Genel grevler ve eylemler başlarken, yeni asgari ücret tartışmaları ve İSİAS davası
32 sendika, Hükümet tarafından halkın alım gücünü düşürmeyi amaçlayan hayat pahalılığı düzenlemesine karşı çıkmak için, bugün genel greve gitti ve Meclis önünde miting yaptı.
Bu mitinge, halkın büyük bir katılımla destek vermesi şarttır.Toplumsal ve sendikal mücadele,birlik ve dayanışma içinde, yoğun halk katılımı ile desteklendiği taktirde başarıya ulaşmaktadır.
Sendikalar, hayat pahalılığı ve toplu iş sözleşmesine ilişkin yasalar geri çekilene kadar genel grevin devam edeceğini ve tüm sivil toplum örgütleri, muhalefet partileri ve vatandaşları genel grev ve mitinge katılmaya davet ettiler.
Hayat Pahalılığı artışı ile ilgili olarak, önerilen ve artışların konsolide edilerek verildiği uygulamayı kaldırmayı öngören yasa tasarısı ise, maaşların reel değerini azaltacak ve vatandaşın alım gücünü düşürecektir.
Toplu İş Sözleşmesi (TİS) hakkını ve toplu sözleşmelerle elde edilen hakları engellemek isteyen yasa tasarısı ve yasa gücünde kararname ise, çalışma barışını bozacaktır.
Çalışanların ve emeklilerin ekonomik haklarını savunmak, insanca çalışma koşulları sağlamak ve halka yaraşır kamusal hizmetler için mücadele etmek sendikaların, siyasi partilerin, tüm emekçilerin ve halkın temel görevidir.
Öte yandan, Sendikalar, yeni asgari ücretin belirlenmesi için çağrı yapmaya başladılar. 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olması bekleniyor.Yeni asgari ücreti belirlemek için asgari ücret tespit komisyonunun toplanması gerekiyor.
Ocak ayı ile birlikte, ülkemizde yeni asgari ücret tartışmaları ve görüşmeleri başlayacaktır.Aralık ayı enflasyon rakamı, ocak ayının ilk haftasında açıklanacak ve yılın son 4 ayının hayat pahalılığı rakamı belirlenecektir.
Asgari ücretin belirlenmesi amacıyla komisyonun toplanması için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na resmi başvuru yaptıklarını da ifade eden Sendikalar, 2025 yılı asgari ücretinin belirlenmesi için Ocak ayının ilk haftası toplanması gerektiğini açıkladılar.
Hür-İş, yasanın kendisine verdiği yetkiyle toplantı çağrısını yaptı ve 10 gün içinde asgari ücret masasının toplanması gerektiğine vurgu yaptı.
Ülkemizde uzun zamandır, bütün mal ve hizmetlere yapılan yüksek oranlı zamlarla, çalışanların, emeklilerin ve özellikle de asgari ücretlilerin satın alma gücünün oldukça düştüğü herkesin malumudur.
Asgari ücret, 1 Eylül 2024 tarihinden beri, aylık net 35 bin 180 TL olarak uygulanıyor. Yeni asgari ücretin, 4 aylık enflasyon oranları da dikkate alınarak, 1 Ocak 2025 itibariyle geçerli olması da gerekiyor.
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan Kasım ayı açlık sınırını 27 bin 254 TL olarak açıkladı.Aralık ayında bu rakam daha da artacaktır. Nerdeyse, asgari ücretli bir kişinin maaşı gıdaya gidiyor. Yıllık gıda enflasyonu ise, yüzde 56.72 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonunda Avrupa’ da birinciyiz
Piyasa ucuzlamadığı sürece, yeni asgari ücret de, çalışanları çok fazla rahatlatmayacaktır. Asgari ücret artışı, maliyet olarak algılanıp, piyasadaki mal ve hizmet fiyatlarını yükseltecekse, maaş artışının bir anlamı olmayacak, satın alma gücü yine düşecektir.
Asgari ücret artışı, işçi çıkarmalara veya kayıt dışına yol açmamalıdır. Bunun için, devlet tarafından özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelere daha fazla işveren prim desteği sağlanmalıdır.
Ülkemizde, asgari ücret artışından sonra, geçmişte yaşandığı gibi, yeni zamların olmaması için, denetimler yapılmalı ve fırsatçılık yapanlara caydırıcı cezalar verilmelidir.
Asgari ücretin artırılması önemlidir.Ancak, pahalılığın durdurulması ve halkın alım gücünün arttırılması, daha da önemlidir. Hükümet, bu yönde yıllardır yeterli tedbirler almamaktadır.
Öte yandan, İsias Otel davasında karar açıklandı: 'Bilinçli taksir' suçundan otel sahibine 17 yıl 17 ay hapis cezası verildi. 6 sanık bilinçli taksirle mahkeme tarafından suçlu bulunurken, 5 sanık ise beraat etti.
Cezalar, bilinçli taksirin üst sınırından verildi. Ama, toplum olarak beklentimiz ve sanıkların hak ettiği, olası kasttan cezaların verilmesiydi.
Bilirkişi raporları da olası kasttan yargılama yapılabileceğini işaret ediyordu.Ama mahkeme heyeti, konuyu böyle değerlendirmedi. Aslında, halkın vicdanına göre ve bundan sonrası için, emsal oluşturacak ibretlik cezalar verilmeliydi.
Konu ile ilgili olarak, Üst mahkeme ve istinaf yolu açıktır. Umarım, o süreçlerde daha hakkaniyetli kararlar verilebilir.Yaşanan bütün bu yargı süreçlerinde, başta aileler olmak üzere, tüm ülke olarak, toplumsal birlik ve beraberlik sergilenmiştir.Üst mahkeme’ de de, bu birliktelik eminim devam edecektir.Mücadeleye devam edeceğiz.