“Gerçek sonuçlar örtbas ediliyor”
Her yıl Haziran ayında açıklanan “deniz suyu kalitesine ilişkin analiz sonuçları” bu yıl gecikmeli ve eksik açıklandı, çevre platformları, açıklanan sonuçların “gerçeği yansıtmadığını” iddia etti...
▶ Analiz süreçlerine, geçmişten farklı olarak sivil toplum örgütlerinin dahil edilmediğini belirten örgütler, “turizm için gerçek sonuçlar örtbas ediliyor” yorumunu yaptı.
Serap ŞAHİN
Her yıl Haziran ayında açıklanan “deniz suyu kalitesine ilişkin analiz sonuçları” bu yıl gecikmeli ve “eksik” açıklandı, çevre platformları, açıklanan sonuçların “gerçeği yansıtmadığını” iddia ederek, “turizm için gerçek sonuçlar örtbas ediliyor” yorumunu yaptı.
Her yıl 102 plajın analiz sonuçları Haziran ayında açıklanırken, bu yıl Temmuz ayında, 80 plajın analiz edildiği açıklandı, şu ana kadar 30’unun sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı.
YENİDÜZEN’e konuşan Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, gecikmenin, Turizm ve Çevre Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan “Deniz Suyu Kalitesinin İzlenmesi, Numune Alınması ve Analiz Edilmesi Protokolü”nden kaynaklandığını, daha önce sadece Sağlık Bakanlığı’nın bu analizleri yaptığını, artık kendilerinin de sürece dahil olduklarını söyledi.
Sadece Girne ve Güzelyurt’taki deniz sularının analiz sonuçlarının açıklanmasına ilişkin, “analizler devam ediyor, yaptıkça açıklayacağız” ifadelerini kullandı.
Ancak çevre örgütleri, yaşanan gecikmelerin “bilinçli” olduğunu savunuyor.
“Bizim yaptığımız analizleri ‘turizmi baltalamayın’ diyerek kamuoyuna açıklamamızı engellediler”
Deniz suyu analizlerini YENİDÜZEN’e yorumlayan Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir, denizlerdeki kirliliğinin “gözle görülür” bir biçimde olduğunu belirtti, çıkan sonuçları “beceriksiz naylon rapor” olarak nitelendirdi.
Analizlerin 12 ay boyunca yapılması gerektiğini kaydeden Sahir, birlik olarak deniz sularına pek çok kez test yaptıklarını ancak ‘Resmi açıklama yapma yetkiniz yok’ ve ‘turizmi baltalamamak lazım’ gerekçeleriyle sonuçların ört bas edildiğini söyledi.
“Analizlerle ilgili açıklamalara itimat etmiyoruz”
YENİDÜZEN’e konuşan Biyologlar Derneği Başkanı Hatice Benan da “ ‘Uygun’ veya ‘temiz’ gibi yapılan açıklamalara bu halkın artık itimadı yoktur” ifadelerini kullandı, sonuçların bilimden uzak olduğunu ifade etti.
Benan, “Biyologlar Derneği olarak yapılan açıklamalara itimat etmiyoruz. Sağlık Bakanlığı işbirliği kapılarını çoktan kapatmış bir bakanlık fakat Çevre Koruma Dairesi ile ortak bir zemin bulup STÖ’ler ve Çevre Platformu olarak bu sürece dahil olarak halk için güven artırıcı yollar bulmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Lefkoşa’da denizler temiz”
Kişisel sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklama yapan Yeşil Barış Hareketi Başkanı Feriha Tel de, “Lefkoşa’da denizler temiz” diyerek, numunelerin laboratuar ortamına aktarılmasına, tahlillerin yapılması sürecine, ilgili sivil toplum örgütlerinin ve çevre platformu temsilcilerinin paydaş olarak kabul edilmediğini vurguladı, “Hiçbir sonucu tanımayacağımızı ve güvenmeyeceğimizi tekrardan belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
“Düzenli ve şeffaf şekilde paylaşılmalı”
Konuya yönelik yazılı açıklama yapan Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Halk Sağlığı, Çevre ve İnsan Hakları Sorumlusu Dr. Cemal Mert, Sağlık Bakanlığı’nı, denizlerin ve havuzların mikrobiyolojik ve kimyasal analizlerini kamuoyuna düzenli ve şeffaf bir şekilde ayrıntılı olarak açıklamaya davet etti.
“Sadece bir adet laboratuvar var”
Öte yandan Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da konuyla ilgili YENİDÜZEN’e açıklama yaptı, “Analiz sonuçları çıktıkça açıklıyoruz. Sadece bir adet laboratuar var” dedi.
YENİDÜZEN’in ‘Geçmiş yıllara göre bu yıl analizleri daha geç yaptığınız yönünde eleştiriler var. Neler söylemek istersiniz?’ sorusunu da yanıtlayan Ataoğlu, “Analizler aslında Çevre Dairesi uhdesinde değildi. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılıyordu. Ancak biz sorumluluk almak istedik ve Sağlık Bakanlığı’na protokol teklifinde bulunduk. Bu işi birlikte yapalım dedik. Testler yine Sağlık Bakanlığı’nın laboratuarında yapılıyor ama biz de destek veriyoruz, numuneler alıyoruz” yanıtını verdi.
Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir:
“Beceriksiz naylon raporlar”
Deniz suyu analizlerinin sezon açılmadan yapılması gerektiğinin altını çizen Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir, “Denizlerimizin bütün kıyı kontrolleri 12 ay boyunca yapılması gerekiyor ama yapmıyorlar. Rakam bile bunun ne kadar düzensiz bir çalışma olduğunu ortaya koyuyor” dedi.
Tahlil sonuçlarında ‘Bütün denizlerimiz temiz” denildiğine dikkat çeken Sahir, “Bize göre açıklanan raporlar gerçek değildir” ifadelerini kullandı.
Deniz kirliliğinin gözle görülür bir şekilde olduğunu belirten Sahir, kokudan da anlaşıldığını belirtti, çıkan sonuçları “beceriksiz naylon rapor” olarak nitelendirdi.
“Lağımların denize dökülmesine rağmen nasıl oluyor da raporlar sıfır çıkabiliyor? sorusunu soran Sahir, analizlerin inandırıcı olmadığını vurguladı.
Doğruların açıklanması gerektiğinin altını çizen Doğan Sahir, “Test numunelerinin nereden alındığını bilmediğimiz için güvenmiyoruz ve biz gönüllüyüz. Bizim de bulunduğumuz bir ortamda, birlikte alınan raporları bir daha inceleyip halkla paylaşılmasını talep ediyoruz” dedi.
“Turizmi baltalamamak lazım’ gibi stratejilerle sonuçlar ört bas edilmeye çalışıldı”
“Yeşil Barış Hareketi olarak çok kez testler yaptırıp felaket neticeleri gördüğümüz halde bunların açıklanmasını neredeyse devlet sırrı gibi saklamanın gereğinden bahsettiler” diye konuşan Sahir,
“Bizim kendi aldığımız raporları bile, ‘resmi açıklama yapmaya yetkiniz yoktur’ denilerek ‘Açıklamamak lazım, bir panik yaratmamak lazım, turizmi baltalamamak lazım’ gibi stratejilerle sonuçların ört bas edilmeye çalışıldığını ifade etti.
Konunun Çevre Platformu’nun da gündeminde olduğunu belirten Sahir, ilgili sivil toplum örgütleriyle birlikte numunelerin doğru alınarak, doğru tespit edilerek açıklanmasının gerektiğini kaydetti.
Biyologlar Derneği Başkanı Hatice Benan:
“ ‘Uygun’ veya ‘temiz’ gibi yapılan açıklamalara bu halkın artık itimadı yoktur”
Biyologlar Derneği Başkanı Hatice Benan, açıklanan deniz suyu analizleri ile ilgili raporsuz bir şekilde basına vermiş olması ve normalden çok daha geç vermiş olması çok talihsiz” ifadelerini kullandı.
Daha önce sivrisinek mücadelesinde olduğu gibi Sağlık Bakanlığı’nın ne çevre ne de halk sağlığını önemsemediğini vurgulayan Benan, “Üstelik Sayın Sağlık Bakanı, bilimsellik kelimesini ağzından düşürmese de sivrisinek mücadelesinde olduğu gibi raporsuz bir şekilde ‘deniz suyu analizlerimiz temizdir’ demesi yine ne kadar bilimden uzak hareket etmekte olduğunu göstermektedir” şeklinde konuştu.
Çevre Bakanlığı’nın bu konuda adım atmasının umut verici olarak göründüğünü kaydeden Benan,
“ ‘uygun’ veya ‘temiz’ gibi yapılan açıklamalara bu halkın artık itimadı yoktur” ifadelerini kullandı.
“Halkımız, çalınan temiz çevre hakkının her gün daha da farkına varmaktadır ve devlete güvenmemektedir” diyen Hatice Benan sözlerine şöyle devam etti:
“Bütün plajlar için açıklama yapılsa bile numune alımları, tahliller ve sonuçları konusunda şeffaf olmadıkları sürece hiçbir anlam ifade etmiyor. Biz de Biyologlar Derneği olarak bu yapılan açıklamalara itimat etmiyoruz. Sağlık Bakanlığı işbirliği kapılarını çoktan kapatmış bir bakanlık, Çevre Koruma Dairesi ile ortak bir zemin bulmaya çalışmak da yine şeffaflık sorunu yaşamamıza sebep olacaktır.
Çevre Platformu’nu oluşturan tüm güçlü stöler olarak bu sürece bağımsız şekilde dahil olma gibi halkta gerçek anlamda güven artırıcı yollar bulmaya çalışıyoruz ve en yakın zamanda da bulacağız.”
Yeşil Barış Hareketi Başkanı Feriha Tel:
“Lefkoşa’da denizler temiz”
Deniz suyu analizleri ile ilgili kişisel sosyal medya hesabından açıklama yapan Yeşil Barış Hareketi Başkanı Feriha Tel, “Çok soru geldi, güvendiğim deniz suyu analiz sonuçlarını paylaşıyorum;
Lefkoşa’da denizler temiz, girebilirsiniz” dedi.
Yaptığı yazılı açıklamasında deniz suyu analizleri için numune alınmasından, numunelerin laboratuar ortamına aktarılmasına, tahlillerin yapılması sürecine, ilgili sivil toplum örgütlerinin ve çevre platformu temsilcilerinin paydaş olarak kabul edilmediğini kaydeden Tel, “Hiçbir sonucu tanımayacağımızı ve güvenmeyeceğimizi tekrardan belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği:
“Deniz suyu analizleri, ayrıntılı, güvenli ve şeffaf değil”
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Halk Sağlığı, Çevre ve İnsan Hakları Sorumlusu Dr. Cemal Mert, Sağlık Bakanlığı’nı, denizlerin ve havuzların mikrobiyolojik ve kimyasal analizlerini kamuoyuna düzenli ve şeffaf bir şekilde ayrıntılı olarak açıklamaya davet etti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Mert, halk sağlığının korunması açısından düzenli olarak deniz ve havuz suyu analizlerinin yapılması ve şeffaf şekilde duyurulmasının önemini vurgulayarak, bakanlığın tatmin edici adımlar atmamasının “ciddi endişelere ve şüphelere yol açtığını” belirtti.
Her yıl rutin olarak Nisan- Ekim ayları arasında deniz ve havuz suyu analizleri yapılarak ayrıntılı şekilde kamuoyu ile paylaşıldığını belirten Mert, bu yıl analizlerin haziran ayına kadar yapılmadığını ifade etti.
“Bayram öncesinde inandırıcı olmayan, yüzeysel ve ayrıntı içermeyen şekilde 102 plajda su analizi yapıldığı ve sonuçların halk sağlığı için güvenli olduğu iddia edilmişti” diyen Mert, birlik olarak 26 Haziran’da yaptıkları basın açıklamasıyla, Sağlık Bakanlığı’nı deniz ve havuz sularının düzenli olarak analiz edilmesi ve sonuçlarının kamuoyuyla ayrıntılı şekilde paylaşılması konusunda daha duyarlı ve titiz olmaya davet ettiklerini anımsattı.
Sağlık ve çevreden sorumlu bakanların 27 Haziran günü, sağlık bir protokol imzalayıp ve analizlerin haftada bir kez yapılıp kamuoyu ile paylaşılacağını basın önünde taahhüt ettiklerini hatırlatan Mert, iki haftalık süre geçmesine rağmen analiz sonuçlarına dair herhangi bir açıklama yapılmadığını söyleyerek, “Bu durumu protesto ediyoruz” dedi.
Mert, şunları kaydetti:
“Ayrıca, imzalanan protokol töreninde havuz sularıyla ilgili olarak hiçbir şey söylenmemesi de kabul edilemez bir ihmaldir.
Sağlık Bakanı Sayın Dinçyürek, ülkede sağlık ve çevre adına önemli bir adım atıldığını iddia etmiştir. Ancak, protokol imzalanmasından sonra iki hafta geçmesine rağmen, yeni analiz sonuçların paylaşılmaması, daha önce açıklanmayan haziran ayına ait 102 plaj suyu analizlerinin geç açıklanması, ekinde ise imzalı onaylı Devlet Laboratuarı raporlarının bulunmaması, ayrıca analiz sonuçlarında çelişkili sonuçların varlığı, halk sağlığı açısından kabul edilemez bir ihmaldir. Sağlık Bakanlığı’nı, denizlerin ve havuzların mikrobiyolojik ve kimyasal analizlerini kamuoyuna düzenli ve şeffaf bir şekilde ayrıntılı olarak açıklamaya davet ederiz”.
Başbakan Yardımcısı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ve Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek tarafından imzalanan protokolün, deniz suyu kalitesinin izlenmesi ve analiz edilmesini öngördüğünü kaydeden Mert, imza töreni sonrası yapılan açıklamaların, kamuoyunu tatmin edici olmadığını belirtti.
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu:
“Sadece bir adet laboratuar var”
Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e açıklama yapan Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, “Analiz sonuçları çıktıkça açıklıyoruz. Sadece bir adet laboratuar var” dedi.
“Bunu sürekli hale getirdik, sürekli analizler yapacağız” diyen Ataoğlu, “Diyelim ki ‘x’ plajdan örnek aldık, açıklamak için 102 plajın tümünün tamamlanmasını beklersek, ‘x’ plajdan tekrardan numune almanın zamanı gelecek” şeklinde konuştu.
“Belki de o gün o plaj temiz değildir. Bu yüzden sonuçlar çıktık sonra paylaşılacak” diye konuşan Ataoğlu, YENİDÜZEN’in ‘Geçmiş yıllara göre bu yıl analizleri daha geç yaptığınız yönünde eleştiriler var. Neler söylemek istersiniz?’ sorusunu da yanıtladı.
Ataoğlu, “Analizler aslında Çevre Dairesi uhdesinde değildi. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılıyordu. Ancak biz sorumluluk almak istedik ve Sağlık Bakanlığı’na protokol teklifinde bulunduk. Bu işi birlikte yapalım dedik. Testler yine Sağlık Bakanlığı’nın laboratuarında yapılıyor ama biz de destek veriyoruz, numuneler alıyoruz” yanıtını verdi.