1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Gençler iyimser
Gençler iyimser

Gençler iyimser

Alman Sosyalist Gençlik Hareketi’nin (SJD - Die Falken) Hannover şubesinin insiyatifiyle 2007 yılında başlatılan Alman-Kıbrıslı Gençlik Değişim Projesi’nin dokuzuncusu Kıbrıs’ta yapıldı. YENİDÜZEN’e konuşan Alman ve Kıbrıslı gençler adanın geleceğinden um

A+A-

Ödül AŞIK ÜLKER

  Alman Sosyalist Gençlik Hareketi’nin (SJD - Die Falken) Hannover şubesinin insiyatifiyle 2007
yılında hayata geçen Alman-Kıbrıslı Gençlik Değişim Projesi’nin dokuzuncusu Kıbrıs’ta yapıldı.
  Almanya ve Kıbrıs’tan gençleri bir araya getirip birbirlerini anlamalarını sağlamayı amaçlayan Alman Sosyalist Gençlik Hareketi, Gençlik Değişim Projesi Koordinatörlerinden Coşkun Tözen proje hakkında Face to Face’e bilgi verirken, projeye bu yıl ilk defa katılan 25 yaşındaki psikoloji öğrencisi Alman Viviana Pommeranz, 19 yaşındaki psikoloji öğrencisi Kıbrıslı Rum Isaias Taliadoros ve 20 yaşındaki pazarlama öğrencisi Kıbrıslı Türk Halil Uskuri de düşüncelerini paylaştı.
   Alman katılımcı Pommeranz, Kıbrıs’ın geleceği konusunda iyimser olduğunu söyleyerek, “nereye gitsem ve kiminle konuşsam insanların aralarında sorun olmadığını gördüm” dedi.
   Kıbrıslı Rum katılımcı Taliadoros, Akıncı ve Anastasiades’in, Anastasiades-Eroğlu veya Hristofyas-Eroğlu eşleşmesinden daha iyi göründüğünü ifade ederek, “Ama bunun sadece Kıbrıslı liderlere bağlı  olmadığını, Türkiye’ye de bağlı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
   Kıbrıslı Türk katılımcı Uskuri de, Akıncı-Anastasiades eşleşmesinin daha iyi olduğu konusunda Kıbrıslı Rum katılımcı Taliadoros’la aynı fikirde olduğunu belirterek, liderlerin ve görüşmelerin ivmesinde düşüş olduğuna dair düşüncesini paylaştı ve ekledi: “Ama yine de daha umutluyum”.

Soru: Seminerleri organize eden Alman Sosyalist Gençlik Hareketi (Die Falken) hakkında bilgi verir misiniz?
Tözen:
Alman Sosyalist Gençlik Hareketi (Die Falken) Hannover şubesi, tamamen bağımsız ve köklü bir organizasyondur ve herhangi bir parti ile bağlantısı yoktur. Eğitim amaçlı bir organizasyonuz. Die Falken, uluslararası düzeyde, gençler ve çocuklarla ilgili birçok proje ve kamp düzenlemektedir.

Soru: Alman-Kıbrıslı Gençlik Değişim Projesi nedir?
Tözen:
Alman-Kıbrıslı Gençlik Değişim Projesi 2007 yılında Alman Sosyalist Gençlik  Hareketi’nin (SJD - Die Falken) Hannover şubesinin insiyatifiyle hayata geçmiş, Kıbrıslı Rum, Kıbrıslı Türk ve Almanların katılımıyla gerçekleşen üç toplumlu bir projedir. Kıbrıslı Rumları temsilen IKME Vakfı, Kıbrıslı Türkleri temsilen CTP Gençlik Örgütü projede rol almaktadır. Projemizin amacı, Almanya’dan ve Kıbrıs’tan gençleri 3 toplumlu bir çerçeve içerisinde bir araya getirerek, devamlı bir dostluk ilişkisi yaratıp birbirlerini anlamalarını sağlamaktır. Bu amaçla Kıbrıs’taki ortak kuruluşlarla da bağlarımızı güçlendiriyoruz. Projenin diğer amaçlarından biri de AB içerisindeki sivil toplum hareketlerinin gelişmesine katkı sağlamaktır. Proje, Friedrich-Ebert Vakfı, ERASMUS Plus tarafından fonlanmaktadır.

Neler yapıldı?

Soru: Proje kapsamında bu yıl neler yaptınız?
Tözen:
Her yıl projede öne çıkardığımız konular oluyor, Kıbrıs Sorunu, milliyetçilik gibi konularda konuşuyoruz. Alman siyasi tarihi ile bunları kıyaslıyoruz, benzerlikleri ve farklılıkları buluyoruz. Bu yıl United Medya’yı ziyaret ettik, Cyprus Community Media Center’de (CCMC) atölye çalışmaları yaptık. Katılımcıların önerdiği konuları programımıza alıp onları da tartışıyoruz. Bu yıl ayrımcılık, ırkçılık, dışlama ve göç gibi konulara da odaklandık. KISA ile göçmenler ve ırkçılığa karşı görüşmeler yaptık. LGBT organizasyonu olan ACCEPT’ten arkadaşlarla buluştuk. Hands Across the Divide ile de görüştük. 2. Cumhurbaskanı Mehmet Ali Talat ise bizi Lapta Gençlik Kampında ziyaret etti, Gazeteci Sevgül Uludağ ile kayıplar konusunda çok ilginç bir görüşme yaptık. Friedrich-Ebert Vakfı temsilcisi ve Lefkoşa Üniversitesi ögretim görevlisi Prof. Dr. Hubert Faustmann ile görüştük. UNFICYP temsilcileriyle Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nı ziyaret ettik, Mağusa İnisyatifi’nden Serdar Atai ile buluşup Gazimağusa ve Maraş konusunda inisiyatifin istekleri ve önerileri hakkında bilgi aldık.

Soru: (Alman katılımcıya) Projeye katılmadan Kıbrıs ve Kıbrıs sorunu hakkında bilginiz var mıydı?
Pommeranz:
Evet vardı. Alman-Kıbrıs Çalışma Grubu’ndaydım. Kıbrıs sorunu ve program hakkında seminerlerimiz oldu. Bu projeye katılmaya karar verdikten sonra da Kıbrıs’ın siyasi
tarihi hakkında okudum, araştırdım.

Soru: (Alman katılımcıya) Duyduklarınız ve okuduklarınızdan sonra şimdi Kıbrıs’tasınız.  İntibanız nedir? Kıbrıs’taki yaşam hakkında ne düşünüyorsunuz?
Pommeranz:
Kıbrıs hakkında olumlu izlenimlerim oldu. İki tarafta çok sayıda aktivite yaptık. Farklı bir ülkede bulunmak, insanlarla konuşmak ve kendi tecrübelerini edinmek çok iyi.

Soru: (Kıbrıslı katılımcılara) Daha önce iki toplumlu projelere katıldınız mı?
Taliadoros:
2012’den beri iki toplumlu projelerde bulundum. Kıbrıs Dostluk Programı’na katıldım. Online bir gazete olan www.kiprisnews.com için de yazıyordum. Ayrıca birkaç yıl önce Trodos’taki iki toplumlu kampta da görev aldım.

Uskuri: Ben daha önce iki toplumlu bir programa katılmadım.

Uskuri: Neden olmasın?

Soru: (Kıbrıslı katılımcılara) Bu programla ilgili düşünceniz nedir? Hem diğer toplumdan gençler hem de Alman gençlerle beraber oldunuz...
Uskuri:
Almanlar da uzun yıllar bizim yaşadığımız gibi zorluklar çektiler, akrabalarından ayrıldılar, yakınlarından ayrı kaldılar. Sevgül Uludağ’la görüştükten sonra konuştuğumuzda onların da kayıp akrabaları olduğunu anlattılar. Onlar birleşmeyi başarabildiklerini gösterdiler. Biz de bir çözümün arifesindeyiz, biz de yapabiliriz. Neden olmasın?
Taliadoros: Bu projedeki aktiviteler katıldığım diğer projelerden daha farklı. Sadece Kıbrıs hakkında değil, genel anlamda anlaşmazlıkların çözümü ve iki toplumun birbirine nasıl yakınlaştırılabileceği hakkında konuştuk.

Taliadoros: “Örgütler bazında işbirliği olmalı”

Soru: (Kıbrıslı katılımcılara) Sizce iki toplumun birbirine yakınlaştırılması için ne yapılabilir?
Taliadoros:
İnsanlar biraraya gelip, birbirini tanıdıkça, ilişkiler geliştirdikçe bu olabilir ama  sadece bireysel değil, örgütler, siyasi partiler bazında da temas, işbirliği olmalı. Ancak insanları yakınlaştırmak kolay ama partileri ve siyasileri çok kolay olmayabilir çünkü onlar bulundukları yerlerde bazı amaçlara hizmet ederler.
Uskuri: İnsanları bir araya getirmek kolaydır ama zaman alan birşeydir. Kapıların açılması ve referandum arasında yaşanan zamanla şimdiki zaman çok çok farklıdır. Güney’dekiler korkularını, tabularını biraz yendiler, şimdi daha kolay. Seminerlerde sorunların nereden kaynaklandığını ve nasıl çözüleceğini daha iyi öğrendim. Ben de siyasileri yakınlaştırmanın kolay olmadığı görüşüne katılırım çünkü siyasiler oylarla birlikte gelir, aldıkları oyların sorumluluğu var, ona göre davranırlar. Siyasilerin bir araya gelmesi daha zordur. Siyasileri ancak bir çözüm bir araya getirebilir. Barış farklı birşeydir, barış toplumlar arasında, çözüm liderler arasında olur.

Pommeranz: “Organizasyon kültürünüz çok ilgimi çekti”
 
Soru: (Alman katılımcıya) Kıbrıs’ta yaşadıklarınızdan sizi şaşırtan şeyler oldu mu?
Pommeranz:
Program içinde benim için şaşırtıcı olan pek çok şey vardı ama özellikle organizasyon kültürünüzün Almanya’ya göre spontane bir şekilde olması çok ilgimi çekti. Örneğin aylar öncesinden organize edilmemiş olmasına rağmen Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’na girebilmemize çok şaşırdım. Organizasyonun spontane olmasını, esnek olmasını olumlu buldum aslında çünkü Almanya’da pek çok işlemden sonra bunu yapabilirdik.

Soru: (Alman katılımcıya) Kıbrıs sorunu veya iki toplumun ilişkileri hakkında kafanızda oluşturduğunuz ancak Kıbrıs’a gelince değişen fikirler oldu mu?
Pommeranz:
Başkentin bölünmüş olduğunu görmek bana garip geldi çünkü ben Almanya’nın birleşmesinden sonra doğdum. Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumları ayırdetmekte zorlanmam dikkat çekici bir noktaydı, ya sormam ya da hangi dili konuştuklarını dinlemem gerekti.

“Kıbrıs’ın geleceği konusunda iyimserim”

Soru: (Alman katılımcıya) Proje boyunca Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların yaptığı tartışmalara bakarak Kıbrıs’ın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Pommeranz:
Kıbrıs’ın bölünmüş olduğunun farkındayım ama nereye gitsem ve kiminle konuşsam insanların aralarında sorun olmadığını gördüm. Kıbrıs’ın geleceği konusunda iyimserim.

Taliadoros: “Daha iyimserim”

Soru: (Kıbrıslı katılımcılara) Kıbrıs’ta yeni bir görüşme süreci var. Görüşme süreci konusunda iyimser misiniz?
Taliadoros:
Kesinlikle daha iyimserim çünkü Akıncı ve Anastasiades, Anastasiades ve Eroğlu veya Hristofyas ve Eroğlu’ndan daha iyi görünüyor. Ama bunun sadece Kıbrıslı liderlere bağlı  olmadığını, Türkiye’ye de bağlı olduğunu düşünüyorum. Biliyoruz ki çözümünün anahtarı Kıbrıs’ta değil, Türkiye’de.

Uskuri: “Daha umutluyum”

Soru: Sadece Türkiye’de mi?

Taliadoros: Dış güçlerde, ABD’de veya İsrail’de. Gaz arıyoruz ve pek çok süper güç Kıbrıs’la ilgilenmeye başladı.

Uskuri: Anastasiades ve Akıncı daha olumlu. Akıncı’nın seçilmesiyle balayı dönemi geçirdiler, güven yaratıcı önlemler konuşuluyor, yeni kapılar açılacak dendi ama henüz görünürde birşey yok. Barış meleği olan Hristofyas bu tarafa hiç geçmezken Anastasiades’in geçmesi olumlu bir hava yarattı, Akıncı’nın o tarafa geçmesi güzel şeylerdi ama ekmek kadayıfı yeyip, zivaniya içerek Kıbrıs sorununu çözemezsiniz. Bana göre liderlerin, görüşmelerin ivmesinde düşüş vardır ama yine de daha umutluyum. 2004’den sonra Türkiye’nin AB süreciyle birlikte AKP Kıbrıs’ta federal çözümü savunduğunu söylüyor. Eskiden bunu söylemek bile insanların vatan haini damgası yemesine neden olurdu. Yunanistan Rum tarafı ne derse ona “tamam” diyor. AB ve BM bunun son şans olduğunu söylüyor, bu sefer de olmazsa ne olacağını kimse bilmiyor. Dış güçlerin veya sermayenin artık bir çözüm istediği gerçeği var.

Soru: Proje veya Kıbrıs konusunda eklemek istedikleriniz var mı?

Pommeranz: Alman-Kıbrıslı Gençlik Değişim Projesi’nin uzun süre devam etmesini ve pek çok gencin bu programa katılma şansını yakalamasını diliyorum. Çok iyi bir program. Aynı zamanda gençler için çok iyi bir eğitim programı. Program kapsamında kurduğumuz bağlantıların, proje kapsamındaki ülkeler arasındaki bağlantı ve teması da destekleyeceğine inanıyorum.

Taliadoros: Program olağanüstü bence. Bir referandum veya çözüm planı ortaya çıkması durumunda, eğer insanlar geçmişte olduğu gibi birlikte yaşamaya hazır değilse, bu başarılamaz.

Uskuri: Kıbrıs’ın kuzeyinde sol ve sağ ekonomik görüşlerden önce çözümü istemek ve istememekle ayrılır. Böyle bir süreçte, en azından referanduma kadar Kıbrıs’taki barış güçlerinin birlikte hareket etmesi gerektiğine inanıyorum. Bu tür programlar da çoğaltılmalı çünkü liderler masada çözüm elde edebilir ama barış halklar arasında olur, bu tür programlarla gençlerin temas kurması, insanların yüzleşmesi sağlanmalıdır.

Soru: Proje kapsamında bundan sonra neler yapılacak?

Tözen: Programı her yıl geliştirmeye çalışıyoruz. Katılımcı bir program, sadece koordinatörler karar vermiyor, katılımcılar da programı yönlendiriyor. Programa katılanların da gelecek yıllardaki programların şekillenmesine koordinatör olarak katkı yapacağına inanıyorum. Gelecek yıl programa katılmak isteyenler bize www.german-cypriot-exchange.org sitesinden ulaşabilirler. Katılmak isteyenlerin genel anlamda politikaya ilgi duymaları, açık görüşlü olmaları, yeni insanlarla tanışmaya istekli olmaları gerekiyor.

Coşkun Tözen kimdir?
1973 yılında İstanbul’da doğan Coşkun Tözen’in babası Kıbrıslı. Almanya’da yaşayan Tözen  Hannover Leibniz Üniversitesi, Siyasi Bilimler ve Tarih bölümünde okudu ve 2005 yılında aynı üniversitede Kıbrıs sorunu üzerine master yaptı. Tözen, Alman Sosyalist Gençlik Hareketi (Die Falken) Hannover şubesinde görev yapıyor.

(Röportaj fotoğrafları: Levent ÖZDAĞ)

Bu haber toplam 3676 defa okunmuştur