Bir seçim geçirdik biz hekimler olarak... Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, 1956’da kurulduğu “Kıbrıs Türk Hekimler Birliği” adıyla, tam 57 yıllık bir kurum...
Bu yıl 20. olağan genel kurulunu yaptı. 14 yıldır tüm yönetim kademelerinde bulunduğum bir örgüt. Benim için gönüllü bir sevda, meslekte bir yuva...
Kurum olarak bir kimlik, bir var oluş...
800 dolayındaki üyesiyle dev bir hekim ordusu...
Tüm siyasi partilerin üzerinde, sağlıkta bu ülkedeki en üst kurum...
Demokratik, özgürlükçü ve evrensel...
Etik değerleri hep ön planda tutan; kamu ya da özel hiçbir ayırım yapmadan, tüm hekimleri kucaklayan...

Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Türk Tabipleri  Birliği’nin seçimi vardı. Artık Birliğimizde seçimler hep kıran kırana ciddi bir seçim atmosferinde geçmeye başladı. Ne yalan söyleyeyim, benim hiç de hoşlanmadığım, onaylamadığım bir üslupla... Eskiden başkan adayları birbirine sorar, neredeyse izin alırdı. Mesleki bir dayanışma, gönüllü bir hizmet duygusuyla yaşanırdı seçimler...
Tabipler Birliği Başkanı olmak; yönetiminde yer almak aslında mesleğe, meslektaşlara ve topluma hizmet için sadece bir araçtır. Bir bayrak yarışıdır bu… Bayrağı biraz da biz taşıyalım; biraz daha yükselterek; sorunlara biraz da biz omuz verelim anlayışını taşıyan bir yarış...

GENÇ HEKİMLERİN HAKLI İSYANI…

Genel kurulda genç hekimlerin isyanı vardı. Siyasetin çözüm üretememesi, yıllardır günü-birlik politikalarla sürdürülen siyaset; hiçbir gelecek planı olmadan yönetilen devlette artık işsizlik doruk noktadadır. Öyle ki, işsizlik artık hekimleri de vurur noktaya gelmiştir. Kamuda boğaz tokluğuna çalıştırılan hekimler, dışarıda işsizliğin girdabında muayenehaneler, hastaneler...
10-12 sene okuyan uzman bir hekim 3200 civarı maaşla işe başlıyor. Elbette çoğu zaman kadrolu değil...
Genel sağlık sigortası olmadığı için dışarıdaki hekimin durumu daha da kötü...

İşte böyle bir ortamda Tıp Fakültelerimiz var… Ve dahasının da açılma hazırlıkları sürmekte...  Ama ne yazık ki; biz bu fakültelere giren KKTC’li Tıp ve Diş Hekimliği öğrenci sayısını bilmiyoruz. Ne Eğitim Bakanlığı, ne Sağlık Bakanlığı, ne YÖDAK, ne de Devlet Planlama Örgütü biliyor bu sayıyı...

PLANSIZ – PROGRAMSIZ SAĞLIK…

Sağlığı da planladığımız pek söylenemez açıkçası; hangi branş doktorlarına ihtiyacımız var? Kaç hemşireye, kaç yatağa daha ihtiyaç var?
KTTB olarak son yaptırdığımız bir istatistiksel çalışmada bazı branşlarda çok ciddi hekim eksikliğimiz olduğunu gördük. Ama örneğin diş hekimi sayısı olarak Avrupa standartlarındayız… Yani diş hekimine ihtiyacımız yok. Oysa ki, hemşire sayımız dünya standartlarının çok altında... Yine bu istatistiğin ilginç bir sonucu da yatak sayımızın çok fazla olduğuna dairdir...
Yıllar geçmesine rağmen, hep aynı sorunları konuşmak hem çok yorucu, hem de umut kırıcı...

KANSERLE MÜCADELE…

Kanser hastaları ve Onkoloji servisi hep dilimize doladığımız bir konu... Onkoloji hastanesinin temellerini attık, ama henüz ne bir onkoloğumuz, ne de radyasyon uzmanımız var… Yakın zamanda devletteki bu maaşlarla pek de hizmete gelecekleri yok...
Peki ama erken tanı meselemiz ne olacak? Hani kanserde erken tanı hayat kurtarır ya...  Maalesef henüz bir “Kanserle Savaş Birimimiz” bile yok... Erken tanı taramaları Sağlık Bakanlığı tarafından plansız programsız bir şekilde yapılıyor. Eğitim çalışmaları ise; ki koruyucu sağlık hizmetlerinin olmazsa olmazıdır, yine plansız, programsız kâh Sağlık Bakanlığı, kâh Kanser Hastalarına Yardım Derneği tarafından yapılıyor.

ORGAN YASASI VE TÜZÜKLER…

Organ, Doku ve Hücre Yasası için çok büyük  bir mücadele verdik. Evet, Organ Yasası meclisten geçti. Ancak uygulanabilmesi için tüzüklerin yapılması ve tüzüklere göre organ nakli yapacak merkezlerin alt yapılarının da tamam olması gerekir.

Gıda Güvenliği Yasası da aynen Organ Yasası gibi... “Tüzük” deyip de geçmemeli… Yetki karmaşalarından dolayı tüzüklerin hazırlanmasının daha da ciddiye alınması gerekir...

BU SORUNLAR GAİLEMİZDİR…

Sağlığa dair onlarca sorunla karşı karşıyayız. Ve biliyoruz ki, sağlığa genel bütçeden ayrılan %6.7’lik payla bu sorunları asla çözemeyiz.  Bütçenin yanında çok ciddi bir denetim mekanizmasına da ihtiyacımız vardır.

İşte biz Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ve Yönetim Kurulu tüm bunların peşindedir ve gailesindedir..