1. YAZARLAR

  2. Derya Beyatlı

  3. Geleceğin Düşü
Derya Beyatlı

Derya Beyatlı

Geleceğin Düşü

A+A-

21 Aralık 2019 | Bahreyn

Hayallerinin peşinden koş diyor acele ile el çantama tıktığım minik not defterim. Bahreyn’de bir cafédeyim.. Yeşil beyaz deniz kızından anladığım kadarı ile Starbucks olmalı burası. Yazı Arapça anlamıyorum. Amerikanomun tadı aynı. Amerika’daki Starbucks’ta  americano istediğim zaman karşılaştığım anlamsız bakışları hatırlıyorum, İtalya’da Latte siparişi verdiğim zaman gelen kocaman bit bardak sütü. Gülümsüyorum, ne komik şu küreselleşme dediğimiz şey, Fransızların French pressden haberi yok, rusların Rus salatasından.

Ezan okunmaya başlıyor birden, havaalanındayım, ezan okunuyor. Bir hareketlenme sağımda solumda, namaz vakti, koşuşturuyor insanlar. Kadınlar bir yana, erkekler başka. Gümrük kontrolünden de ayrı sıralar halinde geçtik. Kadınlar ile erkekler sırada dahi yan yana durmamalı-ymış! Ne olduğunu anlamayan İngiliz çifte yapılan açıklama bu şekilde. Kadınlar bu kuralı uygulamakta daha bir hevesli, bizi erkeklerden uzaklaştırmak için çekiştiriyorlar. İrkiliyorum.

Düne kadar Bahreyn’in yerini bilmiyordum. Saudi Arabistan’ın yanında bir ada. Havaalanı ışıl ışıl, pahalı markalar bir yanda, namaz kılan erkekler başka bir bölümde. Kadın çok az, olanlar da çoğunlukla çarşafın altına saklanmış, minik kız çocukları dahil. Bir de bizim gibi sudan çıkmış balığa dönen turistler var etrafta, nereye gideceğini ne yapacağını kestiremeyen tedirgin bir grup insan, bakınıyoruz öylesine…

Hayallerimi kovalamaya götürecek birazdan Bahreyn havaalanından kalkan uçağım beni. Kızamıyorum bile o yüzden bu duruma, tatildeyim. Doğanın, yeşilin, huzurun kollarına uçuyorum, ütopyama, Auroville’e.

Thomas Moore’un ütopyasını yaşayacağım iki hafta, evet bu dünyada. Gerçekten. Tanrı’nın çok olduğu, dinin hiç olmadığı bir masal diyarında sabah erken kalkıp güneşi selamlayacağım elli kusur ülkeden gelen dostlar ile. Birlikte üretip, paylaşacağız sebze ve meyveden oluşan öğünlerimizi. Hayatımda yediğim en güzel meyveler bunlar diyeceğim ben yine, eminim. Toprağın, yağmurun, sevginin kokusu dolduracak günümü, gecemi.

Afrika tamtamları eşliğinde yaptığım saçma dans Waltza dönüşecek birden, asalet ile buluşacak. Belime sardığım hırkayı şal yapacağım bu kez, Salsa ile coşacağım hemen ardına, birkaç çifte telli figürü araya çeşni.

Dünyayı kucaklayacağız hep birlikte, şiddetin olmadığı bir şehirde, barış içinde bir gelecek düşü göreceğiz 2000 kişi aynı anda. Neruda’dan Hayyam’a geçecek şiirlerimiz, Noel ağacının altına Ganesh heykelciği bırakacağız, ve taze çiçek ve meyve. Şarkılar ile karşılayacağız yeni gelen yılı, sevgi ile, neşe ile, dostluk ile. Elele.

Ve barışa yakacağız mumlarımızı, 50 ülkeden 2000 yürek, barış sütunu yanına bırakacağız.

Hayallerimin peşinden koşuyorum, geleceğin düşüne. Şiddetsiz, barış içinde, eşit ve adil bir dünya mümkün biliyorum, yaşamaya gidiyorum 15 kadar gün. Düş kısa olmalı belki de diye avutuyorum kendimi.

Yeni yılda görüşmek üzere, daha umutlu, daha güzel bir ülke umudu ile, ille ki barış ile, dostluk ile, sevda ile.

Dolu dolu.

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2010 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar