Geldi - Gitti
Hızır gibi geldi ve gitti. Protestocular ve protokol ve de medya dışında, halkın çoğunluğunun, gelişinden ya haberi bile olmadı ya da umursamadı.
Sandıktan çıkan ilk Cumhurbaşkanı’ydı... Yeni Cumhurbaşkanı’nın ilk yurt-dışı ziyaretiydi... Makam hava-aracının (özel uçak) ilk kullanılışıydı...
Bunlardan geriye kalanlar, ‘ilk değildi’... ‘Sözler’ aşağı yukarı aynıydı.... Annan Planı’nda ‘Evet’ ve ‘Hayır’; Garantörler (!); Su-Elektrik v.s... İşin garibi, karşılayanlar arasında, her Kıbrıs sorunu sorulduğunda gururla tekrarladığı Annan Planı’na “Hayır” diyenler hatta ve hatta zamanında, Planı desteklediği için ona küfredenler ama şimdilerde bir numaralı ‘çözümcü’ gibi görünenler de vardı.
Velhasıl, fırtına gibi ‘geldi ve gitti’... Ama ne “beslemeler” ne de fazlaca ‘K.K.T.C.’ demeden...
Misafir mi ?
Türkiye’deki Suriyeliler konusu daha da büyüyeceğe benziyor. Oradan buradan homurdanmalar hiç dinmiyor. Olaylar da. Büyük bir bölümü ‘polisiye’ olaylar gibi gösteriliyorsa da aslında pek de öyle değil.
Türkiye genelinde, sadece göçmen kamplarında kalan Suriyelilerin sayısı 220 bin. Şehirlerde ise sayının 1 milyon 140 bin civarında olduğu ve sayının her gün biraz daha da arttığı belirtiliyor.
Yerli halk için, şehirlere yerleşmiş olanlar bir yana, kamplardakiler de büyük sorun. Onlar geleli, yerli halk huzursuz ve isyanlarda. Geceleri, göçmen kamplarının yakınından bile geçmeye kimsenin cesareti kalmamış. Aynı şey Suriyelilerin yoğun olduğu mahallelerde de söz konusuymuş. İnsanlar “Düzenimiz, huzurumuz kalmadı”; “Onlarla yaşamak zorunda değiliz”; “İşgal altındayız”; “Kendi ülkemizde yabancılaşıyoruz” diyorlarmış.
Yoğun oldukları yerlerde hırsızlık, taciz olayları artmış. Polis de Valiler de çaresiz durumdaymış. Sokaklarda başıboş gezinen, dilenen, üç kuruşa çalışmaya hazır ucuz işçi göçmenlerle doluymuş. V.s. v.s. v.s.
Tepki gün geçtikçe büyümekte. Devlet de ne yapacağını bilemiyor gibi. Ama ikilemler içinde. Çünkü Devlet’in Suriye halkı ile bir sorunu yok. Hepsi dinleri imanları yerinde ‘inanmış’ Müslümanlar... Ek masrafları da yok. Örneğin, onlar için, Medrese, Cami, Külliye inşa etmeye gerek yok... Şimdilik beslemedirler ama sorun değil. Ona bir çözüm bulunur elbet...
Ve ama yaygın olarak sorulan soru şu:
Suriyeliler Türkiye’de misafir mi ? Yoksa entegre mi edilecekler ?