Gıbrıslıların teg bir gurtuluşu vardır
1974 işgaliynan birligde Rumca gonuşan Gıbrıslıların insan hag ve özgürlügleri ortadan galdırıldı. 500’den fazla dini ibaded mekanına el gonuldu. Ortodogsların dinneri ve dinnerni yaşama özgürlüyü ellerinden alındı. Sömürgeci, 1958 yılından berlim iki şeyin inşasını, iki şeyin kurumsallaşmasını yabmagdadır. Biri Türglügdür diyeri da Müslümanlıgdır. Yerleşimci Sözleşme (Türglüg Sözleşmesi) yerleşiglerin yazılı veya yazılı olmayan bir şekilde davranışlarnı belirleyen, çıkarlarnı ortaglaşdıran ve sömürgeci devletin sömürdüğü tobraglarda gendini gercegleşdirirkan gullandığı referanslar bütünüdür. Türglüg ve müslümanlıg tanımını sömürgeci gendi yabmışdır. Bu tanımın dışında galan tanımların var olma ihtimali yogdur. Yani siz istediyniz gadar “biz da Türgüg” “biz da müslümanıg” deyin, bunun sömürgeci için bir anlamı yogdur. Türglüyü ve müslümanlığı üreden ve tanımlayan odur. Siz ya o tanımlara uyarsıñız ve ona göre yaşarsıñız ya da imha edilirsiñiz. Sömürgeciligde sömürgeci açısından gri alanlar yogdur. Uzlaşma, annayış yogdur. Hoşgörü yogdur. Sömürgeci size koloni olarag bakar. Eşiti olarag görmez. 1958 yılından itibaren Türglüg ve müslümanlıg krizlerinin içinde Türgce gonuşan Gıbrıslılar çalkalanmagdadır.
Gıbrıslı şair ve yazar Özker Yaşın’ın “Kıbrıslı Kâzım” isiminde bir romanı vardır. Yaşın bu romanı Mayıs 1978 yılında basdı. En eyi ihtimal roman 1978’in başında 1977’nin sonunda biddi. Yani işgalden aşşağı yukarı 3 yıl soğra…Yaşın cemaatimizin en milliyetçi şairlerinden biriydi. Yaşın, romanındaki yerleşig bir karakterin ağzından şöyle yazmagdadır; “Siz Kıbrıslılar, Mehmetçiğin döktüğü kan haramdır size… Siz Müslüman değilsiniz ki… Siz İslamın beş şartını bilmezsiniz. Sizi boşuna kurtardık zaten…Siz camiye gitmez, oruç tutmaz, namaz kılmazsınız ki… Siz kim oluyorsunuz da benim elimdeki çantayı tartacaksınız…” (Yaşın, 1978, syf.14). Yaşın 1973 yılında ise “Kıbrıs'ta Bayrak” adlı şiir kitabını yayınladı. İki kitap arasında 5 yıl var. Yaşın 1974-1977 arasında bu üç yıl içinde ne yaşamış, ne gözlemlemiş olacag ki cemaatımızın en milliyetçi şairlerinden biri, böyüg bir dönüşüm içine girerkan, yukarıdaki paragrafı romanına alarag yerleşiglerin gullandığı bu söylemleri ifade edme ihtiyacı, dahası bizlere bu söylemlerin ulaşmasını isdemişdir? Yaşın’ın romanı basıldığında 46 yaşındadır. Bu din tartışması böyün başlamadı. AK Partiynan da başlamadı. Hayatının önemli bir kısmını Türglüğe adamış bir adam işgalden 3 yıl soğra romanının adını “Türg Kâzım” goymag yerine “Kıbrıslı Kâzım” goymayı tercih eddi. Belkim da Gıbrıslılıg vurgusunu aydınlarmız arasında ilg yaban böyüg Türk milliyetçisi Özker Yaşın’dır. Hatırlatayım! Yaşın, Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin 12 gurucusundan biridir. Eyerlim parti 74’den soğra gurulsaydı adı “Cumhuriyetçi Kıbrıslı Partisi” olacağdı? Türgce gonuşan Gıbrıslılar, Gıbrıslı olduglarnı gendileri annamadı. Sömürgeci gendisine sen yeterinca Türg ve müslüman deyilsin, dedi. Onnar da ben kimim, deye sorgulamaya başladı.
1974 işgalinin ardına Türkiye Gıbrıs’ın kuzeyine nüfus taşıdı. Onnara seçme ve seçilme haggını verdi. Binnerce insan… Bu insannarın sayısını bilmeyig! Bu nüfus Türgce gonuşan Gıbrıslıların kaş gatıdır? Elimizde hiş bir veri yogdur! Türkiye’nin gendi eğitim, kültür, ekonomi annayışını ve yasalarnı kuzeyde inşa edmesi ve bunnarı Türgçe gonuşan Gıbrıslılara dayatması, Gıbrıs’ın kuzeyini bir koloniye dönüşdürdü. Gıbrıslı aydınların kafasında bir sömürülen imajı-stereotype’ı var. Sömürülen onnara göre götünü yabrağnan kapatır, ok, mızrag gullanır, teni siyahdır, esmerdir, ormanda, dağda yaşar… Bu stereotype batılı sömürgecilerin doğulu, özelliynan Afrikalı, Avustralyalı, Kuzey Amerikalı ve Latin Amerikalı insannar için yaraddığı imajdır. Gıbrıslı aydınnar da batılılaşma kaygısı ve telaşı içinde olduğundan gendilerine oryantalist bir nogdadan bakarag bu insannarnan gendilerni eşid ve ayni görmez. Batılıların doğulular için yaraddığı imajın içinde gendilerni görmezler ve inkar ederler. Gendini bu insannardan daha üstün zanneder. Gıbrıslı aydınların ezici bir çoğunluğu bu insannarı uygar görmedigleri için “sömürülen” kategorisinde yani bu insanların kategorisinde olmag isdemez. Hadda beyazlıg fetişizmi yaparlar. Teni beyaz olannarın sömürülemeyceğni düşünürler. Avrupa’nın göbeğinde İrlandalıları, İsgoçları bilmezler, bilmeg isdemezler. Avrupa’nın göbeğinde İrlandalılar, İsgoçlar bile “beyaz” deyildir ve nitekim İngiliz sömürgeciliğnin kıyımına beyaz tenneriynan yıllarca maruz galdılardı. Ne cebiñizdeki AB pasaportu ne da geçmişiñizdeki İngiliz sömürgeciliyi sizi “beyaz” yapar. Avrupalı yabmaz bunnarın hişbiri. Sömürüldüyünüzün farkına varıñ, özgürlüg mücadelesine girişiñ, insanlaşma çabası içinde oluñ yeter… İnsan galmag için gavga veriñ! Kibiriñizi gırıñ artıg! Burnuñuz havada dolaşmayıñ artıg! Gıbrıslılara Londra’dan, İstanbul’dan hadda Lefgoşa’dan bagmayıñ! Gıbrıs’ın yüzlerce merkezi vardır!
2000’li yıllara gadar Türkiye’deki Kemalist kadrolar tarafından basgı altına alınan toblumumuz, 2000’li yıllardan soğra Türkiye’deki siyasal İslamcıların igdidara gelmesiynan “Türk-İslam” merkezli bir yaşam dayadması derinleşmegdedir. Bunun sonucunda, gendi ana yurdumuza camiiler yapılmagda, Türkiye’deki tarikadlar Gıbrıs’a daşınmagdadır. Tarikadlar yurdlar açmagda, güçücüg çocuglara kuran kursları verilmegdedir. Türkiye’deki siyasal İslam merkezli örgüdlerin şubeleri açılmagda, sendikalar gurulmagda, Türkiye’den Gıbrıs’a bizim çocuglarmız işsiz olmasına rağmen öğredmenler getirilmegde ve ilahiyad kolejleri açılmagdadır. Türkiye Cumhuriyeti ve AKP hökümeti sisdematig olarak Gıbrıslıların laik yaşam biçimine, kültürüne, kimliğine saldırmagdadır. Geldiyimiz nokta da çocuglarmız gaşa sınıflarda ders yapmagdadır. Hastanelermiz çögmüş, insannarmız sağlıg hizmetlerinden yararlanamamagdadır. Çocuglarmız ise yaşam koşulları ortadan galdırıldığı için göç edmeg zorunda galmagdadır. Bu kansız bir soykırımdır!
İlk önce Lefgoşa’daki İrsen Küçük Ortaokulu soğra da Trikomo’daki (İskele) Bekir Paşa Lisesin’de, TC elçiliğinin görevlendirdiyi gişiler çocugları gullanarag “Türban Krizi” çıkardmışlardır. Günnerdir elçilig ve yerli işbirligciler sayesinde AKP’nin Gıbrıs’ta yürüddüyü politikaların bir parçası olarag okullara türbanlı girişin önünün açılması için Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası ve orada örgütlü olan öğretmenlermize karşı ciddi basgılar yapılmagdadır. Başda KTOEÖS olmag üzere direnen hocalarmıza “amasız”, “fagadsız” sahib çıgmag zorundayıg. Selma Eylem ve Tahir Gökçebel hocalarmız ölüm tehdidi almagdadır. Türkiye’deki AKP medyası tarafından Selma hocamız hedef gösderilmegdedir. Ölüm tehdidleri almagdadır. Polis koruması taleb edmişdir. Buna garşı sessiz galacayıg? Eñ başda feminisd akademisyenler, gazeddacılar, örgüdler buna tebgi goyması gerekirkana, neden bu sessizlig? Sömürge ülkelerinde gadın gonuşabilir? Demeg ki hem gonuşur hem gonuşamaz…Sömürge ilişgilerine ataerkil basgıya rağmen bir gadın sendikacı gonuşuyorsa, gonuşduğu ülkede gonuşduğu ve özgürlüg taleb eddiyi için ölüm tehdidi alıyorsa, gadınlar o ülkede daş üstüne daş bıragmamalıdır? Bu sadece gadınların görevi deyildir. Her Gıbrıslı yurtseverin birinci görevi sömürgeciye garşı gonuşan kim varsa ona sahib çıgmagdır. Türkiye Cumhuriyeti tarihi bir dönüşüm içindedir. Neo-liberal ekonomiden kobmuş durumdadır. Neo-liberalizimden devled kapitalizmine geçiş yabmışdır. Her ekonomig modelin ön gördüğü, hukug, siyased ve kültür annayışı vardır. Sosyalizmin farglıdır, neo liberalizmin farglıdır. Devled kapitalizminin da farglıdır. Ald yapı(ekonomi) üsd yapıyı(kültür-siyased-hukug) şekillendirir. Bu Marksizmin en temel yasalarından biridir. Dolayısıynan Türkiye’nin nereye gideceği bellidir. Türkiye’nin Gıbrıs’da yürüdeceği politikalar da bellidir. Türkiye zamanın ruhuna göre hareked eder. Zamanın ruhu barbarlıg deyil da nedir dosdlar? Ayni haberleri okumayıg? Ayni ekranlara bagmayıg? Ben yannış algılarım gördüglermi, okuduglarmı?
KTOEÖS’nın direnişine garşı Hak ve Özgürlükler Platformu başganı yerleşig Mustafa Tıngır bir açıglama yabdı. İki şey diggad çekicidir. Polis teşgilatına (polis teşgilatı GKK’ya GKK’da TSK’ya bağlıdır. GKK’nın başında da Türkiyeli bir komutan vardır) itaad edmeyen Gıbrıslıların ne zaman tutuglanacağnı, sordu. Benzer bir talebi Yeniden Doğuş Partisi başkanı Erhan Arıklı’da dile getirdi. İkinci önemli nogda da kuzeye gendini aid hissedmeyen varsa yani bize sömürgecinin ön gördüğü yaşam biçimini demeg ister Rum’a gidsin, dedi. Yani 1974 yılında Rumca gonuşan Gıbrıslıları silahınan govdugları gibin bizi da govmag istemegdedir. Bunu dile getirmeden yaşam koşullarmızı ortadan galdırarag yaparlardı zaten… O bunu dedi! Kimdir bu Mustafa Tıngır! Göçmendir? Sorarım size hangi Hintli göçmen İngilizleri İngiltere’den sigdiredme cesaretini bulur? Hangi Suriyeli göçmen Almanları Almanya’dan adma cesaretini bulur? Hangi Afganistanlı göçmen Türkleri Türkiye’den adma cesaretini bulur? Kimdir bu Mustafa Tıngır! 2010 Demokratik Haklar ve İnanç Platformu dönem sözcüsü, 2016 KIB-TEK yönetim kurulu üyesi, 2017 Kıbrıs Türk Tütün Endüstrisi Limited Şirketi’nin Genel Müdür yardımcısı, 2022’de Özgür İş İnsanları Derneği kurucusu, 2023’de KKTC Tanıtma Platformu gurucusu, 2025 Hak ve Özgürlükler Platformu başganı… Maşallah! Gıbrıs’a ne zaman geldi Tıngır? Tıngır ne zaman vatandaş yapıldı? Göçmen ve yerleşig arasındaki farg Mustafa Tıngırdır! Nasıl İzrailli yerleşigler Filistinlileri govuyorsa gendi tobraglarından Türk yerleşigler da Gıbrıslıları govar! Hiç utanmadan! Hiç gorgmadan! Yerleşig fededilen tobragları yurd yabmaya gelir. Onun yurd kavramıynan bir yerlinin yurd kavramı ayni deyildir. Yerleşig biz gan agıddıg bu tobraglarda, der. Burası bizim vatanımızdır der. KKTC bizim devletimizdir, der… Oysa bir Gıbrıslı’nın vatanı Gıbrıs’ın bütünüdür. O fededilen yer olarag görür bizsa anayurdumuz! Göçmen ve yerleşig iki ayrı terimdir. Her yer deyişdiren insan göçmen olmaz. Yenidüzen gazeddasında yayınlanmış iki yazım var yerleşigler ve göçmenler arasındakı farkı tartıştığım. Birincisi Yerleşiglerin Oy Gullanma Haggı Üzerine; “Goyun Postuna Bürünmüş Gurd” ikincisi da Gıbrıs’da Türkiyeliler Yerleşimcidir? isimli yazılardır.
Gıbrıslıların teg bir gurtuluşu vardır. Gıbrıslılar, Türk Yerleşimci Kolonyalizminin gerçegleşdiyi bir siyasal konjegdürde dekolonize siyasal bir söylem, bir teori ve dekolonize bir siyasal pratiynan direnişe başlamalı ve bunun araçlarnı gurub uzun soluglu bir mücadeleye girişmelidir. Bu işin şakası yogdur! Tarihsel bir gırılma nogdasındayıg! Köle özgürlüg istencini dile getirmelidir. Köle ehendisiynan hesablaşmalı ve ona garşı özgürleşme mücadelesini vermelidir. Köle köle olduğnun farkına varmalıdır. Gıbrıs kuzeyiynan güneyinan Gıbrıslılarındır. Kimsa onnarın tobraglarnı işgal edib, onnarı bir yerlere gönderme haggına sahib deyildir! Bu hadsizligdir! Ankara pılıñı pırtıñı tobla ve gid!
Gaynag
Yaşın, Ö. (1978). Kıbrıslı Kâzım. Yücel Yayınları. İstanbul.