1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Girişimci kadınlara selam olsun
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Girişimci kadınlara selam olsun

A+A-

Ne güzel bir basın toplantısıydı öyle…
Güne umutla başladık.
“Biz başarabiliriz” duygusunu özlemiştik.
“Bir karar verebiliriz ve yapabiliriz.”

Çünkü bu topluma hoyratça dayatılan, “sizin aklınız ermez” edimidir.

İki temel “statüko” var.
Birisi, Ankara’nın ada yarısına yerleştirdiği baskıcı siyaset…
İkincisi de yerli ama sırtını Ankara’ya yaslayan, bilgi ve kapasite yoksunu, bürokratik oligarşiyle meşhur, yandaş siyaset… 

***

Her zamankinden farklı olarak, basının karşısına çıkanlar sadece kadınlardı.
"Keşke karşımızda Bakanlar Kurulu olsaydı" dedik!
"Keşke" dediler.

***

Girişimci Kadınlar Derneği çok zor bir süreçte kuruldu, dünyanın ve Kıbrıs'ın küresel bir salgınla gerildiği, pandeminin hem ekonomi hem de ruhlarımızı daralttığı bir ortamda, sadece 1.5 yıllık bir dönemde, bu kadar çok umudu nasıl ortaya çıkardılar, hayret!

“Çok çalıştık, sonuç odaklı çalıştık ve kamu hantallığında davranmadık” dediler.
Öyle "devlet"le ya da "hükümet"le de pek işleri olmamış!
Elbette çoğunluğu hali vakti yerinde isimler, önemli iş gruplarında etkin rolleri, imkanları var.
Bence hepsi birer yurtsever!
Çünkü karşılıksız bir iş yapıyorlar.
Köy köy, kapı kapı geziyor, kadınları üretime teşvik ediyorlar.

Karpaz'da bir köye 20 dikiş makinesi hediye etmişler, işsiz kadınlar, üretmeye başlamış.
3 bin mendil dikmişler bile!
Siparişler artmış da artmış...

Ne güzel…

***

“Tüm siyasi hareketlere eşit mesafedeyiz” diyor ama bir not düşüyorlar: “Elbette kadının yanındayız ve ilk seçimlerde de kadın siyasetçileri destekleyeceğiz.”

Yine de diyorum ki, mesele cinsiyet değil!
“Kadın” siyasetçi olmalı ama eğer bilgisi, donanımı, kapasitesi varsa…
Temiz, dürüst, ilkeliyse…

Pek tabii nüfusun yarısı kadın olmasına rağmen tek bir kadın belediye başkanı olmaması ayıbımızdır.
Meclis ya da Bakanlar Kurulu’ndaki kadın sayısı kabul edilebilir değildir.
Öyle de istediğimiz siyaset salt biyolojik bir cinsiyetle ilintili olamaz.
Siyasette “erkek egemen dili” değiştirmeliyiz öncelikle…
Savaşı bağıran, nefreti çağıran, çatışmayı ve bölünmeyi kutsayan, kabadayılığı alkışlayan siyaset dilini yıkmak olmalıdır hedef…

Neyse… 
Siyasetin girdabında çok da savrulmadan…

İçim Çağıner Kavuklu, Özlem Özbekoğlu, Berrin Avunduk, Didem Kaner, Özlem Ratip, Ziynet Şah, Sinem Ahmet Raşit, Pınar Başman ve Şehnaz Çehreli’ye selam olsun…

Ünlü Kıbrıslı Türk Moda tasarımcı Raşit Bağzıbağlı imzalı “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” t-shirtlerini hepimize armağan ettiler ya…

Kadın yaratıcılığı bu olsa gerek…
Yüreklerindeki duygusallık, estetik, duyarlılık…

Özlemiştik…
En fazla da samimiyeti…

girisimci.png

Girişimci kadınlara selam olsun...

Bu yazı toplam 1134 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar