Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Kıbrıs konusunda gelinen aşamada, tarafların gerginlik ortamına son verecek adımları atarak, müzakerelerin yeniden başlamasına ve al- ver sürecine geçilmesine olanak sağlaması gerektiğini belirtti. Özyiğit, yaşanan gerginliğin giderilmesi ve müzakere masasının yeniden kurulması için adadaki çözüm ve barış güçlerine “büyük görev düştüğünü” kaydetti. TDP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre Özyiğit, katıldığı bir televizyon programında Kıbrıs sorunundaki son gelişmeleri değerlendirdi. Yaşanan gelişmelerin gerginliğin artmasına ve çözümün uzaklaşmasına neden olduğunu belirten Özyiğit, “Çözüm, barış ve demokrasi güçlerine tam da bu aşamada çok büyük görev düşmektedir. Mevcut durum daha da pekişmeden, birlikte harekete geçerek, federal Kıbrıs için mücadele zeminini yükseltmeliyiz” ifadesini kullandı.

“Birlik olunmalı”
“Gerginlik ortamıyla birlikte, gerek kuzey, gerekse de güneyde yıllardır çözümsüzlüğün önünde engel olan zihniyetlerin ortaya çıkarak, bölücülüğü pekiştirecek söylem ve icraatlarda bulunduklarını” iddia eden Özyiğit, toplumlarını değil, bireysel ve zümresel çıkarlarını düşünerek hareket eden siyasi zihniyetler karşısında, birlik olunması gerektiğini kaydetti.

Türkiye’nin bölgeye savaş gemilerini göndermesi ve Kıbrıs Rum liderliğinin müzakerelerden çekilmesinin ardından, bölgede gerginliğin tırmanmaya devam ettiğini belirten Özyiğit, İsrail ve Rusya’nın dahil olduğu tatbikatın ardından, Yunanistan ve Mısır’ın da konuya müdahil olduklarını kaydetti.
Özyiğit, son olarak da Türkiye Milli Güvenlik Kurulu’nun "Türkiye'nin kendi kıta sahanlığı içinde ve garantör ülke olarak, KKTC’nin ruhsatlandırdığı sahalardaki hak ve menfaatlerinin korunması için gereken her türlü tedbir önümüzdeki dönemde de kararlılıkla alınacaktır” açıklaması yaptığını anımsattı. Özyiğit, “Yaşanan tüm bu gelişmeler barış kültürüne değil, savaş kültürüne hizmet etmektedir” iddiasına bulundu.

“Eş zamanlı adımlar atılmalı”

Özyiğit, gerginliğin ortadan kaldırılması ve tansiyonun düşürülmesi için eş zamanlı adımların atılması gerektiğini belirterek, bu bağlamda uluslararası hukuk dışındaki tüm faaliyetlerin sonlanması, Türk gemilerinin geri çekilmesi, tatbikatların iptal edilmesi ve Anastasiadis’in masaya dönerek görüşmelerin yeniden başlaması gerektiğini savundu.

Ortaya çıkan olumsuz durumdan tek çıkış yolunun diyalog olduğunu kaydeden Özyiğit, “Güç gösterisi veya bölgesel liderlik kavgası yapmak yerine, diplomasi ile sorunun aşılması yönünde adım atılması gerekiyor” ifadesini kullandı.

“Görüşmeden kaçmanın kimseye bir faydası yok”

Bu bağlamda gerginliğin aşılması adına BM tarafından önerilen ‘mekik diplomasisine’ Cumhurbaşkanı Eroğlu tarafından karşı çıkılmasını doğru bulmadıklarını belirten Özyiğit, görüşmeden kaçmanın kimseye bir faydası olmadığını kaydetti.

Müzakere masası yeniden kuruluna kadar mekik diplomasisi ile görüşmelerin sürmesi taraftarı olduklarını, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin Ankara ve Atina ziyaretlerini de olumlu bulduklarını belirten Özyiğit, “Diplomasi şart, aradaki sorunlar ve çıkmaz ancak bu şekilde aşılabilir” ifadesine yer verdi.

Özyiğit, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum siyasi parti temsilcilerinin Mağusa’ya birlikte yapacakları ziyaretin ertelenmesini TDP olarak doğru bulmadıklarını da belirtti.

“Çözüm, federal bir Kıbrıs’ı öngörmelidir”
Son günlerde gündeme getirilen ‘iki devletli’ çözüm söylemlerini de değerlendiren Özyiğit, Kıbrıs’ta görüşmelerin yıllardır iki bölgeli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüm temelinde sürdürüldüğünü, bunun da çeşitli şekillerde birçok kez teyit altına alındığını belirterek, samimi bir şekilde federal bir çözümü sağlamanın yollarının aranması gerektiğini kaydetti.

Özyiğit açıklamasında, “TDP olarak 11 Şubat’ta imzalanan ve iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyon ile tek egemenlik, tek vatandaşlık ve uluslararası tek kimlik olgularını içeren Ortak Metni destekliyoruz. Bu metin zemininde görüşmelerin sürdürülmesi gerektiğini savunuyoruz. Taraflar gerginlik ortamına son verecek adımları atarak, müzakerelerin yeniden başlamasına ve al- ver sürecine geçilmesine olanak sağlamalıdır. Çözümsüzlüğün tüm Kıbrıslıların zararına olduğunu artık herkes anlamalıdır” ifadesine yer verdi. (tak)