“Gidemezsek işimizi kaybederiz”
Kıbrıs’ın güneyinde çalışan işçiler, dün Meclis önünde eylem yaptı, geçiş noktalarının açılmasını talep etti. Hükümet yetkilileri ile görüşemeyen eylemciler, yarın yine geleceklerini söyledi.
Kıbrıs’ın güneyinde çalışan işçiler, dün Meclis önünde eylem yaptı, geçiş noktalarının açılmasını talep etti. Hükümet yetkilileri ile görüşemeyen eylemciler, yarın yine geleceklerini söyledi.
“Bakanlar kurulunun almış olduğu son kararlarda bizlerden tek kelime dahi söz edilmemesi en kibar şekliyle tam bir rezalettir! Salgını bahane ederek geçişleri açmayanlar, Kuzey’de uçuşları ve deniz seferlerini başlatmayı ve turizmi açmayı ele alabilmişlerdir”
Dila ŞİMŞEK
Kıbrıs’ın güneyinde çalışan Kıbrıslı Türk işçiler, dün Meclis önünde eylem yaptı, geçiş noktalarının açılmasını talep etti.
Cumhuriyet Meclisi önünde saat 11’e doğru toplanan eylemciler, geçişlerdeki belirsizliğin netleşmesini istedi. Eylemciler, güneye geçemezlerse işlerini kaybedeceklerini söyleyerek, halihazırda üç aydır çalışamadıklarını da hatırlattı.
Büyük kalabalık düdüklerle, pankartlarla, "Kıbrıs'ta Barış Engellenemez" sloganıyla Meclis önüne yürürdü.
“İşimize dönmek istiyoruz” diye pankart açan ve slogan atan eylemciler, hükümeti istifaya çağırdı…
Trafik akışı birkaç saatliğine dururken, Hükümet yetkililerinin kendileri ile görüşmemesi nedeniyle, eylem sonlandırıldı. Eylemciler, Perşembe günü, Meclis Genel Kurulu toplanacağı için tekrar gelmeyi planladıklarını söyledi.
Hatırlanacağı üzere, Coronavirüs önlemleri nedeniyle geçiş noktaları Mart ayında geçici olarak ‘durdurulmuştu’. Adanın kuzeyinde ve güneyinde, normalleşme yönünde işletmeler açıldığı halde, geçiş yapamadıkları için işe gidemeyen işçiler isyan etti.
Güneye gidemezlerse işlerinden olacaklarını belirten işçiler, 8 Haziran itibariyle yurtdışından, öğrenci ve çalışanların gelecek olmasına rağmen güneye geçememelerinin ‘komik’ olduğunu ifade etti.
Kıbrıs Cumhuriyeti, 28 Şubat’ta coronavirüs önlemi gerekçesiyle Derinya, Lokmacı, Bostancı ve Lefke geçiş noktalarını kapama kararı almıştı.
Güneyde çalışanlar geçtiğimiz haftalarda Kermiya geçiş noktasında araçlı eylem düzenlemiş, yaşadıkları ekonomik zorluklara dikkat çekmişti.
Kuzeyde 10 Mart’ta ilk coronavirüs vakası görülmesiyle UBP-HP hükümeti de kara, deniz ve hava ulaşımına sınırlama getirilmesi ile ilgili karar üretmişti, ülke kapanma sürecine girmişti.
Eylemciler, 8 Haziran’da geçiş noktaların da açılması gerektiğini vurguladı, meclis kapısına siyah çelenk bıraktı.
Eyleme güneyde çalışanların çocukları da katıldı.
2 Bin işçi mağdur…
Aylardır çalışamadıklarını, ancak ada olarak bir salgın sürecinden geçtiğimiz için anlayış gösterdiklerini belirten eylemciler, adanın kuzeyinde ve güneyinde çoğu sektörün iş hayatına döndüğünü söyledi. Kendilerinin ise işlerini kaybetme tehlikesi yaşadığını ifade eden işçiler, üç aydır maddi zorluk yaşadıklarını anlattı.
KTÖS, El-Sen, Türk-Sen, KSP’nin destek belirttiği eylemde KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı, KSP Merkez Komitesi üyesi Osman Zorba ile KSP Genel Sekreteri Yusuf Alkım açıklama yaptı. Elcil, “Kapıların açılmasına karar verecek olan halktır, hükümet değil. Doğru adres UBP-HP hükümetidir. Güneyin belirli şartlarla geçiş noktaları açma isteği vardır ancak buna engel olan hükümettir” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Meclisi’nde komite toplantısında olan CTP milletvekilleri Fikri Toros, Salahi Şahiner ile TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit dışarıya gelerek eylemcilere destek belirtti. CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın da eylemcilere destek verdi.
Eyleme güneyde tedavisi aksayanlar da katıldı.
Kamil İncirlili, eylemciler adına açıklama yaparak, şu talepleri de dile getirdi: “Güney yönetiminin talep ettiği testlerin nasıl yapılacağı ekonomik durumumuz da göz önünde bulundurularak açıklanması, geçişler günübirlik geçişler olacağından, geri dönerken şartların ne olacağının açıklanması, mağduriyetimizin giderilmesi için tatmin edici diğer planların varsa acilen açıklanmasını istiyoruz.”
İncirlili, güneyde çalışan yaklaşık 2 bin kişinin ve ailelerinin ekonomik zorluk çektiğini kaydetti.
“Ne salgından, ne de açlıktan ölmek istiyoruz!”
İncirli’nin açıklaması şu yönde: “Güney emekçileri olarak haftalardır yaşadığımız sorunlarımızı dile getirmek ve somut çözümler bulunmasını haykırmak için toplandık.
Covid-19 salgınının adamıza gelmesi, toplumun diğer tüm kesimleri gibi bizleri de derinden etkilemiştir. Alınan önlemlere bağlı olarak, karşılıklı geçişlerin kapatılması, Güney Kıbrıs’ta çalışan yaklaşık 2000 kişinin, geçindirmekler yükümlü olduğu ailelerini de ekonomik zorluklar ve açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır.
Güney yönetiminin almış olduğu ekonomik önlemler çerçevesinde, bir kısım çalışan, sigorta destek ödeneğini almış olmasına rağmen, hala çok büyük bir çoğunluk çeşitli nedenlerden kaynaklı ödeneklerini alamamışlardır. Sigortasız çalışan arkadaşlarımızsa zaten destek ödeneği kapsamında değildirler.
Sürecin ilk başında, Sn. Çalışma Bakanı Faiz Sucuoğlu’na yapmış olduğumuz ziyarette, bizzat kendi önerisiyle, tespit edebildiğimiz Güney’de sigortasız çalışanların bir listesini kendilerine sunduk. Fakat bu konuda herhangi bir karşılık göremedik. Kaldı ki, yapılan açıklamalarda, Güney’de çalışan 1500 kişiye evli ise 1200 bekâr ise 900 TL’lik bir yardım olacağı duyurulmuştur. Halbuki başvuru için konulan kıstaslar bu başvuruların yapılabilmesine yardımcı kıstaslar da değildi. Bizler artık, ne Kuzeyden yapılacak yardımların, ne de Güneyden gelecek olan Sigorta destek ödeneklerinin beklentisi içerisinde değiliz!
Sn. Ersin Tatar’la makamında yaptığımız görüşmede, Sağlık Bakanı Sn. Ali Pilli’yi görevlendirdiğini ve Güneyle temas kurarak geçişlerin başlatılması için koordine olunacağını ifade etmişti. Sn. Pilli de bu yönde açıklamalar yaparak girişimlerde bulunacağını açıklamıştı. Fakat, daha sonraki günlerde tersi açıklamalar yaparak aslında hiçbir şey üretilmemiştir. Sn. Akıncı’nın girişimlerine ise “Biz karar veririz” diyerek karşı çıkılmıştır…”
İşçilerin talepleri neler?
1- 8 Haziran sonrası geçişlerle ilgili olumlu bir karar üretilmesi.
2- Güney yönetiminin talep ettiği testlerin nasıl yapılacağı ekonomik durumumuz da göz önünde bulundurularak açıklanması.
3- Geçişler günübirlik geçişler olacağından, geri dönerken şartların ne olacağının açıklanması
4- Mağduriyetimizin giderilmesi için tatmin edici diğer planların varsa acilen açıklanması.”
“Yeter ki niyet olsun!”
“4 Mayıs sonrası her iki tarafta da başlayan açılım süreciyle birlikte çalışma hayatı da büyük oranda başlamıştır. Ancak biz Güney emekçileri geçişlerin kapalı olmasından dolayı işlerimize gidemiyoruz. Güneyde devam eden vakalar gerekçe gösterilerek geçişler konusunda herhangi bir adım atılmamaktadır. Sn. Pilli 14 gün sıfır vaka istemektedir. Bu, bilimsel bir yaklaşım değildir.
Avrupa’da sınır komşusu ülkeler, sınır bölgelerinde yaşayan ve işyerleri diğer ülkede olan işçiler için çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Bunlar da incelenerek, işçilere, öğrencilere ve hastalık sebebiyle Güney’e geçmek zorunda olan yurttaşlara bir çözüm bulunabilir. Yeter ki istensin! Yeter ki niyet olsun!
Salgının, geçtiğimiz yıl Aralık ayı sonlarında Çin’de ortaya çıkmasıyla, gerek uzmanlar, gerekse çeşitli kesimler hızlı bir şekilde önlem alınması ve hazırlık yapılması yönünde uyarılarda bulunmuşlardır. Dahası, iki toplumlu bir kriz koordinasyon kurullu oluşturularak birlikte hareket edilmesi gerektiği uyarıları yapılarak, adaya hava ve deniz limanlarından girişlerin durdurulmasıyla salgının yayılmasının önüne geçilebilirdi. Ne var ki, hem Kuzey hem de Güney’deki yönetim işi siyasi yönüyle değerlendirerek hareket etmişlerdir. Toplum sağlığını düşünmemişlerdir.
“Bakanlar Kurulu’nun bizimle ilgili karar üretmemesi rezalettir”
“Güney yönetimi 8 Haziran sonrası geçişlerin başlayabileceğini öngörmüş ve bunun nasıl olabileceğini açıklamıştır. Bu tarihten sonra işlerimize gidemememiz halinde, hala hazırda başlayan işten durdurmaların önünde artık bir engel de kalmayacak. Çünkü Covid-19’la mücadele çerçevesinde yürürlükte olan yasal süre dolmuş olacak.
Bakanlar kurulunun almış olduğu son kararlarda bizlerden tek kelime dahi söz edilmemesi en kibar şekliyle tam bir rezalettir! Salgını bahane ederek geçişleri açmayanlar, Kuzey’de uçuşları ve deniz seferlerini başlatmayı ve turizmi açmayı ele alabilmişlerdir. Bu tutumu samimi bulmadığımızı belirtmek isteriz. Beklentimiz bir an önce konunun tekrardan değerlendirilmesi ve geçişler konusunda net bir tarih verilmesi, somut adımların atılmasıdır.
Sağlık ortak komitesinin dün yaptığı toplantıda da Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri doğrultusunda, aşamalı ve koordineli bir şekilde geçişlerdeki kısıtlamaların kaldırılabileceği belirtilmiştir. Top artık siyasilerdedir. Artık laf değil çözüm istiyoruz.
Eylemciler ne dedi?
Raziye Yağlı: “Bakkala veresiye yazdırmak zorunda kalıyoruz”
“Eşim de ben de güneyde çalışıyoruz. Ben otelde çalışıyorum. Üç aydır maaş alamıyoruz, sadece bekliyoruz. Bakkala veresiye yazdırmak zorunda kalıyoruz. Haziran’da turistler gelmeye başlayacak, eğer ben işimin başına dönemezsem işimden olurum. Kuzeyde ve güneyde uçuşlar başlamasına rağmen, aynı adada bir yere gidemiyoruz. Hastalık varsa yurtdışından neden insanlar gelecek? Önlemlerle geçiş noktaları açılabilir.”
Ali Sükan: “Aynı adanın insanıyız, aynı kültürümüz…”
“Güneyde itfaiye görevlisi olarak çalışıyorum, benim işim hayat kurtarmak. Biz 2 bin işçiyiz, ailelerimiz de var, 6 bin insan, oturduk bekledik. Tabii ki salgın nedeniyle evimizde olduk. Ama her iki yerde de hayat normale dönmüşken, işimize gidemiyor olmamız kabul edilemez. Uçuşlar başlıyor, ancak bize bir tarih bile söylenilmedi. Biz küçücük bir adayız, etrafımızda başka bir ülke yok, aynı adanın insanıyız, aynı kültürümüz… Ama anlamsızca ayrıldık, hükümet ‘sıkıdayız’ diyor, ama inisiyatif alın. Kontrollü, maskeli, eldivenli, uygun şartlarla açılabilir.”
Pembe Borakan: “Aynı adada diğer şehre gidemiyoruz”
“Eşim güneyde inşaat üzerine bir firmada çalışıyor. Firma şimdilik bekliyor ama, eşim gidemezse işinden olacak. Aynı adada, diğer şehre gidemiyorken yurtdışına açılmamız kabul edilemez.”
Osman Demet: “Büyük bir belirsizlik içindeyiz”
“İnşaatta çalışıyorum, bağımsızım… Ama burada iş almıyorum. Üç aydır para kazanamıyoruz, herkes işine döndü biz hala başlayamadık ve büyük bir belirsizlik içindeyiz. Ne zaman işe döneceğimizi bilmiyoruz. Çok zor durumdayız.”
Canser Özcezarlı: “Turizm işçisiyim, 20’sinde turist gelecek, gidemezsem atılırım”
“Eşim de ben de güneyde çalışıyoruz, üç aydır eve kapandık. Kimse bize gelip sormadı gıda ihtiyacınız var mı diye. Şimdi de işimizden olacağız. 20’sinde turist gelecek, turizm sektöründe çalışıyorum, işe gidemezsem çıkarılırım. Ama diğer yandan yurtdışından gidiş gelişler başlıyor, bunu anlamsız buluyorum.”
Levent Hastunç: “Şimdi işimizi de, tazminatımızı da kaybedeceğiz”
“Hayatımın yarısını güneyde geçirdim, orada çalışıyorum. İnşaat işçisiyim. Bize ilk etapta 3 ay izin verilmişti, ancak şimdi işimizi de, tazminatımızı da kaybedeceğiz. Çok daha zorlu günlerle karşılaşacağız. Biz bu mağduriyete daha fazla mazur kalmadan kapıların açılmasını istiyoruz. Pile’de evim var, oraya da gidemiyorum. Her koşulda mağdur oldum.”
Efkan Çörekçi: “Geçiş noktalarının açılması için ‘emir’ bekleniyor”
“Ne yazık ki insan yerine konulmuyoruz. Geçiş noktalarının açılması için ‘emir’ bekleniyor. Aç kaldık! Aç bırakıldık! Hiçbir destek görmedik. Bir an önce kapıların açılmasını, bizi daha fazla mağdur etmemelerini istiyoruz.”
Şener Elcil: "kapıların açılmasına karar verecek olan halktır, hükümet değil. Doğru adres UBP H'dir. Güneyin şartlarla noktaları açma isteği vardır ancak buna engel olan hükümettir"
Fotoğraflar ve görüntü: Dila Şimşek