Gerçek bayramlar…
Bayramın son günü…
Yarından sonra yarım bir iş haftası daha başlıyor.
Kamu görevlileri bayram tatilini iki gün hafta sonuna düştüğü için yarım yapmak durumunda kalırken, bazı özel işletmelerde bu bayram tam tatil yapılan yerler de oldu, bazılarında ise daha az tatil yapıldı.
***
Yeni haftada yine koşuşturma, yine stres…
Özelde para bulma derdi, maliyetleri ve çalışanların ay sonu ödenmesi gereken maaşların tamamlanması derdi…
Kamuda dert Maliye’nin sırtında.
Gelirler maaşların ve diğer giderlerin bir kısmını karşılayacak, geriye kalan Türkiye’den gelecek.
Yeni açıklamaya göre gelirlerin giderleri karşılama oranı %78.
Yani giderleri karşılamak için daha %22 gelir lazım.
Bu açık da demek ki bilinen yerlerden karşılanıyor.
***
Ya gelir getirici üretim yapılacak, ya da daha fazla vergi toplanacak.
Yani yeni kaynaklar yaratılacak ki bütçemiz dengelensin.
Turizmin katkısının artması için olabilir şeyler tespit edilmeli ve hayata geçirilmeli…
Cruise gemilerinin bölgemize yaklaşabilmeleri, kentlerimize turist indirebilmeleri ne kadar mümkün! Araştırılmalı.
Yapılmıştır belki ama bir kez daha yapılmalı.
Narenciyenin durumu mutlaka gözden geçirilmeli.
Düşen narenciye ihracatının artırılması için neler yapılmalı?
Ağaçları kesilip başka şeyler ekilen narenciye bahçeleri nasıl korunabilir?
Uçak seferlerinin verimliliği nasıl artırılabilir, Ercan nasıl daha rantabl kullanılabilir?
Bu başlıklar mutlaka masadaki çalışmalardan eksilmemeli…
Sürekli daha iyiyi yakalamak için tekrar ve tekrar bu konulara çalışılmalı.
Ve yeni ürünler ortaya çıkarılmalı… Kıbrıs’a özgü ürünler, dağda, ovada kendiliğinden yetişen gabbar’ın üretilip ihracatı gibi… Ceviz gibi…
***
Bayramda yukarıda yazdığımız konular da konuşuldu.
Bayram ziyaretlerinde kişisel ilişkilerin konuşulması ve hal-hatır sorulmasının yanında ve yukarıda yazdığımız konuların yanında yine başlıca konulardan biri eğitimdi, diğeri sağlıktı, bütçenin yetersizliğiydi, ülke sorunlarıydı.
Oysa ki bayram, sorunların konuşulduğu, kendince çözümler arandığı günler olmamalı ama insanın içinde bulunduğu durum konuşulurken elbette ki her gün kendisini, ailesini etkileyen konulara değinmemesi de olmuyor.
***
Adı üstünde, ‘bayram’.
“Bayram gibi günler” dileriz çoğu zaman…
“Bir bayram havası vardı” deriz bazı zaman…
Yani coşku vardı, eğlence vardı, sevinç vardı demek isteriz.
Ama ne yazık ki bayramları kutlarken, iyi bayramlar temenni ederken o temenniler boşlukta kalıyor çoğu zaman…
Bu bayram da böyle geçti.
Umarım gerçek bayramları görme imkânımız olur!