1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Gezi Parkı ve eylem biçimleri
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Gezi Parkı ve eylem biçimleri

A+A-

Gündemimiz günlerdir Taksim Gezi Parkı’na kaydı.

Kayması da çok normal…
Birincisi Taksim Gezi Parkı İstanbul’a giden her Kıbrıslıtürk’ün merkezi gibi… Merkez genellikle Taksim ve bölgesi olur ve Gezi Parkı da o bölgenin önemli noktalarından biridir…
Kaç kişimiz o ağaçların altında serinlemiştir, kaç kişimiz o parktaki çay bahçelerinin demli çayını içmiştir…
Buluşma noktamız olmuştur, hareket noktamız olmuştur.
Yani Taksim Gezi Parkı bizim buralardan bir yer gibidir… Onun için de tepkimiz kolay olmuştur.
İkincisi elbette ki çoktandır Türkiye’de iktidar karşıtı böyle yığınsal, kendiliğinden bir eylem olmamıştır. Elbette ki eylem Gezi Parkı’ndaki yeşilin, ağacın katledilmek istenmesindendir. Ancak bu tepkiye, karşı çıkışa devletin güvenlik güçlerinin karşı duruşu biber gazıyla, copla, TOMA’yla olunca tepkiler yön değiştirdi.
Uzun zamandır, yüreklerde biriken öfkenin de dışa vurulmasını sağladı! iktidarın polisini eylemcilere yönlendiriş biçimi… Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AKP hükümetinin “ben bilirim, yaparım, doğrusu benim bildiğimdir” yaklaşımı sonunda karşı çıkılacak zemin buldu. Taksim Gezi Parkı çevrecilerin, duyarlı vatandaşların ötesinde siyasi partilerin ve bazı örgütlerin de hükümete tepki platformu oldu.
Sadece İstanbul Taksim değil, Türkiye’nin çoğu ilinde ve Kıbrıs’ın kuzeyinde de eylemler düzenlendi. Bu eylemlerde sağdan sola çeşitli örgütler, farklı görüşler ağaç kesilmesinin yanında Erdoğan hükümetinin diktatoryal yönetim biçimini, çeşitli yasaklarını ve uygulamaya çalıştığı rejimi protesto ettiler.
Bu protestolar yaşanırken Türkiye’de olduğu gibi Kıbrıs’ta da ulusalcı, kurtçu, faşizan sloganlar da atıldı. Dediğim gibi bu gibi slogan sahipleri de zemin buldular Gezi’yi bahane ederek…
Kim olursa olsun, protestolara kim, hangi örgüt katılırsa katılsın, Türkiye’deki ‘tek adam’ yönetimi biraz silkinmiştir diye düşünüyorum. Bir an durup “demek ki ülkede her şey benim tahmin ettiğim gibi değil” de demiştir.
Öte yandan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları, “dağ başını duman almış” marşları Girne’de gittiğim eylemden dönmeme neden oldu. Ben gezi parkının yok edilmesini, onun ötesinde Erdoğan’ın ‘despot’ yönetimini birilerinin askeri olarak veya ‘sert adımlarla her yer inlesin’ sesleriyle protesto edemezdim.
Bu eylem biçimleri zaten günlerdir Tayyip Erdoğan’ın elindeki medyayı kullanarak diline doladığı gibi ‘üstün çıkmak gayreti’nden başka bir işe yaramıyor. Soru soranı, tepki koyanı ‘terbiye etmek’ten başka bir şey düşünmeyen Erdoğan’ı kalabalıkları azaltmayan eylem biçimleri durdurabilir.

Bu yazı toplam 1910 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar