“Gerekli önlemler alınmazsa sağlık sistemi çökme noktasına gelir”
Eczacılar Birliği Eski Yönetim Kurulu Üyesi, Eczacı Dicle Tekiner, Kanal Sim’de yayınlanan Serkan Soyalan’ın hazırlayıp sunduğu ‘Gün Arası’ programına katılarak, ilaç ve ecza sektöründe yaşanılan krizlere ilişkin güncel değerlendirmelerde bulundu.
Lema GÖZAY
Eczacılar Birliği Eski Yönetim Kurulu Üyesi, Eczacı Dicle Tekiner, Kanal Sim’de yayınlanan Serkan Soyalan’ın hazırlayıp sunduğu ‘Gün Arası’ programına katılarak, ilaç ve ecza sektöründe yaşanılan krizlere ilişkin güncel değerlendirmelerde bulundu.
Eczacı Dicle Tekiner, ilaç tedariğinde yaşanılan sıkıntıların beklenmedik bir durum olmadığını belirtirken, kış sezonunun başında yaptığı uyarılara işaret ederek, “Devlet tarafından bu konu ile ilgili yapılan istatiksel bir çalışma olmamasına rağmen tecrübe ve gözlemlerimize dayanarak kaç yılda bir salgınların ne şekilde yaşandığını kestirebiliyoruz. Geçen yıl grip salgını biraz daha hafifti ancak ne yazık ki 2-3 yıllık periotlarla sıklıkla influenza B’ye göre biraz daha ağır seyreden influenza A grip vakalarına sıklıkla denk geliyoruz.” İfadelerini kullandı.
“Ciddi bir sıkıntımız var ve alınan önlem, atılan herhangi bir adım yok”
Tekiner, Eczacıların ilaç tedariğinde çok ciddi sıkıntılar yaşadığını, bununla ilgili de yıllardır çağrı yapmalarına rağmen ‘devlet tarafından hiçbir adım atılmadığını’ belirtirken, hem eczacıların hem de hastaların zor durumda kaldığını belirterek şunları söyledi: “İlaç tedariği sıkıntılarımız bitmedi, geçmiyor. Özelikle influenza vakalarına kullanılan antiviral ilaçlarda çok ciddi bir tedarik sıkıntısı var. Hastalar ellerinde reçetelerle hangi eczanede kaldıysa ilaç onu bulabilmek için geziyor. Veya telefon ile ulaşıyorlar. Bizler de ‘elinde kalan eczane var mı?’ diye kendi gruplarımızda soruyoruz ve hastaları o şekilde yönlendiriyoruz. Ciddi bir sıkıntımız var bununla ilgili ve alınan önlem, atılan herhangi bir adım yok. Bu da hem bizi hem hastaları zor durumda bırakıyor.”
İnfiluenza salgını ile ilgili alınabilecek önlemlere dikkat çeken Tekiner, bu önlemlerin arasında ilk başta ‘etkin grip aşısı’ olduğunu belirtirken, bağımsız milletvekili Jale Refik Rogers’ın bugünkü açıklamasına da işaret ederek, “Etkin grip aşısıyla salgınları önleyebilirdik. Toplu ortamlarda maske kullanımı ve havalandırmanın sağlıklı yapılması, enfeksiyon polikliniklerinin veya acil başvuru merkezlerinin normal servilerden ayrılmasıyla birlikte bir çok alternatif mevcut.” Dedi.
“Gerekli önlemler alınmazsa sağlık sistemi çökme noktasına gelir”
Tekiner, devletin diğer ülkelerin yaptığı gibi şeffaflıkla rakamların paylaşılması ve salgın konularıyla ilgili sürekli açıklama yapmakla yükümlü bir mekanizma olduğunu belirtirken, sürekli bilgilendirme ile mevcut veya beklenen salgınlarla ilgili hem halkın kendisinin tedbir almasına hem de devlet olarak tedbir alarak bu salgınları olabildiğince rahat bir şekilde atlatmaya yardımcı olması gerektiğini vurguladı.
Ülkede herhangi bir ilaç veya hasta takip sistemi olmadığı için ‘arz-talep’ dengesinin sağlatılmadığını aktaran Tekiner, bu eksikliğin yalnızca soğuk algınlığı ve grip ilaçlarında değil diğer ilaçlarda da benzer sıkıntılara neden olduğunu belirterek, “Takip sistemi olmadığı için elimizde istatiksel veri yoktur. Ne yazık ki bu çalışmalar yapılmadığı için salgın dönemlerinde sıklıkla ilaç tedarikinde sıkıntı yaşıyoruz. Yıllardır çağrı yapıyor ancak devlet tarafından bununla ilgili hiçbir adım atılmıyor” ifadelerini kullandı.
Devletin toplum sağlığıyla ilgilenmek yerine başka gayeleri ve ilgi alanları olduğunu söyleyen Tekiner, salgınların tehlikeli olduğunu, gerekli önlemler alınmadığı zaman ‘kontrolün’ kaybedildiğine işaret ederek, “Sağlık sisteminin çökmesine neden olur” dedi.
“Biz oturduk kaderimizi bekliyoruz, kendi imkanlarımızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz”
Tekiner covid-19 pandemi döneminde yaşanılanları hatırlatırken, devlet tarafından önlem alınmazsa salgının artacağını ve salgına bağlı da can kayıplarının yaşanacağına işaret ederek “Yataklı tedavi olması gereken insanlar evlerine gönderildiler ve tam sağlık hizmetine ulaşamadılar. Bu da beraberinde korkunç bir tablo çizmek istemiyorum ama bu hızla devam edilir ve önlem alınmazsa can kayıplarını getirecektir” ifadelerini kullandı.
Yaşanılan can kayıplarının bilinmesi gerektiğine işaret eden Tekiner, Kıbrıs’ın güneyinde bu verilerin şeffaflıkla açıklandığına dikkat çekerek, “Ancak biz de açıklanmıyor. Grip vakalarının sayıları açıklanmıyor, devletin herhangi bir çalışması yok. Grip salgının yoğun bakım tedavisi getirecek oranı nedir? Şu an onu da bilmiyoruz. Hangi grip türüdür yaygın olan, ne şekilde korunması gerekiyor halkın? Bununla ilgili de herhangi bir çalışma yok. Biz oturduk kaderimizi bekliyoruz” dedi.
“Her daim sağlık hakkımızı talep etmeliyiz”
Yurttaşların kendi imkanlarıyla önlemler almaya çalıştığını kaydeden Tekiner, maske kullanımı, grip aşısı yaptırmak, bağışık sistemlerini güçlendirmek için takviye alımları yanında ailelerin çocukları bulaşın alt yapı eksikliklerine bağlı havalandırma probleminden dolayı okula göndermediğini belirtirken, “İnsanlar kendi kendilerini hasta olmaktan korumaya çalışıyorlar ancak hasta oldukları zaman etkin bir tedaviye ulaşabilecekler mi? O konu çok büyük bir sıkıntı. Eğer devlet tarafından acilen önlem alınmaz ve salgın bu hızla artmaya devam ederse çok kötü günler bizi bekliyor” ifadelerini kullandı.
Tekiner, salgın dönemlerinde yurttaşın dikkat etmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
“Özellikle bireysel tedbirler alınması gerekiyor. Kronik rahatsızlığı var ise hamile veya 2 yaş altı bireyler veya bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullananlar toplu ortamlara girmekten kaçınmalı. Toplu ortamlara girmek durumunda ise maske kullanımı ve dezenfektanların tekrardan hayatımıza girmesi gerekiyor. Damlacık yoluyla bulaştığı gibi temas yoluyla da bulaş gerçekleşebiliyor. Bağışıklık sistemini güçlü tutmak, bol su tüketmek ve sebze meyve ağırlıklı beslenme programı oluşturmak gerekiyor. Ancak bu kadar yaygın salgının olduğu dönemlerde korunmak ne kadar mümkündür, o da ayrı bir konu. Olabildiğince izole yaşamamız gerekiyor. Kalabalık ortamlara girmeden, girdiğimiz zamanda temkinli olarak girerek alabileceğimiz tedbirler şimdilik bunlar. Bir de her daim sağlık hakkımızı talep etmek.”