1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Global Dünyaya Uygun Öğrenci Yetiştirmek
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Global Dünyaya Uygun Öğrenci Yetiştirmek

A+A-

Ülkemizde yaklaşık 45 bin ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisi öğrenim görüyor. Bu öğrencilerin çok büyük bir kısmı okullarla yetinmeyip özel ders, dershane ve etütleri de işe koyarak yaşamlarını etkileyeceklerine inandıkları sınavlara hazırlanıyorlar… Bunların yanına 60 binin üzerinde üniversite öğrencisini de eklerseniz “eğitim” adına ne denli büyük bir yapılamanın, uğraşın ve finansal kaynağın kullanıldığını rahatlıkla fark edebilirsiniz…

Peki, ama “eğitim” dediğimiz bu hayati yapı, Dünyanın bugün ihtiyaç duyduğu bireyi yetiştirebiliyor mu?

Geçtiğimiz hafta Avrasya Eğitim Araştırmaları Dergisi (EJER) ve İstanbul Üniversitesi ortaklığında gerçekleştirilen "I. Avrasya Eğitim Araştırmalı Kongresi"ne katılma fırsatım oldu… Tam 24 yıl önce genç bir üniversiteli olarak eğitim aldığım İstanbul Üniversitesi’nde artık bir eğitim bilimci olarak bulunuyordum. Bu durum; aldığım eğitimin amacına ulaştığını mı gösteriyordu, yoksa sıradan bir olgu, basit bir tesadüf ya da kaderin bir sürprizimiydi?

Tam da bu duygularla ilgili not defterime bir şeyler karalarken, kongrede harika bir sunum yapan Prof. Linda Davis' in sözleri, zihnimdekileri tercüman oldu… Davis’e göre; "İngilizce dilinde eğitim yapıyor olmanız, dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda öğrencinizin olması, hatta uluslararası birtakım anlaşmalar yapmanız Global Dünyaya uygun öğrenci yetiştiriyorsunuz demek değildir. Önemli olan yetiştirdiğiniz öğrencinin Dünyanın her noktasında değer bulan bir yetkinliğe sahip olmasıdır." Bu ifade çok uzun yıllardır “iyi eğitim” adına yaptıklarımızın yanlış olduğunu bir kez daha vurguluyordu…

İyi de ne yapılmalı? Global Dünya öğrencisini nasıl yetiştirmeliyiz? Yoksa böyle bir derdimiz hiç olmamalı mı? Nasıl olsa “üniversiteler adası terminolojisini dilimize doladık… Nasıl olsa özel dersler, dershaneler bizim için “yaşamsal” öneme sahip olan sınavlara çocuklarımızı hazırlıyor…

Ya eğitimdeki bu anlamsız, sürdürülemez yapıyı devam ettireceğiz ya da bu çarpıklığa bir son vereceğiz… Ve eğer kararımız bir şeyler yapmaksa
işe, bugün yaptıklarımız yanlış olduğunu ya da en azından yetersiz olduğunu kabul etmekle başlamalıyız… Bu kabulle beraber de eğitimin her düzeyindeki sonuçlarını tekrar düşünmeliyiz…

Çünkü 21. Yüzyılın global dünya eğitimi; kadercilik ve ilgisizlikle savaşmayı amaçlayan eğitimdir. Herkesin, bireysel ya da toplumsal olarak sorumluluklarını yerine getirecek düzeyde olduğuna inanılan eğitimdir…

Hiç kuşku yok ki 21. Yüzyılın global dünya eğitimi; yerelliği yok saymayan, ancak global dünyanın ortaya çıkardığı sonuçları dikkate alan eğitimdir.  Bu anlamda uğraş veren eğitim bilimciler galobal dünya eğitiminde, dört ilkeden bahsetmektedir. Bu ilkeler; “öğrenmeyi bilmek”, “öğrenmeyi öğrenmek”, “bireysel öğrenmek” ve “birlikte yaşamayı öğrenmektir.”

--------------------------------------------

Buraya Dikkat

Özsaygıya Giden 10 Yol

Çocuğa özsaygı kazandırma, çocuğun öğrenme, sevme ve yaratma yeteneğini güçlendirmektedir. Özsaygı, mutlulukla ve hayattaki başarıyla ilgilidir. Birçok eğitim bilimciye göre özsaygı, tamamen aile sevgisiyle birlikte iyi bir eğitimin ürünüdür. Prof. Dr. Barbara Berger'e göre özsaygı, çocuğun kendi kendisiyle gurur duymasıdır. Yüksek özsaygıya sahip olmak, çocuğun hem sevgi dolu hem de yetenekli olmasını sağlamaktadır. Çocuk, değerli olduğuna inanmalı, bir şeyler önermeli ve kendi kendisiyle ve çevresiyle barışık olmalıdır. Çocuğun sevgiyi ve yeteneğini hissetme derecesi, gelecekteki yaşamında onu her alanda etkileyecektir. Aynı zamanda da, çocuğun yaratıcılık yeteneğini, diğerleriyle ilişkisini ve başarılı olmasını belirlemede önemli bir faktör olmaktadır.

Ebeveynler, çocuğun özsaygısının ilk temellerini oluştururlar. Çocuğun kendini sevgi dolu ve yetenekli hissetmesi için aileler neler yapabilir? İşte çocuğunuzdaki özsaygıyı geliştirecek 10 yol:
1. Çocuğunuz her ne yaparsa yapsın ona değer verdiğinizi ve kabul ettiğinizi bilmesini sağlayın.
2. Sinirli olmanızdan onun sorumlu olduğunu, onu incitmeden belirtin.
3. İsteklerinizi açıksa söyleyin. Çocuğunuzdan ne istediğinizi bilmesini sağlayın.
4. Dinlemeyi öğrenin. Gerçekten onu dinlemek, söylediklerini dikkate almak için ona zaman ayırın.
5. Duygularını dikkate alın. Korkularını, negatif duygularını ve hayali kahramanlarını ciddiye alın.
6. Onun varlığını kabul edin. İstenmediği ve değer verilmediği duygusuna kapılmasına engel olun.
7. Onunla, nitelikli zaman geçirebileceğiniz, günlük bir uğraş yaratın.
8. Bazı şeyleri, kendisinin yapmasına izin verin.
9. Özel eşyalarına ve düşüncelerine saygı gösterin.
10.  Yeteneklerini kabul edin. Ne kadar küçük olursa olsun her başarısını kabul edin ve ona başarılı olacağı yeni şeyler bulun.

---------------------------------------------------------------


Gülmece


Size İkram Edilene Dikkat Edin

Tur otobüsü şoförü, omzuna dokunulunca hafifçe başını çevirmiş, bir bakmış ki hemen arka koltuktaki yaşlı kadın elinde bir avuç badem ikram etmekte… Teşekkür ederek almış bademleri ve yemiş… 15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şoförün omzuna dokunup bir avuç daha badem verir… Bu ikramı 5 kere daha yapınca, saygılı şoför dayanamayarak;
- Zahmet ediyorsunuz efendim… Hep bana yedirdiniz... Biraz da kendiniz yesenize…
Yaşlı kadın hemen yanıtlar;
- Çiğneyemiyorum evladım… Dişlerim yok…
Şoför biraz şaşkın bir tavırla hemen sorar;
- Niye satın alıyorsunuz o zaman?
- Evladım ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum!...

Bu yazı toplam 2919 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar