bugün hem suda, hem karada, hem de son zamanlarda havada fotoğraf çekiyorum, keyifle!
Pahalı bir zevk dalış ama zamana yayılınca ödenemez değil. Hala eksik dalış malzemelerim var ama ilk aldığım malzeme eskiyor bile. Sonu yok, olmasın da!
Ve bir dalgıç arkadaşım der ki; “sen denize gireceksen, deniz de sana girecek!” Çok su yuttum evet ama denizin tadını biliyorum demek bu, “bir başka dünya”nın tadını biliyorum...