1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Gençlerimize Gereken Önemi Veriyor Muyuz…
Gençlerimize Gereken Önemi Veriyor Muyuz…

Gençlerimize Gereken Önemi Veriyor Muyuz…

Gençlerimize Gereken Önemi Veriyor Muyuz…

A+A-

 

Neriman CAHİT

Lefkoşa Belediyesi’nin çocuklara – özellikle de – gençlere verdiği ve bu bağlamda yaptıkları çok önemli girişimlerdir…
Sadece bu konuda değil, ‘Başkent’in Gelişimi Konusunda’ gerçekten de çok önemli çabaları var ve onları  - diğer ‘Halka yönelik’ çabaları not aldığım gibi – altını çizerek not alıyorum.
*Bir düşünelim: Halkın seçtiği kuruluşların görevleri nelerdir: Halkının huzuru, refahı ve sağlıklı bir yaşam geleceği için hizmet etmek değil midir!...

GENÇ LİDERLER

Kentinin refah ve sağlık yolunu çizen Belediye, kuracağı bazı ‘Merkezlerde’ yetişecek genç liderler – ki, atlamadan burada olması gereken ölçüyü de yazayım -  evet, seçilecek gençlere asla: ‘Hatır denen olguyu’ kullanmayı aklına bile getirmeden yapmalı seçimini…

BİR GENCİ TANIMAK…

Sahi, biz gençlerimizi tanıyor muyuz?
Peki, bir genci tanımak ne demektir? Özetle yazayım:
*Bir genci tanımak: Onun kişiliğini, kimliğini, isteklerini, beklentilerini, hayallerini, yapmak istediklerini, umutlarını,  umutsuzluklarını,  düş kırıklıklarını tanımak demektir…
Bir genci tek bir ‘kesitle’ de tanıyamayız… Onun değişen gelişimi, bizi başka boyutlarla da karşılaştıracaktır.
Bir genci anlamak ne demektir:
Onun yapmak / yapmamak istediklerini, yapmak isteyip de yapamadıklarını anlayabiliyor muyuz…
Bir gencin neler düşündüğünü, neler duyumsadığını, neden öyle düşünüp, duyumsadığını biliyor muyuz…


***

Bir gençle yaşamak ne demek ?..
Onunla, neleri paylaştığımızı, neleri paylaşmadığımızı, karşılıklı beklentilerimizi, iletişimimizin nasıl olduğunu, sınırlarımızın doğru olup olmadığını biliyor muyuz?..

***

‘Sahi, bir gencin kendini tanıması…’ Ne demektir?..  Bir genç, kendini kimin gözleriyle görmektedir? Kendi gözlerinin farkında mıdır? Ailesinin gözü ile mi görmektedir? Arkadaşlarının gözleri ile mi görmektedir… Sevgilisinin gözleri ile mi görmektedir?

***

Yoksa kendine karşı kör müdür?

***

Evet, bütün bunları bilmeden, ‘Gençlerimizi Tanıyoruz’ diyebilir miyiz…

YA KENDİ ÇOCUKLARIMIZI…

Peki ya kendi çocuklarımızı tanıyor muyuz?..
Onları tanıyor muyuz yoksa görmek istediğimiz gibi mi görüyoruz…
*Gerçek odur ki: BİZ ÇOCUKLARIMIZI TANIMIYOIRUZ…
Onları seviyoruz, kızıyoruz, beğeniyoruz, övüyor, beğenmiyor, yeriyor ama tanımıyoruz…
*GENÇLERİNİ TANIMAYAN TOPLUMLAR İSE ‘KENDİ  GELECEKLERİNE’  KÖRDÜRLER…
*Bu toplumda – eğitimin en üst başarılarını kazanmak da: Bizim Gençlerimizdir…


ONLARI TANIMAK ZORUNDAYIZ…

Gençlerimizi araştırarak, inceleyerek, hiçbir ön yargıya kapılmadan, dışlamadan, - suçlamadan görmek, anlamak, kabul etmek ve ‘BİLMEK’ zorundayız…
Sonra da, onları anlayarak, onlarla iş birliği yaparak, onlarla yaşadığımızı bilerek:  “ORTAK ÇALIŞMALAR” yapmak zorundayız…
Gençler için yapılması gerekenler: Öğrenim – Çalışma ve Yaratma İlişkileridir…
Onlar, kendi değerleriyle, toplumsal ve Evrensel Değerlerle,
buluşmalıdır…
*İlk aşama budur…

*Sonra da, ‘aynı gençler’ yeni değerler yaratmalıdır…
Bu hedeflere yönelenler ise tam anlamıyla desteklenmelidir… 

 
------------------------------------------------------------------


Foto: kapak taranacak

HÜSEYİN KABA’DAN:

ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA LEFKOŞA: 2

 


Hüseyin Kaba, uzun yıllar çeşitli gazetelerin mutfağında:  “Yazı İşleri Müdürü – Genel Yayın Yönetmeni.” – olarak çalışmış. Çalıştığı gazetelerde:
Siyasi Yazılar, makaleler, öykü ve araştırma yazıları yazmıştır. Bu alanda kazandığı onca deneyim sonucu: “KA YAYINLARINI”  kurmuş…
Ve, bu konudaki yürüyüşünü sürdürmüş… Başarıyla da sürdürmektedir…

***

Üç Ozanımız ve Beş Destanın yer aldığı bu çok özenle yazılmış ve gerçekten de konusunda: “Hayli doyurucu ve önemli bilgiler” içeren bu kitabın, ‘içeriği’ ise şöyle:

*Bölüm I’de: “Üç Ozan” olarak:

*Mustafa Hüseyin Aynalı.
*Ahmet Babacan.
*Dr. Hafız Cemaleddin Lokman Hekim

*İkinci Bölümde İse: “Beş Destan” olarak:
1- “Hasan Bullilerin Hikâyesi ve Destanı”

2- Halit Arap Destanı
Ahmet Babacan

3. İbrahim Mulla Ali Destanı
Hikayesi ve Destanı: Ahmet Babacan

4- Dr. Hüseyin Behiç’in Hikayesi
Ve Destanı – Ahmet Babacan

5- Polis Destanı: Mustafa Hüseyin Aynalı
Gayet düzenli, ilgi çekici bir şekilde anlatılmış…

***

Kitapta, ‘SONSÖZ ve KAYNAKÇA’ da çok düzenli bir şekilde verilmiş…

***

Kütüphanemizde bulunması gereken…
İlgi ile okunacak… Çok başarılı bir eser…

Bu haber toplam 1611 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 251. Sayısı

Adres Kıbrıs 251. Sayısı