'GERİ DÖNÜŞ' HEYECANI
Maronitlerin Kuzey Kıbrıs’taki bütün köylerine dönüşlerini sağlamak için alınan siyasi karar sevinçle karşılandı. Gözler nasıl bir sürecin izleneceğine çevrildi…
Fehime ALASYA
Askeri makamlar, KKTC Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Akıncı başkanlığında yapılan üst düzey toplantıda alınan “Maronitlerin Kuzey Kıbrıs’taki köylerine yeniden yerleşmesi” kararı, Kıbrıslı Türkler ve Maronitler tarafından sevinçle karşılandı.
Maronitlerin Kuzey Kıbrıs’taki bütün köylerine dönüşlerini sağlamak için alınan siyasi kararın ardından sürecin nasıl işleyeceği soruları kafaları kurcalasa da alınan bu karardan herkes memnun kaldı.
Dönüşlerin başlaması için yürütülecek çalışmaların seyrini merakla bekleyen Gürpınar (Ayia Marina) sakinleri, oranın yaşanası bir yer olması için mücadelelerine devam edeceklerini belirttiler.
Köylerine dönüş kararını tüm soru işaretlerine rağmen sevinçle karşıladıklarını anlatan Gürpınarlılar, planlı ve hızlı bir çalışma ile yakın gelecekte ortaya Kormacit gibi bir Maronit köyünün daha çıkabileceğini kaydetti.
Adada bulunan dört Maronit köyünden birinde, Kormacit köyünde yaşam süren Maronitlerin yanı sıra, Gürpınar, Özhan ve Karpaşa isimli Maronit köyleri de yeniden yerleşime açılmasıyla hayat bulacak. Yeniden yerleşime açılacak olan Maronit köyleri arasında bulunan Gürpınar, Kıbrıslı Türk ve Maronitlerin adada birlikte karma yaşadığı tek köy olarak biliniyor.
Geri dönüş kararı Maronitlerin bir kısmında bazı çekinceler doğursa da birçok kişi tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Köylerine geri dönmekten yana görüş bildiren Maronitler’in en büyük kaygısı bölgede hiçbir yaşam imkanı olmaması.
Köye geri dönmek isteyen genç Maronitler ise “Ayia Marina'yı, gençlerin orada yaşayabilecekleri, yaşamı ve ışığı verebilecekleri şekilde yeniden inşa etmeleri gerekiyor. Gençler orada yaşayabilir, hayat ve ışık getirebilirler. Bu köyü canlı tutmak için yine yapacak çok şey var…” diyerek karardan duyulan sevinci paylaştı.
Adada bulunan dört Maronit köyünden birinde, Kormacit köyünde yaşam süren Maronitlerin yanı sıra, Gürpınar, Özhan ve Karpaşa isimli Maronit köyleri de yeniden yerleşime açılmasıyla hayat bulacak. Yeniden yerleşime açılacak olan Maronit köyleri arasında bulunan Gürpınar, Kıbrıslı Türk ve Maronitlerin adada birlikte karma yaşadığı tek köy olarak biliniyor.
“Bu süreci, Maronitler için nasıl kolaylaştırabiliri diye ekstra efor sarf etmemiz gerekiyor”
Gürpınar köyü ile ilgili yürütülen projelerde gönüllü destek veren ve dördüncü nesil Aymarinalı olduğunu belirten Salih Örses ise kararla ilgili sevincini YENİDÜZEN’le paylaştı. “Burada bulunan yıkıntı evlerin hangi fon ile geri dönüşümü yapılacağı konusunda çok önemli bir vizyonu sunmamız çok iyi hazırlık yapmamız gerekmektedir” diyen Örses, dönüş yapmak isteyen kişilerle çok iyi bir diyalog sürecinin yaratılması gerektiğine değinerek, birlikte çok kültürlü bir yaşamı şekillendirmenin heyecanını paylaştı.
Bu dönüşü yaratırken bürokratik sorunlarının da çok iyi düzenlenmesi gerektiğine dikkat çeken Örses, adada birçok işin hantal bir yapı içerisinde yürütüldüğünü anımsatarak, “bu süreci, Maronitler için nasıl kolaylaştırabiliri diye ekstra efor sarf etmemiz gerekiyor” dedi.
Soru işaretleri giderilmeli
Alınan dönüş kararı çok büyük sevinçle karşılanırken, hem Maronitler hem de Kıbrıslı Türklerin aklındaki bazı soru işareti yanıt bekliyor. Bu sürecin nasıl işleyeceğine, nasıl bir yol izleneceğine dair net bilgilerin henüz ortada olmadığını dile getiren Maronit ve Kıbrıslı Türkler, çalışmaların süratlice işleyeceğinden yana hemfikir.
Maronitlerin yaşadığı köy olan Kormacit gibi bir yaşam alanının Gürpınar köyünde de ortaya çıkabilmesi için beş yıllık gibi bir süreç gerektiğini ön örgen Raif Hızal, köyde yıkılan veya kullanılmayacak hale gelen yapılar için kaynak arayışı içerisinde olduklarını kaydetti.
Köye dönüşlerinin önünde hiçbir engel kalmadığını kaydeden Hızal, planlı ve programlı çalışmalar ile hızlı bir sürece girileceğine olan inancını paylaştı.
Cumhurbaşkanlığı’nda Maronit mesaisi
Öte yandan Cumhurbaşkanlığı’nda ise Maronitlerin evine dönüşüyle ilgili düğmeye basıldığı, raporlama, veri toplama, ön bilgilerin toparlanması gibi yoğun bir mesai başladığı belirtildi. Konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığından yapılan basın açıklamasında alınan siyasi kararın ardından teknik çalışmalara başlandığı kaydedildi, geri dönüş için gerekli kolaylıkların sağlanılacağı belirtildi.
BÖLGE HALKI NE DÜŞÜNÜYOR? BÖLGE HALKI NE DÜŞÜNÜYOR? BÖLGE HALKI NE DÜŞÜNÜYOR?
Raif Hızal:
“Altyapı çalışmaları süratle yapılabilir”
Alınan karar çok olumlu, her şey güzel ilerliyor. Bazı kesimin tereddütleri var. Dönmek isteyen bazı Maronitlerin çekinceleri var. Dönüşün ihanet olacağını bile söyleyen var, gelene de gelmeyene de saygımız var, olmalı zaten... Gelenler kendi kültürlerini korumak için dönmek istiyorlar. Bunlara da baskı yapmamak gerek. Güney kesimdeki idarenin baskısından korkuyorlar. Bunu ihanete vardıran söylemler var. Elektrik, su ve altyapı çalışmasıyla ilgili gidip inceleme yapıldı bir şekilde kaynak bulunacak ve KKTC hükümeti tarafından yapılacak, bu bizim boynumuzun borcudur. Bununla ilgili çeşitli kaynak arayışları vardır. Kormacit gibi bir yerin ortaya çıkması için en az beş yıla ihtiyacımız var.
Altyapı çalışmaları süratle yapılabilir. Hükümet kararı da olduğuna göre bu işler çok süratli ilerleyeceğini düşünüyorum. Dönüşün önünde hiçbir engel kalmadığını düşünüyorum. Bundan sonrası plan program işidir. Tüm ilgililere de bu adımdan dolayı teşekkür ederiz. Yıllardır kanayan yarayı temizlemeye başladılar, çok büyük bir adım atılsı, herkes, tüm yetkililere sonsuz teşekkürler.
Yiannakis Emmanuel:
“Karardan dolayı çok mutluyuz”
Maronit topluluğu bu karardan çok mutlu oldu. Ben de kişisel olarak, Kıbrıs Rum Hükümeti ne karar verirse versin ben yine de eski köyüme dönmekten yanayım. Döneceğiz ama nereye döneceğiz? Tüm evlerimiz yıkıldı, yaşayacağım yer yok. Tüm hükümetlerin, Türkiye’nin ortak bir çalışma ile finanse edip, ortak olup bize bu imkanları sağlamalı. Karardan dolayı çok mutluyuz. Okul, ev gibi hiçbir imkan yok, bu halde oraya nasıl dönebiliriz ki? Bunları projeleştirsinler, finanse etsinle döneriz tabi…
Salih Örses:
"Bilinmezliklerin devlet tarafından en yakın sürede netleşmesini diliyoruz”
Öngörülen sorunlar bana göre kullanamaz halde olan evler. Buralarda zamanla yıkılan yapılar, yapılara verilen zararlar giderilmeli. Maronitler bu konuda Vakıflardan ve hükümet yetkililerinden destek istiyorlar.
Köy kahvesine çok önem veriyorlar ve yeniden bunu inşa etmek istiyorlar. Tuvalet ve sosyal aktivite alanlarında sıkıntı bulunuyor. Köye giderken kimlik kontrolü yapılıyor. Bu geri dönüş sürecinde asker nasıl konutlanacak bilemiyoruz. Henüz resmi bir açıklama yok. Kıbrıslı Türkler de oraya dönmek istiyor.
Bu dönüşü yaratırken bürokratik sorunlarını da düzenlememiz gerekiyor. Bu geri dönüş aslında bir göç sürecidir. Hantal yapı içerisinde olan bir yapıda iken bu süreci, Maronitler için nasıl kolaylaştırabiliri diye ekstra efor sarf etmemiz gerekiyor.
Maddi destek nasıl olacak? Oraya dönüşüm nasıl sağlanacak? Ve Bürokratik sıkıntıları ne kadar sürede çözülecek gibi sorulara verilecek cevaplar çok önemli. Biz bu insanlara maddi destek sağlayabilecek miyiz yoksa tamamen onlara mı bırakacağız? Maronitler nasıl dönecek? Kaç kişi dönecek? Nerelere dönecek? Gibi soruların netleşmesi gerek. Bu bilinmezliklerin devlet tarafından en yakın sürede netleşmesini diliyoruz.
Adamız için çok önemli bir karar alındı Maronitler ve Kıbrıslı Türklerinde içinde bulunduğu köylere geri dönüş için düğmeye basıldı. Aslında ben bu süreçten sonra geçenlerde Agia Marina köyünde yapılan ayin dolayısı ile orada olmamdan önemli gözlemler yapma fırsatım bulundu. Burada bulunan yıkıntı evlerin hangi fon ile geri dönüşümü yapılacağı konusunda çok önemli bir vizyonu sunmamız çok iyi hazırlık yapmamız gerekmektedir. Nenem kendi doğduğu evi nerede olduğunu sorduğu zaman ağaçlıkların içerisinde yok olmuş bir alanda olduğunu farkına varmıştı. Bu noktadan sonra aslında bizlerin çok iyi hazırlanıp buralarda tarihsel dokuyu koruyarak çok bir dönüşü sağlamak buraya dönmek isteyen kişiler ile çok iyi bir diyalog sürecini yaratmamız gerekmektedir. O yüzden bu süreçten sonra herkesin doğru koordinasyon sağlayarak bu süreci başarı ile yönetmek hepimizin borcu olduğunu düşünmekteyim. Büyük bir adım bunun içinde çabalamaya devam edeceğiz süreçte kapılar açıldı birlikte çok kültürlü bir yaşama nasıl şekillendireceğimiz bizlerin elinde hayırlısı olsun.
Vasiliki Emmanouel Hadjifessa:
“Şimdi de Ayia Marina’yı finanse etmek için kapıları çalacağız”
Bu harika haberi duyduğumuz için çok mutluyuz Maronitler olarak özellikle Ayia marina için çok mutlu olduk.
Köylerini seven insanlar yıllarca hükümetlere, elçiliklere mektup göndererek ısrar ettiler ve izin istemekte ve geri gitmek hakkını istemektedirler.
Her zaman verilen cevap, Ayia Marina'nın bir askeri bölgede olmasıydı... Ama biz kapıları ve kapıları çalmaya devam ediyoruz.
Fakat aynı zamanda köyümüzün Kıbrıslı Türkleri ile olan ilişkilerini de sıcak tutuyoruz; birçoğu kuzenler ve akrabalar…
Askeri üssü rahatsız etmeyecek ve Ayia Marina'nın küçük eski kilisesini restore etmemize izin vermek için köye girmek için alternatif bir yol ısrar ettik.
Sonunda ikisine de izin verildi. Birleşmiş Milletler, İçişleri Bakanlığı, Askeri birlikler, muharipler, askeri görevliler, Alaköy Belediye Başkanı vb. yetkililerin bize karşı davranışları gerçekten saygılı ve mükemmel biriydi. Yıllardır bize destek olan herkese, bugünkü sonuçlara ve adımıza adım adım teşekkür ediyoruz.
Sadece birinin bu işi başaramayacağının farkında olun, Ayıa Marına'yı seven birçok kişinin rüyaları gerçek oluyor. Ama çok fazla çalışmamız gerekiyor. Bize plan ve büyük projeler gerek.
Köy yıkılıyor, orada sadece birkaç ev var, kullanılamıyor, yol yok, su yok, elektrik yok…
Ayia Marina'yı, gençlerin orada yaşayabilecekleri, yaşamı ve ışığı verebilecekleri şekilde yeniden inşa etmeleri gerekiyor.
Gençler orada yaşayabilir, hayat ve ışık getirebilirler.
Geri köyümüze gidelim. Bu köyü canlı tutmak için yine yapacak çok şey var…
Şimdi de Ayia Marina’yı finanse etmek için kapıları çalacağız.
Mehmet Hoca:
“Bir kısmı bu dönüş kararına hala daha inanmamaktadır”
Sürecin nasıl ilerleyeceği yetkili makamlara bağlıdır. Bu olay komiteden çıkmıştır. Bildiğim kadarıyla Gürpınar için yol yapımı, elektrik ve su hatları gibi konularda bazı projeler hazırıdır. Köyde belirli yerlerde elektrik var, tamamında elektrik yoktur. Su da yoktur. Köydeki su deposuna su gitmiyordu. Köyün bir bölümüne su verilmektedir. Bu işler için ihaleye çıkılması gerek, kaynak da hazırdır. Resmi bildiride vardır. Evler yıkılmış, yollar bozuktur, adeta boş arsa niteliğindedir. Öncelik Gürpınar’ın olacak çünkü çalışmalar önceden başlamıştı. Cami ve kilise yapılacak, yerleşim konusunda burası bir adım önde görülüyor.
Komite olarak sürekli girişimlerde bulunduk, 3-4 yıldır işbirliği içinde çalıştık ve bugünlere geldik. Tek istediğimiz siyasi bir karar alınmasıydı, bu kara da alınmış oldum.
Aldığımız tepkiler birçok Maronit’in geri gelmeyeceği yönündedir. Bu insanların bir kısmı başka yerde yerleşti ve iş sahibi oldu. Ekonomik sebeplerden dolayı gelmeyecekler. Bir kısmı bu dönüş kararına hala daha inanmamaktadır. Yapılacak olan çalışmaları bekleyecekler. Bir diğer kısmı da Rumlar tarafından baskı göreceğinden korkup sessiz kalıyor.
İlk etapta hafta hafta sonu kullanılan, hasret giderme, yazlık ev tipi olarak kullanılması düşünülüyor. Hem Türkler hem Maronitler. İş ve okulları başka alandadır çünkü. Ama zamanla bu yerleşimin artacağını ümit ediyoruz.
Avukat Adem Hoca:
"Sanırım Kormacit gibi bir örnek olacak”
Altyapılarla ilgili Türkiye Cumhuriyetinin finansal kısmını karşılayacağı ve Arupa Birliği’nden talep edilmesi yönünde iki bilgi var ortada. Üç köyün açılması yönünde alınan bir karardır bu. Gözlemlediğimize dayanarak Maronitlerin kendi içerisinde fikir ayrılığı da yaşadığını anlıyoruz. Türkler köylerine geri dönüş konusunda daha ılımlı. Maronitler güneyde evini, yaşamını kurdu, okul iş ev, tüm yaşamları orda, oradaki toplum içerisinde asimile oldular. Temelli buraya dönmekte tabi ki güçlük çekecekler. Belki de baskı ve önyargılardan da çekiniyorlar.
İl etapta gerek Kıbrıslı Türkler gerekse Maronitler açısından yerleşim az olacaktır, herkse günlük hayatını bırakıp Gürpınar’a yerleşmez diye düşünüyorum. Sanırım Kormacit gibi bir örnek olacak. Hafta sonu bölgedeki nüfus artacak, yerleşim bu şekilde yavaş bir süreçle, sindire sindire oluşacaktır. Dernek dışında ayrı bir de komite kurulup, gerek Avrupa birliği gerekse siyasi-idari görüşmeleri yürütecek, düzenlemelerle ilgili yönetim mekanizması işletecek bir komite kurulacaktır.
Bölgede hali arazi sınırı da var, nasıl düzenleme yapılacağını bilemiyoruz. Kışla olarak kullanılıyor köyün bir kısmı, asker ne kadar çıkar belli değil.
Kararı her ne isterse olsun, tüm belirsizliklere rağmen sevinçle karşıladık.