Gezi Parkı direnişinin anlamı...
“Şimdi bir durum değerlendirmesi yapalım...
1-Böylesi bir eylem/tepki/musibet/provokasyon/olay meşrebinizce ne derseniz deyin iyi ve öğretici olmuştur. AK Partinin böylesi bir toplumsal uyarıya ihtiyacı vardı.
2-Sağduyulu herkesin, demokratların ve hatta Fethullah Gülen’in bile açıkça ifade ettiği ama bir türlü Başbakanımızın kabul etmediği bir AK Parti kibri vardır. Herşeyi ben bilirim, doğru yaparım,yanlış yapmam,adamımı yedirmem... tavrı artık taşınamaz duruma gelmiştir.Köprü adı olarak Yavuz Sultan Selim'i seçmekle Mustafa Muğlalı kışlasına o adı vermek arasında niyet olarak hiçbir fark yoktur. Bunu görememe körlük, görüp yapmaksa bir inanç gurubuna hakarettir.
3-AK Parti ne yaparsa yapsın,ihracatı nereye vurdurursa vurdursun,milli geliri kaça katlarsa katlasın,darbe olasılığını sıfıra hatta eksiye indirsin, IMF'ye borç versin... onu yapsın bunu yapsın bunların parçalı toplumsal dokumuzda sınırlı etkileri ve hoşgörü ile karşılanması durumu var..AK Parti laik Kemalist toplumsal yapı üstünde "bizim yaşam tarzımıza dair bir tehlike ve tehdit içermiyor" dedirtmedikten, böyle düşündürmedikten sonra AK Partinin gönül rahatlığı ile iktidar olarak kabullenilme şansı yoktur.
4-Bu kalkışmadan ve devamından bir "tahrir" çıkarmak ya da öylesine bir beklentiye girmek boşunadır. Burdan bir "tahrir" değil AK Parti için iyi bir "ders" çıkar.
5- AK Partinin metropol kentlere gerçekten toplumsal hassasiyetleri bilen, sol'u anlayan, liberalizm'i kavramış olan, insan hakları öğretilerini hatmetmiş, Marks'ı, Weber'i ne bileyim Huntington'u,Adam Smith'i, Nazım Hikmet'i, İttihat Terakki'yi, Sokrates'i, Platon'u vs vs'yi bilen Vali, Emniyet Müdürü ve Belediye Başkanlarına ihtiyaç olduğunu anlaması lazım. Evlad-ı fatihan güzellemeleri, Osmanlı mersiyeleri, asr-ı saadet methiyeleri ve kutlu doğum haftaları kutlama sorumluluk ve bilgileri ile toplumun tümünün kucaklanamayacağı açık.
6- Başbakanımız konu "ağaç" değil "ideolojik" diyor..velevki öyle olsun ve tabii ki öyle..Peki bu suç en doğal en normal demokratik hak..NGO ne demek? STÖ ne demek? Her tepki gösterecek olan Başbakandan izin alıp onun kendince doğru bulduklarını mı ifade etmek zorunda? Başbakanın elinde "doğruölçermetre" mi var? Demokrasilerde şiddet içermedikten ve şiddete açık çağrı yapmadıktan sonra herkesin,en marjinal ve kahir ekseriyetin katılmadığı düşünceleri ifade etme hakkı vardır. Bunun onayının başbakan tarafından verilmesi gerekmemektedir. CHP bu eylemi istismar ediyormuş..CHP'nin böyle bir hakkı vardır.CHP, MHP, BDP eylem ve düşüncelerinde AK Parti onayını almak zorunda değildir.
7-AK Partinin güvenlik bürokratlarının vizyonu sığ ve yetersizdir. Adeta siyasi miyoplukla malüldürler..Bu roboski olayında da, 1 Mayıs'ta da, Reyhanlı'da da, Gezi Parkında da böyle olmuştur.
8- AK Partinin oyu hiç unutulmasın ki iktidar olmasına tabii ki yetmektedir ama AK Partinin iktidarda kalması için yüzde ellibir oy hiç ama hiçbir şekilde yetmez yetmemektedir. Demokratların ve liberallerin AK Partinin yaptığı tasarrufları "meşruiyet" olarak haklı zeminde bulması, laik tuzu kuru cenahın da bunu kabullenmesi zarureti vardır. Yoktur diyorsanız her yanlış tasarrufta böylesi olaylarla karşılaşılması elzemdir.
9- Bu eylem AK Parti karşıtlığını ilk defa doğru bir hatta evirmiş ve AK Parti karşısında örgütlü, kararlı ve yenilmeyecek bir sokak muhalefeti bulmuştur.Bunun oluşması CHP tarafından değil spontan olmuştur. Oluşmanın temel dinamiği AK Partinin yaptığı yanlış ve otoriter görünürlüğün biriktirdiği enerjidir. Fay kırılmış enerji açığa çıkmış, kaplanın kağıttan olduğu görülmüştür.
10-Bir mücadele geleneğinden gelmeyen,28 Şubat’ta bile kendisini savunmayı demokratlara bırakan AK Parti sokağı ve sokağın gücünü bilmemekte, aktivistlerin gücünü küçümsemektedir. O kalabalık AK Partinin dediği gibi marjinallerin örgütlediği bir kalabalık değil, AK Parti kibri ve futursuzluğuna karşı toplumun meşru müdafaasıdır. Bu durumu görememek AK Partiye pahalıya patlamıştır.
11- Bu bir kültür savaşıdır. Bunun böyle olacağını Murat Belge ta 50 yazı önce yazmıştır..Siz kimsenin içkisine, kürtajına, başına, inancına, inançsızlığına karışamazsınız, karışmamalısınız, karıştırmazlar da..olan budur. Bir musibet bin nasihatten iyidir. Hüseyin Çelik "taksimden iktidar çıkmaz" demektedir. Taksimden tabii iktidar çıkmamıştır ama iktidar millet vicdanında mahkum edilip gömülmüştür.
12-Başbakan TV’ye çıkıp "evet hata ettik" demelidir. Bu demokratik olgunluktur. Bunu "tükürdüğünü yalamak" olarak yorumlayanlar demokrasinin ne olduğunu bilmeyenlerdir.
13-AK Parti ağır topları derhal bu toplumda AK Parti nefretini bu kadar kısa sürede nasıl yaygınlaştırdık diye durumu analiz etmeli bu ciddi durum üzerine her şeyden daha önemli olarak eğilmelidirler.
14-Ve AK Partililer...eğer AK Partili iseler kendi partisini eleştimeyi de öğrenmeliler...
15- Gece saat bir ve millet hala korna çalıp tencere tava çalarak bu durumu protesto etmektedir.
16- Hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlük, demokrasiyi içine sindirememe, tek tipçilikte ısrar ölmüş olan CHP'ye can suyu, Mustafa Sarıgül'e Belediye Başkanı olma morali olmuştur.
kendini çok şey biliyor sananlara ve bir şey görenlere duyurulur.”
Şinasi Haznedar, demokrat sol kimliği ile olaylara ve gelişmelere objektif bakan gerçek İstanbul aydınlarındandır. Gezi Parkı ve sonrasını onun kaleminden aktarmanın, buradan yapacağım yoruma göre çok daha objektif olacağı kanaatına vardım.
Görüşlerimin yaptığı değerlendirme ile çok büyük ölçüde örtüştüğünü belirtmek isterim.