Babam derdi ki:  “Ben, sohbetlerimizde sana, bizim çocukluk ve gençlik yıllarımızda herşeyin daha farklı ve hatta daha iyi olduğunu anlattım ve anlatacağım. Sen de, ben anlatırken, dinleyip anlamış gibi davranacaksın. Ben de kendi babamla aynı şeyi yaşadımdı... Sonra bir gün gelecek, sen de çocuklarını karşına alıp, senin çocukluk ve gençlik zamanlarını anlatacaksın.  Senin çocukların da seni anlarmış gibi dinleyecekler....Daha sonra öyle bir gün gelecek ki, aynı şeyi senin çocukların da kendi çocuklarına yapacaklar. Bu böyle nesiller boyu devam edip gidecek.”
      ***
Ben çocuklarıma, çocukluk ve gençlik yıllarımı anlatırken güzel şeyler anlatmak isterdim hep. Ama anlatamadım.
Çocukluğumuzun silahlı yeraltı örgütleri korkusuyla geçtiğini mi anlatsaydım ?
Gençliğimizin mevzilerde, kan ve barut kokuları içinde düşman bekleyerek geçtiğini mi anlatsaydım ?
Silahların gölgesinde, güzel günler hayal ederek ama sadece hayal ederek geçtiğini mi anlatmalıydım onlara ?
Çocukluğumuzun da gençliğimizin de umutlarla ve hayal kırıklıkları ile geçip bittiğini mi anlatsaydım ?
Anlatamadım. Anlatmadım.
      ***
Gençliği hep eleştiririz.
“Bugünün gençleri çılgın...”; “Bugünün gençliği çığırından çıktı....”; “Gençlik çok bozulmuş...”; “Gelecek bu gençlerin elinde mi kalacak ?” v.s. v.s. v.s.
Ağzımıza geleni söyleriz yani. Fazlaca düşünmeden.
Eğer, şikayetçiysek ve memnun değilsek;
Bugünkü gençliği kimin yetiştirdiğini düşündük mü hiç ?
Her birinin, toplum olarak hepimizin, anne-babalar olarak bizim eserimiz olduklarını  düşündük mü ?
Onları bizim eğittiğimizi, öğretmenlerinin bizler olduğunu unuttuk mu ? 
Bizden gördükleri ile büyüdüklerini,  büyüklerinde ne gördülerse onu örnek aldıklarını görmezden mi geliyoruz ?
     ***
En kolay ve en kestirme yoldan zengin olmayı, uzaylılardan mı öğrendi gençlerimiz ?
Bu ülkede ‘torpilsiz’ hiçbir işlerinin dönmeyeceğini uzaylılardan mı öğrendiler ?
Torpilleri yoksa, iş de bulamayacaklarını nerden ve kimden öğrendiler dersiniz ?
Sigara, içki hatta uyuşturucu’yu gençlerimiz mi ithal (!!!) ediyorlar ülkeye ?
Lüks araba sahibi olunduğunda ‘adam’ da olunduğunu (!!!) kimden öğrendiler acaba ?
Paranın nereden ve nasıl geldiğinin önemli olmadığını, para’nın saygınlık (!!!) demek olduğunu kimden öğrendiler dersiniz ?
Eğer şikayetçiysek, önce suçu kendimizde aramamız gerekmiyor mu ?
      ***
Gençler de kızgın. Eleştirildiklerinde, yüzümüze vurmamaya çalışıyorlar ama, emin olun ki  onlar da çok iyi biliyorlar gerçek suçluların kimler olduğunu.
Onların da, bir gün, çocuklarına anlatacakları birşeyler vardır muhakkak. Bu kokuşmuş düzenin onlara kimden miras kaldığını da anlatacaklardır mesela....