Gezmeler işe yarar…
Diğer gerekçeler de var ama ‘bizim köyün’ siyaset yapma biçimi olan “ne kadar çok gezersen, ne kadar çok el sıkarsan o kadar çok oy toplarsın” anlayışı UBP Kurultayı’nda da işe yaradı.
Ersin Tatar bu siyasi biçimin meyvelerini oy sandığında topladı.
Bu biçimin öncülüğünü yapan diğer UBP Milletvekili Zorlu Töre’nin de desteğinde olduğu söylenen Tatar, Özgürgün’ün de havlu atmasıyla UBP’nin yeni başkanı oldu.
Resmen henüz değil çünkü Kurultay Divanı’nın Parti Meclisi üyelerini saptamasından sonra açıklanması bekleniyordu ama karar değişti ve dün aynı Divan, Tatar’ın başkanlığını ilan etti. Önce Özgürgün ilân etmişti, ertesi gün de Divan, bu ilânı resmileştirmiş oldu.
***
Biliyorsunuz ‘bizim köy’e özgü bir siyaset yapma biçimi var;
Cenaze, düğün gezeceksiniz, durmadan el sıkacaksınız, hatır soracaksınız, vatandaşın bireysel işlerini kovalayacaksınız ve sonunda ister parti seçimlerinde, isterse mahalli, isterse genel seçimlerde oy sandığından size epeyce oy çıkacak...
Mecliste çalışmamışsınız, yasa çalışmalarına katılmamışsınız, kürsüye bile çıkmamışsınız, bakanlıkta iş yapmamışsınız, taş üzerine taş koymamışsınız çok da önemi yok!
Elimi sıktıydı ya, hatırımı sorduydu ya!
Yeter.
“Eyi adamdır o”
“Adamdır” diyorum ama cinsiyet ayırımcılığı yaptığımdan değil… Gerçekten de bu tip siyaset yapan (eğer siyasetse) genellikle erkek siyasetçiler…
Hatta siyasetçi olmasına da gerek yok.
Siyasetçi olması için gerekliliklerin başında gelir bu özellik…
Kahvehanelerde ne kadar çok bulunursan, düğün, cenaze ne kadar çok gezer, ne kadar çok el sıkarsan aday olduğun takdirde ister belediye başkanı isterse vekil olursun.
Onun için de bu makamları düşünenlerin eğer alışkanlıkları değilse hemen bu tip gezmeleri alışkanlık haline getirmelerinde yarar var.
***
Ne yazıktır ki ‘bizim köy’ siyasetçiyi olması gerektiği gibi değerlendirmiyor… Ersin Tatar da geçmişte hiçbir şey yapmadı demek istemiyorum ama partisinin kurultayında aldığı oyların önemli oranda bu şekilde yani ‘bizim köyün’ siyaset biçimiyle geldiğine inanıyorum. Başta da yazdığım gibi başka nedenleri de var ancak anlattığım biçimdeki siyasetin oy oranını önemli ölçüde artırdığına şüphe yok.
***
Özgürgün’ün Tatar’ın başkanlığını ilan ettiği toplantıda Ersin Tatar, “bundan sonra muhalefetin dozunu artıracağız” dedi. Bu doz artışı olumlu anlamda artarsa mutlaka ki hükümetin icraatları için katkı yapacaktır. Yoksa “meclisi toplattırmayalım-kilitleyelim, doğruya yanlış diyelim, kavga çıkaralım” şeklindeki muhalefetin toplumsal çıkarlar açısından bir faydası olmayacağı gibi gerilimin de hem psikolojik hem de ekonomik kayıpları olacaktır.
Ancak yapıcı muhalefet mutlaka yapılmalı… Hükümet, icraatları konusunda bir baskı hissetmeli.
Zaten muhalefetin anlamının da bu olması gerek.