Gelin tüm kamu binalarımızı yarışma ile yapalım
Genellikle kamu binaları için mimari yarışma konusu açıldığında yönetimler süre ve maliyet konusunda kayıplar yaşayabileceklerini düşünerek mesafeli yaklaşırlar.
Halbuki bir inşaatın maliyetini ve süresini düşünürken planlama aşamasında tasarruf etmek en büyük yanlıştır.
Yanlış yapılan bir planlama, eksik belirlenen bir ihtiyaç programı veya sorunlu çözülen bir işleyiş en iyi ihtimalle binanın inşaatının durmasını ve yeniden planlanmasını gerektirecektir.
En kötü ihtimal ise on yıllar boyunca kullanımda ortaya çıkacak sorunlardır. Bu sorunlar yıllar içinde çok yüksek miktarda zaman ve para kaybına sebep olacaktır.
Bu konuda İngilizlerin ünlü bir söylemi vardır: “Ucuzunu alacak kadar zengin değilim”
Aynı söylemi mimari projeler için “planlamadan tasarruf edecek kadar zengin değilim” diye düzenleyebiliriz.
Ülkemizde yakın zamanda bile bu söylemi kanıtlayacak örnekler yaşanmıştır. Bunları saymak ve yazının psikolojisini negatif örneklerle aşağıya çekmek istemiyorum.
Bunun yerine, özellikle son dönemde yarışmalar bilincinin güçlenmesi ile kamunun hayata geçirdiği başarılı örneklerden bahsetmem daha doğru olacaktır.
Bunların arasında yakın örneklerden birisi Mimarlar Odası’nın Müteahhitler Birliği ile geçtiğimiz ay tamamladığı Düşük Maliyetli Sosyal Konut Projesidir.
Bu projede Büyükkonuk bölgesinde düşük maliyetli sosyal konut projeleri yarışmış ve Hasan Zafersoy, Mete Keleş, Bayram Mahmut ve Ali Şanlıkol ekibi birincilik almıştır.
Yapılan yarışma sonucunda orta çıkan proje hem uygun maliyetli hem de bölge dokusuna uygun olmayı başarmıştır. Bu evlerde büyüyecek nesillerin yaşam kalitesine zenginlik sağlamıştır.
Yakın zamanda yapılan bir diğer kamu kullanıma açık bina yarışması ise KKTC Sigortalar ve Reasürans Şirketler Birliği binası olmuştur.
Bu yarışmada birinciliği alan Erçim Uluğ ekibi uygulama ve tasarım açısından Sigortalar Birliği’ne onları mutlu edecek bir eser sunmayı başarmıştır.
Peki, kamusal kullanımda olan binaları yarışma ile yapmak neden bu kadar önemlidir?
Yarışmalar;
- Ortaya Çıkacak Binada Yenilikçilik ve Yaratıcılığı Teşvik Eder. Katılımcılar, sıradan çözümlerin ötesine geçmeye ve projelerine benzersiz ve özgün yaklaşımlar getirmeye teşvik edilir.
- Kaliteyi Artırır. Yarışma ortamı, katılımcıları en iyi tasarımı sunmaya teşvik ederek projelerin kalitesini artırır. Seçici ve bağımsız bir jüri tarafından değerlendirilen tasarımlar, yüksek standartlarda ve kalitede olma eğiliminde olur.
- Şeffaflık ve Eşitlik Sağlar. Yarışmalar, projelerin seçim sürecini şeffaf ve adil bir şekilde gerçekleştirme fırsatı sunar. Tüm katılımcılar aynı bilgilere sahip olur ve eserleri anonim olarak değerlendirilir, bu da liyakate dayalı bir seçim sürecini garanti eder.
- Toplumsal Katılımı Artırır. Kamu projelerinde mimari yarışmalar, toplumun projenin tasarım sürecine katılmasına olanak tanıyabilir. Yarışmalar, kamuoyunun görüşlerini ve ihtiyaçlarını dikkate alan tasarımların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Toplumun kurumu, binayı ve süreci benimsemesini sağlar.
- Maliyetle İlgili Vizyon Belirleyebilir. Yarışmalar, projenin başlangıcında çeşitli tasarım seçeneklerini arzuladığını yarışmacılara bildirme imkanı sunar. Bu ihtiyaçlar şartnameye eklenerek en uygun maliyetli ve etkili çözümün seçilmesinde yardımcı olabilir.
- Kültürel ve Sosyal Değerleri Yansıtır. Kamu kullanımında olan projeler genellikle bir topluluğun kültürel ve sosyal değerlerini yansıtır. Mimari yarışmalar, bu değerleri en iyi şekilde yansıtan ve bölgenin karakterine uygun tasarımların ortaya çıkmasını sağlar.
Ülkemizde yarışma kültürünün son dönemde artmaya başlaması güzel bir gelişmedir.
Bu gelişmenin başarılı sonuçları ise tek tek ortaya çıkmaktadır.
Ortaya çıkan projelerin ekonomik, toplumsal ve sahiplenilme etkileri büyüktür.
Bize düşen ise yarışmalarla yapma kültürünü yaymaktır.
Gelin bu pratiği güçlendirerek yayalım,
Gelin kamusal binalarımızı kamuya açık bir şekilde planlayalım,
GELİN TÜM KAMU BİNALARIMIZI YARIŞMA İLE YAPALIM.