Genç bir hekimden mektup
Bugünkü köşemi genç bir hekimden gelen mektuba ayırıyorum.
İsmi, kendi isteği ile saklı...
Ne yazık öylesine ağır bir psikolojik ortam oluştu ki, kimi isimler düşüncelerini paylaşıyor ancak ‘açık kimliğinin’ ortada olmasını istemiyor.
Bu vesileyle, sağlık tartışmalarına katkı koyan, onlarca mesaj gönderen; eleştiren ya da destek veren, yol gösteren, ışık tutan herkese teşekkür ederim.
Sağlık Bakanı Dr. İzbul’un röportajı da tartışmaya önemli bir boyut getirdi.
YENİDÜZEN’de, tüm görüşlere yer vermeye, ‘daha iyi bir sağlık sistemi’ için sorgulamaya devam edeceğiz.
***
İşte genç doktorumuzun paylaşımlarından bir özet.
• “Yazılarınızı uzun zamandır beğeni ile takip ediyorum, son haftalarda sağlık sistemi ile ilgili gündem nedeni ile daha yakından takip eder oldum.”
…
• “2011 yılında Hacettepe Üniversitesi’nden uzmanlığımı tamamlayarak adaya döndüm. 2 yıl devlette mecburi hizmet yaptım ve daha sonra kendi isteğim ile devlette devam etmedim.”
…
• “Niye devam etmedim? Hastanelerin malum şartları, sistemden kaynaklanan sorunlar ve mesleğimi layığı ile yapmamak...”
…
• “Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde hayatımın en kötü iki yılını geçirdiğimi söylesem abartı olmaz. Maaşların düşük olması çok da üzerinde durmadığım bir unsurdu ama eskiler - yeniler arasındaki özlük haklarından doğan güç farkı, mecburi hizmetli hekimlerin bakanlık ve hastane yönetimi tarafından adeta hizmetçi gibi görülmesi huzursuzluğun ana kaynağı oldu.”
…
• “Diplomalar TC Sağlık Bakanlığı’nda ve iki yılınızı doldurmadan alamıyorsunuz. Bunu size hissettirerek dayatma nöbetler, uzmanlık alanınız olmayan acil nöbetler...”
…
• “Hekimlikte güncel yaklaşımları hayata geçirmek, hastalarımıza faydalı olabilmek ve aramıza yeni eklenen genç arkadaşların sayısının artması ile multidisipliner yaklaşımın hastanede oluşmaya başlaması bu süreçte beni motive eden unsurlardı.”
…
• “Genç hekimlerin çalışma şartları uzun zamandır böyle; Tabipler Birliği genel kurulunu da bir açıklama yaparak bu nedenle terk etmiştik, ancak, gerekli tepkiler hiç çoğalmadı.”
…
• “Devletin rapor, kurul, ilaç, sevk ve diğer farklı imkânlarının özele taşınması ile ‘ikinci iş değil 24 saat meslek hakkı’ denilerek, aslında devlet içinde özel sistem kurulmuştur. Devlet içinde özeli kuranların hayata geçirilmesi planlanan genel sağlık sigortasına içeriğini tam da bilmeden ‘özelleştirmeye hayır’ sloganları atması da beni gülümsetiyor.
…
• “Sağlık sistemi düzelmesi için hepimiz el ele vermeli ve şahsi çıkarlarımızı bir kenara koymalıyız. Daha iyi maaşlarla tüm gün sadece devlette hizmet etmeye hazır birçok meslektaşımız vardır.”
…
• “Unutmayınız doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.”