'GİRNE'NİN RÖNTGENİ YOK'
Girne’deki su baskınlarına ilişkin neden ve sonuç analizi yapan Harita Mühendisi Yusuf Karaderi, çözümün çok kolay olduğunu savunarak, temel sorunun hiç konuşulmadığına değindi; “Ülkemizde topoğrafik harita yok!”
Girne’deki su baskınlarına ilişkin neden ve sonuç analizi yapan Harita Mühendisi Yusuf Karaderi, çözümün çok kolay olduğunu savunarak, temel sorunun hiç konuşulmadığına değindi; “Ülkemizde topoğrafik harita yok!”
Fehime ALASYA
Girne'de yaşanan su baskınları, derelere, dere yatakları veya su akarlarına yapılan müdahaleleri yeniden gündeme getirdi.
Temeldeki sorunun derelere yapılan müdahaleler olmadığını ileri süren Harita Mühendisi (Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi) Yusuf Karaderi, esas sorunun temelde, hiçbir şehirde topoğrafik harita olmamasından kaynaklandığını belirtirken, Girne Eski Kaymakamı Mehmet Envergil ise bilimsel ve büyük çaplı master planının önemine dikkat çekti.
“Topoğrafik harita her alanda işe yarar”
Su baskınlarının önüne geçilebilmesi için ilk ve en önemli adımın yapılacak olan topoğrafik haritaların olduğuna değinen Harita Mühendisi (Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi) Yusuf Karaderi, ülkede bu tarz haritaların olmadığına ve günümüzde İngiliz döneminden kalma haritaların kullanıldığına dikkat çekti. Meydana gelen su baskınlarında sürekli gündeme taşınan yapılaşmadaki aksaklıklar, imar planları ve bunun gibi konulardan önce ülkenin topoğrafik haritasının yaratılması gerektiğine dikkat çeken Karaderi, bu haritaların olmayışının sadece dereler ve su baskınları ile ilgili değil, kanalizasyon, şehirdeki yapılaşma ve büyüme gibi pek çok önemli noktayı da etkilediğini ifade etti. Ülkede harita mühendislikleri disiplinine gereken önemin verilmediğine dikkat çeken Karaderi, örnekler vererek harita mühendisliğinin öneminde değindi.
Harita mühendisleri odasını kurmaya çalıştıklarını anlatan Karaderi, ülkede bu yöndeki bilincin de yaygın olmadığından yakındı.
“Hiçbir alanda sağlıklı, güncel ve erişilebilir bir harita yok”
Karaderi, haritalar üzerinde yeryüzündeki unsurların değişik simgelerle işaretlenerek, ortaya çıkarılan topoğrafik haritaların, hem doğal hem de beşeri özellikleri göstermesinin yanı sıra her türlü coğrafi planlama veya büyük ölçekli mimarlıklar, yerbilimleri ve diğer pek çok coğrafi dallarda kullanıldığına dikkat çekti.
Su daireleri, kara yolları, jeoloji ve maden, tarım bakanlığı, orman dairesi gibi birçok alanda topoğrafik harita olmadığını ileri süren Karaderi, hiçbir alanda sağlıklı, güncel ve erişilebilir bir harita bulunmadığından dert yandı.
“Oy kaygısı güdülmeden suç işleyenlerin üzerine gidilmeli”
Bu sorunların önüne geçebilmek için dereler ve yağışlarla ilgili master planı yapılması gerektiğine dikkat çeken Girne Eski Kaymakamı Mehmet Envergil, bilimsel yaklaşımın önemine dikkat çekti.
Master planıyla ilgili bilgiler aktaran Envergil, “Master planı yanında geçmişteki müdahalelerin de giderilmesi lazım. Yani hem sakız çiğneyip hem de koşabilmeliyiz” dedi.
Geleceğe yönelik bilimsel çalışmalar yapılmasının yanı sıra, geçmişte yapılan aksaklıkların da giderilmesi gerektiğinin önemine değinen Envergil, bunun için zamana ve sürdürülebilirliğe ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Envergil, oy kaygısı güdülmeden suç işleyenlerin üzerine gidilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Harita Mühendisi (Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi) Yusuf Karaderi;
“Millet marsa gidiyor, gitmeden harita çıkarıyor, biz ülkemizin haritasını çıkaramıyoruz”
Harita Mühendisi (Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi) Yusuf Karaderi şunları belirtti:
“Günümüzde sel baskınlarının önünü almak çok kolay ama yapılmıyor… Geçmiş şartlarda bu çok zordu ama günümüz imkânları ile çok kolay ve yapılabilir... Bu haritalar üzerinde Kodlar, yükseklikler, mevcut binalar, enerji nakil hatları, yeşil alanlar, dereler, drenaj hatları, kanalizasyon hatları, yükseklikler gibi pek çok özellik olur. Bu tarz altlık haritası için, alışmalar hemen başlasa üç ay gibi kısa bir sürede hazırlanır. Örneğin bir yol projesinde yer alan köprü ve körfezler, yağmur suyunu taşıyabilmesi gerek. Tüm bunlar hesaplanmalı. Sadece mühendislik alana göre hesaplanmamalı. İstenirse orasının bir baraj görevi görmesi ve suyun toplanıp aktarılması için farklı bir yol izlenebilirdi ama ülkede bu tarz bir harita çalışması yok. Bunlar imkânsız şeyler değildir. Bunun birinci koşulu haritaların çıkarılmasıdır.
Elinizde iyi bir harita ve veri olması lazım… Yükseklikler, havza alanları, topoğrafik bir yapı çıkarmak bu baskınlardan korunabilmenin ilk ve en önemli adımıdır.
Harita mühendisleri ile bu çalışma hemen yapılabilir. Girne’nin topoğrafik haritası yok, bu ülkede harita mühendislikleri disiplinine gereken önem verilmiyor. Bu disiplin projelerden dışarıya atılırsa hiçbir sağlıklı veri olmaz. Şehir nasıl büyümeli, hangi yöne gidiyor, imar planları nasıl olmalı gibi pek çok alan bu haritadan faydalanıp ilerleyebilir.
Esas yara derelere yapılan bu müdahaleler değil, illaki her ülkede yapılaşma vardır, denizleri de dolduruyorlar, dere üzerine ev de yapıyorlar ama bilinçli... Dünyanın her yerinde dereler temizleniyor ama bilinçli, operatörün inisiyatifine bırakarak, şurayı temizle diyerek değil... En kritik noktalar bile çözümlenebilir. Yıllardır bu konu üzerine konuşuluyor fakat halen daha ortada mühendislik hedefleri yok. Yıllık yağış miktarları belli, geneli görmeden münferit yere suç bulmak kolay. Hiçbir yerin bu harita disiplini yok, Lefkoşa, Girne, Mağusa, hiçbir yer... Halihazır yıllardır aynı haritalar kullanılıyor”
“Doğaya saygı gereği yeni oluşumlar yapmak herek”
“Bu haritaların olmayışı sadece dere değil, kanalizasyonu da etkiler, suyu etkiliyor. Suyu kesemezsiniz, önleyemezsiniz, hızını yavaşlatıp belli bir süre depolayabilir veya akacağı yönü gösterebilirsiniz. Doğaya saygı gereği yeni oluşumlar yapmak herek. Örneğin derelerin yönü değiştirilebilir, denize daha kolay ulaşmasını sağlayabilirsiniz veya bu suyu depolar değerlendirebilirsiniz. Devlet zayıf olan yönüyle ilgili özel bir yaklaşımda bulunmuyor. Bu adada bir taraftan su sıkıntısı açarken diğer taraftan doğadan gelen suyu denize akıtıyoruz”
“Şu anki teknoloji resme büyük bakmamıza çok kolay yapılabilir”
Girne’deki su baskınlarına ilişkin neden ve sonuç analizi yapan Harita Mühendisi Yusuf Karaderi, çözümün çok kolay olduğunu savunarak, temel sorunun hiç konuşulmadığına değindi; “Ülkemizde topoğrafik harita yok!”
Konu ile ilgili resmin bütüne bakılması gerektiğini kaydeden Harita Mühendisi (Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi) Yusuf Karaderi, ülkede alt yapısı konusunda ciddi sıkıntılar bulunduğunu ve konuyla ilgili yapılması gerekenlerin yapılmadığını dile getirdi. Karaderi’nin açıklamasının devamı şu şekilde:
“Resme büyük bakmamız gerek. Şu anki teknoloji resme büyük bakmamıza çok kolay yapılabilir. Bizim ülkemizde mesleki disiplinler tam yerine oturmadı. Sebebi de devletin ilgili kurumlarının çalışmayışıdır. Haritalandırma, yol projeleri, drenaj gibi her alanda... Meslekler de bir birine girmiş durumda. Ülke alt yapı konusunda fen görevlerini yerine getirmiyor”.
“Hiçbir bilimsel çalışma yapılmadan ve gelişigüzel, öngörüsüz yapılaşma ile Girne bu hale geldi”
“Her alanda birçok ilgili bir araya gelerek birçok model yapılır, riskli bölgelere uzun vadeli çözümler sunulabilir... Tüm bunlar yapılmadı, hiçbir bilimsel çalışma yapılmadan ve gelişigüzel, öngörüsüz yapılaşma ile Girne bu hale geldi. Girne nasıl kurtulabilir? Mevcut bir harita ile Girne kurtarılabilir. Yeni bir topoğrafik harita yapılması lazım. Ona göre de hangi bölgeler risk altındadır, kısa vadede çözüm önerileri çıkarılmalı. Bunlar ise uzun vadede kolayca ilerleme olur, zaten sorun yaşanmaz. Esas yara zaten burada. Modelleyip resmi görmeliyiz. Hiçbir şey harita olmadan çözülmez. Yağmur suyu nereye gider bilemiyoruz, yapılaşma bunun önünü kesiyor. Suyun gerçekte nasıl hareket ettiğini de şimdi nasıl hareket ettiğini de bilmiyoruz, sadece gözlemler var, bilimsel veya profesyonel bir veri yok. Yapılan en ufak bir müdahalede bile geleceğe dönük birer adım olmalı ve uzun vadede rahata erebiliriz. Doktorlar bile röntgen, film çekmeden üzerinize ellemez, ilaç yazmaz... Yıllarca böyle yürüdü, harita mühendisi yok, onun yerine bu işin içinde olmayan biri bu göreve atandı... Millet marsa gidiyor, gitmeden harita çıkarıyor, biz ülkemizin haritasını çıkaramıyoruz. Herkes şapkasını önüne koysun ve bunu yüksek sesle söylesin, bir an önce harekete geçilsin”
“Yapmıyorlar çünkü bir haritanın açılışı ve törenini yapamazsınız...”
“Evinizi de mevcut zemine göre yaparken, su basman kodu verilir, sabit verilmez, bölgenize göre haritaya göre verilir. Deniz kenarında da şehrin göbeğinde de... Suyun içinde ne yaptığınızı nasıl yaptığınızı bilmelisiniz. Zeytinlik köyü dağın eteğinde, eğimli bir yer ve orada dahi su baskını oldu. Dere yatağının içinde olan evler var, bu baslınlar çok doğal. Artık bir topoğrafik harita olmalı. 19 yıldır harita mühendisiyim ve bu kadar yıldır böyle bir harita görmedim, yapılması için de bir çaba ve girişim de görmedim. Yapmıyorlar çünkü bir haritanın açılışı ve törenini yapamazsınız...”
“Hiçbir alanda sağlıklı, güncel, erişilebilir bir harita hiçbir bölgede yoktur”
“Tapu kadastro dairesinde harita mühendisliği kadrosu dahi yoktur. İnsanlar aya gidiyor ama biz bunu yapamıyoruz. Tapu ve kadastronun bu açıdan teknik kadrosu yoktur. Harita mühendisleri tapu ve kadastro dairesinin esas olması gereken ve vazgeçilmez yeridir. Bunun yanında su dairesi, kara yolları, jeoloji ve maden, tarım bakanlıkları, orman gibi alanlarda da haritalar olmalı. Ama şu anda hiçbir alanda sağlıklı, güncel, erişilebilir bir harita hiçbir bölgede yoktur, sadece bölgesel, münferit çalışmalar var”.
Girne Eski Kaymakamı Mehmet Envergil:
“Büyük ve bilimsel bir çalışma yapılması gerek”
Adanın birçok noktasında olduğu gibi bu alanda da dere, moloz ve toprak yğınları ile doldurulmaktadır. Birçok nokta şikayetler üzerine bu tarz çalışmalar zaman zaman durdurulsa da çok erken unutuluyor veya sindirilip, kaldığı yerden devam etmesine göz yumuluyor.
Denetim eksikliği ve yasalara uymamak, yasal sürecin çalışmaması gibi pek çok sorun var. Kaymakamlık yaptığım dönemde çok sayıda izinsiz inşaat veya dereye müdahale konusunda hukuka aykırılık dosyalarımız olmuştu fakat günümüzde bu dosyalarla ilgili iyi şeyler duymuyorum. Bu süreçlerin ne aşamada olduğuna dair bilgi istedik fakat bize hiçbir şekilde dönüş yapılmadı, ne kaymakamlık ne de belediye bu konuda bize bilgi vermedi.
“Dereye yapılacak olan müdahalelerin 3 aya kadar cezası dahi var. fakat adamızda popülizm ve partizanlık bunu engelliyor”
Yasalara uyulmalı, doğaya verilen zarar ve ziyanın bedelleri ödenmeli ve toplum da bunu görmeli. Bunu görerek korkmalı, yapmaya cüret edememeli fakat bu süreç çalışmıyor, bu suçlar önlenemiyor.
Cezalar ve yaptırımlar kamuoyuna duyurulmalı.
Dereye yapılacak olan müdahalelerin 3 aya kadar cezası dahi var. fakat adamızda popülizm ve partizanlık bunu engelliyor.
Bunları engellemenin birçok ayak var, ceza bunun sadece tek bir ayağıdır. Suç işleyen cezalandırılacak, yaptığı tahribat ise geri alınacak. Bu tespit ve denetimler sürekli ilerlemeli…
Bazen inşaatlar, bazen bahçe duvarları, bazen toprak dolgu, bazen bahçe büyütme isteği gibi pek çok sebeple derelere müdahale ediliyor.
“Hem sakız çiğneyip hem de koşabilmeliyiz”
Devlet tüm bunların önüne geçmeli. Bunun yanında da ileriye yönelik uzun vadeli çözüm önerileri planlanmalı.
Tüm ada çapında dereler ve yağış master planı yapılmalı ve bu işe çok bilimsel yaklaşılmalı. Bu yapılırken de geçmişteki müdahalelerin de giderilmesi lazım. Yani hem sakız çiğneyip hem de koşabilmeliyiz. Gölet mi, baraj mı bentler mi, ne yapılması lazım, nasıl yapılması, derelerin genişletilmesi, su kanlarlının yapımı, su birikintilerinin hesaplanması ve bu yönde yol projeleri yapılması veya nereye yapılması lazım gibi pek çok şekilde büyük ve bilimsel bir çalışma yapılması gerek.
Dere atılan molozlar adeta bir dağ yığını
Girne Amerikan Üniversitesi arkasında bulunan ve su akarı üzerine kurulan bir sitenin içi
Topoğrafik harita örneği