GERÇEKTEN BİZ SUYU YÖNETMEK Mİ İSTİYORUZ?
DOĞA VE DÜŞÜNCE
Doğada torpil olmaz...
Doğa torpil yapmayan bir tür denge sistemi .
Bir yaşam formu...
Doğa dediğimiz sistemin fıtratında;
Evrim, öğrenme ve uyum var...
Düşünce ise bir frekans...
Daha farklı bir bilgi türü...
Gelişip insanlığı ileri götüren cinsten...
Öyleyse;
Bir toplumun kendi sınırlarını aşabilmesi için, asıl olan kendi düşüncesini ileriye götürmesidir! ..
BİLMEK VE ÜRETMEK VAR OLMAKTIR
40 yıldır tezlerimizde "gücümüzü fikri-mülkiyet ve üretimden alalacağız" diyoruz...
Neden?
Çünkü bilmek ve üretmek var olmak demektir...
Bu yüzden defaten yazdım ve sordum:
Ne biliyoruz?
Gelin ne bilip/bilmediğimizi tartışalım diye...
Marx'ın tezlerinin bilimsel olduğunu ve diğerlerinden en temel farkının bu olduğunu hep ileri sürdüm ...
Evet. Marks bilimseldi...
Felsefesi;
Düşün ve seçenekler üretip, onların yanlış ve doğrusunu tartışıp, mantıksal bilgiler ve eylemler arasındaki bağlantıyı kurmaktı...
Bu da bilinmeyeni bilme ve görünmeyeni öngörmemize yardımcı olur...
NE BİLİYORUZ?
Ama gelin görün ki, herkes kendi aklının sınırlarından memnun !
Kim bize gelerek "hazır" fikirlerden siyasi ve anlamlı bir toplumsal hareket stratejisi için "akıl" vermeye ve nasıl düşünmeniz gerektiğini göstermeye kalkarsa,
Biz ona "biliriz " diyoruz...
Bunu söylemek yeter mi?!
Peki suyun gelişindeki ihtiyaç, yöntem seçimi, yanlışı, doğrusu, mantıksal yönetimi hakkında ne biliyoruz?
Kim ne biliyorsa yazsın... Bilinen büyük olasılıkla 2 sayfayı geçmez...
Özetle bildiğimiz şu:
Bu proje'nin yaklaşık 1 milyar 600 milyon TL'ye mal olduğu;
Kıbrıs’ın 50 yıllık su ihtiyacının karşılanacağı;
TC'den KKTC'ye yılda 75 milyon metreküp su iletileceği;
Bu suyun 37,76 milyon metreküp içme-kullanma ve sanayi suyuna;
Geriye kalan 37,24 milyon metreküpünün de sulama suyuna tahsis edileceğini biliyoruz...
Başka ne?!!!
NEYİ YÖNETECEĞİZ?
Hep "hazır" fikirlerden siyasi ve anlamlı bir toplumsal hareket stratejisi için "akıl" tedarik edenler, bu topluma verdikleri zararın farkında değiller...
Birileri size gelerek nasıl düşünmeniz gerektiğini gösteren örnek düşünme şablonları bırakarak gittiği zaman tekâmül edemiyorsunuz ?..
Biz "yönetiriz" ya da "yönetemeyiz" diyoruz...
Neyi yöneteceğiz ?
Sevgili Sami Özuslu dünkü yazısında biraz da sitemle karışık:
"Değil suyu, töreni bile yönetemiyoruz... Kimsenin haberi olmadı. Kıbrıs Türk basını bir kez daha ‘üçüncü sınıf’ muamelesi gördü... Her şeyi onlar organize ettiler. Biz adeta ‘misafir’ gibiydik." diyor ...!
Gerçekten biz suyu yönetmek mi istiyoruz, yoksa satmak mı?!