Gençlik !..
Siyasette ne zaman “gençlik” tartışmaları açılsa, korkarım…
“Bir provokatör üstüne hiciv denemeleri”nde Nazım Hikmet, “Ben sadece ölen babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim ve bir kavganın adsız neferiyim” demişti…
Siyasette pek kabul görmez bu…
***
Çağlar hoca, siyasette gençlik tartışmaları üzerine yazdı, dün…
Kendi değerlendirmeme göre, ‘bağ’dan çok ‘bağcı’ya yönelse de yazı, bize tartışma şansı verdi.
Üstelik ‘açık iletişim’i hep yeğlerim...
Sosyal medyanın da gündemi bu…
Bilge’nin yorumunu sevdim ben…
“Önemli olan (siyasi hareketlerin) genciyle, yaşlısıyla bir bütünlük içerisinde, yeni kadroları bünyesine katarak ileriye gitmesidir…”
Yani gençliği ‘kullanmak’ değil, siyasete gençliği ‘katmak’tır marifet...
***
Bayrak Haber’de Hasan Sarıca’yı dinlemiştim geçen hafta, o biraz daha ‘devrimci’!..
Demişti ki, “Ülkenin tüm kurumlarında gençler yönetimlere el koymalıdır… Gitmeli ve el koymalıdır, başka çaresi yoktur… Biz bu işlere girdiğimizde 30’lu yaşlardaydık, başardık, şimdikiler niye başarmasın.”
***
‘Gençlik’ meselesi iki sene önce, yine bir CTP Kurultayı’ arifesinde çok fazla gündeme gelmişti.
O dönemin adayları ile yaptığımız röportajlarda ‘gençlik’ yine özneydi.
Mesela, altında milyon kez imzamı attığım şu sözleri vardı Kutlay Erk’in:
“....Benim neslimin sosyalist politika yapan bütün unsurlarının itiraf etmesi lazım ki, bizim altyapımız bugünkü sosyal ilişkilerin, üretim ilişkilerinin ihtiyaçlarına tam cevap veren bir altyapı değildir. Bugünün ihtiyaçlarına cevap veren değişim ve ilerleme, ancak genç insanlarla mümkün olabilir...”
Mehmet Çağlar “Gençlere tam da şimdi yer açılması gerekiyor” demişti.
***
‘Gençlik’ tartışması bir de UBP Kurultayı’nda yaşanmıştı.
Ardından, Eroğlu geri geldi!
O gitti, İrsen Küçük’e açıldı yer...
En başta ‘korkarım’ dediğim de buydu zaten!..
***
“Akıl yaşta değil baştadır” derler ya…
İnsanlar yaştan ve baştan çok ‘umuda’ bakar en fazla…
Umutlanmak ister… Ve güvenmek....
En ‘insani’ ihtiyaç da budur herhalde.
***
Nazım’a dönecek olursak yeniden...
Evet, siyaset ‘adsız’ neferler arıyor.
Galiba birçoğu da ‘adına’ oynuyor...