“Göbek kordonuna öldürecek kadar kısa sürede iğneyle enjekte etmek neredeyse imkansız”
Prof. Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz vurguladı: “Bebekte pikür izi görmedim. Zaten bebeği kucağınızdayken göbek bağına, iğne enjekte etmek kolay değildir
Didem MENTEŞ
Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden ‘yasa dışı hamileliği sonlandırma’ davasında, sanık Fahri Karagözlü'nün müdafaası için dinlenen İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz vurguladı: “Bebekte pikür izi görmedim. Zaten bebeği kucağınızdayken göbek bağına, iğne enjekte etmek kolay değildir. Göbek bağı kaygan bir şeydir. Öldürecek kadar göbek kordonuna kısa sürede iğne ile enjekte etmek neredeyse imkansız…”
Prof. Dr. Yorulmaz dün dava davanın Kıdemli Savcısı Erdinç Akyener’in sorularını yanıtlamaya devam ederken, zaman zaman ikili arasına gergin anlar yaşandı.
Taraflar hazır bulundu
Sanıklar Mehmet Ali Tunçbilek, Verda Özkent Tunçbilek, Ayşegül İşbilen, Taner Okburan, Fahri Karagözlü ve Rasiha Serdaroğlu dün yeniden Girne Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı.
Başkan Fatma Şenol, üye yargıç Murat Soytaç ve üye Yargıç Seran Bensen huzurundaki davada, Başsavcılık adına İddia Makamı’nda Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, sanıklar ve sanıkların avukatları mahkemede hazır bulundu. Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’i Avukat Serhan Çınar, sanık Verda Tunçbilek’i Avukat Mustafa Şener, sanık Taner Okburan ile Ayşegül İşbilen’i Avukat Emre Kadri, sanık Fahri Karagözlü’yü Avukat Güneş Menteş ve sanık Rasiha Serdaroğlu’nu Avukat Tahir Seroydaş ve Ömer Başay temsil etti.
“Sadece propofol değil plasenta da bulunan herhangi bir madde de geçer”
Coşkun Yorulmaz'ın sorgulanmasına kalındığı yerden devam edildi. Savcı bir doktorun kayıt tutması gerektiği yönündeki bir sorusu üzerine, Prof. Yorulmaz, bir doktorun etik açısından hasta kayıtlarını muhakkak tutulması ve saklanması gerektiğini söyledi.
Ardından Savcı Akyener, "propofol ilacının ölü bebeğe geçtiğini bilim adamı olarak ilk kez siz mi buldunuz" diye sordu. Yorulmaz, "bebek öldükten sonra hemen anneyle bağlantı kopmaz bu nedenle de bebek öldükten sonra 3 sentezi karşılaştırdım, karşılaştırdıktan sonra sadece propofol değil plasenta da bulunan herhangi bir madde de geçer, sadece propofol geçmez" dedi.
Savcı Akyener, " bilirkişi olmadığınız bir konuda bilirkişi olarak yorum yapmaya geldiniz" demesi üzerine, tanık Yorulmaz, "adli tıp alanındaki her dalda bilirkişiyim" dedi.
Savcı, daha önce mahkemede şahadet veren adli tıp uzmanlarının bulgularına işaret etmesi üzerine, Coşkun Yorulmaz, "benden önce şahadet veren adli tıp uzmanlarından daha çok bilgiliyim ve onlardan daha çok şey bilirim" dedi.
“Ölü doğum gösteren çok fazla bulgu var ama canlı doğum gösteren bulgu yok”
Prof. Yorulmaz, bir soru üzerine 7 numaralı fetüsün anne karnında kesinlikle öldüğünü vurgulayarak, "ölü doğum gösteren çok fazla bulgu var ama canlı doğum gösteren bulgu yok" dedi.
Coşkun Yorulmaz, "otopsi yapan adli tıp uzmanlarının yazılı raporları sonucu ben bulguya vardım. Akciğer kenarları çok önemlidir. Keskin olması hava almadığını gösterir. Yüzme testi tartışmalı yöntemdir. Çürümüş cesette tam kesin söylenemez. Bir tane bile canlı doğum bulgusu bulamadım. Eğer bebek canlıysa ve ağlıyorsa ve pembe ise nasıl akciğerler bu şekildedir" dedi.
Bunun üzerine Savcı Akyener, tanığa önyargılı olduğu için böyle söylediğini iddia ederek, "ben önyargılı konuşmuyorum yaptığım uluslararası yayın incelemelerle bu kanıya vardım. Her türlü test tartışılabilir ancak kesik kenarlı akciğer tartışılamaz" dedi.
“Bebekte pikür izi görmedim. Zaten bebeği kucağınızdayken göbek bağına, iğne enjekte etmek kolay değildir. Göbek bağı kaygan bir şeydir. Öldürecek kadar göbek kordonuna kısa sürede iğne ile enjekte etmek neredeyse imkansız…”
“Propofol maddesi bir hafta önce mi yoksa zehirlemek maksadıyla mı verildi bilemeyiz”
Yorulmaz, otopside bir eksik olduğunu iddia ederek, "propofol böbrek ve karaciğer karışımı bir parçada bulundu. Ne kadar miktar olduğu tespit edilemediği bu nedenle propofol maddesi bir hafta önce mi yoksa zehirlemek maksadıyla mı verildi bilemeyiz. Bu otopside belirtilmedi" dedi.
Savcı, "İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda kimyager, adli tıp uzmanı, patalog inceleme yaptı ve bu bebeğin ölü doğum olduğuna kanaat getiremedi, siz bunu tek başınıza nasıl kanaat getirdiniz" diye sordu. Coşkun Yorulmaz da "onlar uzman, ben profesörüm... Ben anabilim dalı uzmanıyım. Onlar yorum yapamaz, ben yaparım" şeklinde cevap verdi.
“Gelişme geriliği olan bir bebek olduğunu görüyoruz”
Savcı, "size göre bu bebek anne karnında nerden öldü" diye sordu. Yorulmaz, "bu bebek her türlü şeyden ölmüş olabilir. Bu bebek gelişme geriliği olan bir bebektir. Bebek 34 ile 36 hafta arasıdır dış gelişimi ve kilosu diğerleriyle eşit, ancak tüm organ boyutlarına bakıldığında normal gelişimde olan bir bebeğin organlarının yarısı kadar olduğu adli tıp raporunda yazıldı. Bundan da gelişme geriliği olan bir bebek olduğunu görüyoruz" dedi.
Savcı Akyener, "bilimsel veri deney yöntemiyle ya da bir materyalin yorumlanmasıyla yapılır. Bir materyal yok ve müdafaanın bu şekilde görüşü var diye siz bunları kabul ettirmeye çalışıyorsunuz” dedi.
Coşkun Yorulmaz da "ben tribünlere oynamıyorum. Sizi en doğru şekilde bilgilendirmeye çalışıyorum" diyerek, savcının iddiasını kabul etmedi.
“Göbek bağına iğne enjekte etmek kolay değil”
Ardından savcının sorusu üzerine 34 haftalık bebeğin fotoğraflarına bakan Yorulmaz, "Bu bebeğin kafatası ve kubbe kemikleri iç içe geçmiş durumdadır. Hiç bir kuşkum yok. Adli Tıp uzmanınız İdris Deniz bunu yazmadı, çünkü Adli Tıp Kurumu'nun bunu yazmasını istedi" dedi.
Savcı Akyener’in göbek bağıyla ilgili bir sorusu üzerine Yorulmaz, “bebekte pikür izi görmedim. Zaten bebeği kucağınızdayken göbek bağına, iğne enjekte etmek kolay değildir. Göbek bağı kaygan bir şeydir. Öldürecek kadar göbek kordonuna kısa sürede iğne ile enjekte etmek neredeyse imkansız… Sizin şahidiniz, ‘Doktor eline aldı, hemşire de göbeğine saldı’ şekliyle iğne yapılamaz” dedi.