1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. - Geldi mi? - Eli kulağında!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

- Geldi mi? - Eli kulağında!

A+A-

Niye bu kadar mesele yapıyoruz, anlamıyorum.
Son kırk seneyi “Türkiye’den kaç para geldi” sorusuna yanıt arayarak yaşadık.
Gelmeden de oluyormuş.
Bunun keyfine varabiliriz.


***
- “Geldi mi?”
- “Eli kulağında!”
- “Ha geldi, ha gelecek.”

***
İki ülke başkanlarının “telefon görüşmeleri”ni içeriğinden bağımsız haber olarak servis etmek “politik başarı” kabul ediliyor.
Bu kadar komik!
“Telefonda konuştuk, tamamdır, tam destek vereceklerini söylediler.”
Eeee!
Alexander Graham Bell 145 sene önce yapmış bu işi!
Telefonda “hal, hatır” sormayı böylesine şişirmenin âlemi ne?

***
Bir önceki hükümet öyle gitmişti.
“Bunlar varken, Türkiye para göndermez.”
Kimi “iktidar hırslarının” bahanesiymiş.
Üstelik neredeyse 1.5 yıl bu ülke “mali destek olmadan” da yönetilmişti.
Daha kaç hükümet böyle götürüldü.
Kaç seçim “Türkiye’den en iyi parayı kim alır” üzerinden kazanıldı.

***
Yeni “hükümet ortaklığı”nı Türkiye’den gelecek para üzerinden topluma pazarlayanlar şimdi ellerinde süpürge kendi kapılarının önünü temizliyor mu, bilemem.
Ama yaşayarak, sızlayarak, yutkunarak öğrendiklerimiz var.
Para geldi mi, bunun arkası da geliyor.
Direktif de geliyor, nüfus da!
Müdahale de geliyor, talep de!
Geliyor da geliyor.
Sevgisi körelen, faydacılığı büyüyen bir iletişim yeşeriyor.

***
Belki de çok daha yeni ve sağlıklı bir ilişki kurgulamanın zamanıdır şimdi!
Türkiye’nin hali de ayrıca ortada…
Hatta belki Türk Lirası kullanımını dahi gözden geçirmenin zamanıdır.

***
Defa defa protokol imzalandı, tadil edildi, gözden geçirildi, o para gelmedi.
En son şatafatlı bir “tam destek” töreni eşliğinde üçüncü kez imzalanan 750 milyon sözleşmesinden 54 milyon lira gelmişti sanırım.
O da “savunma”ya gitti.

***
Bu bir “şikâyet” ya da “aydınma” yazısı değildir.
Tam aksine!
Aydınlanma çığlığıdır.
Ada yarısında siyaseti “Türkiye’den gelecek para” üzerinden okumayalım artık.
Öyle “sensiz bir hiçiz” melankolisinden de kurtulalım.
Kendimize güvenelim biraz…
Kıbrıs’ın kendi potansiyelini değerlendirmeye odaklanalım.
Muhalefet de hükümeti bunun üzerinden sınamasın…
Hükümet kendini bununla ispatlamasın…
Ne parayı göndermek marifet ne de almak.
Yönetmek mesele!
Kendi ayakların üzerinde durarak…
Hem ekonominle, hem de iradenle!
Öyle “iki büklüm” yaşamadan…
 

Bu yazı toplam 2408 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar