1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ‘GÖÇ’ demeyiniz şu yasaya, ne olur!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

‘GÖÇ’ demeyiniz şu yasaya, ne olur!

A+A-

-------------------------------------------------


Bu yasa ‘adaletsiz’ ama ‘göç’ ettirmiyor! Bu ‘hakikat’i herkes de biliyor.
Acı gerçek, bu ülkenin 10 binlerce emekçisi bu ‘yasa’ şartlarına öykünüyor.
Ve ‘göç’ lafı üzerinden ‘eğreti’ duran haklı mücadele, gerçek ‘göç’ potansiyeli taşıyan yoksulları, güvencesiz emekçileri, ‘özel sektör’ itilmişlerini ‘yaralamak’ bir yana ‘görünmez’ kılıyor. Siz ‘empati’ kurmadıkça emekçilerin ‘ortak mücadele’ umudu yerini adeta ‘karşıtlık’ ve içten içe bir ‘öfke’ye dönüştürüyor.
Ülkenin ortak kaynaklarından ‘pay’ alanlar ‘daha fazlasını’ isterken, bu kaynaklardan ‘hiç’ pay alamayanlar daha bir boynunu büküyor.

------------------------------------------------

Bir bankaya... Bir markete...
Bir otele... Fabrikaya gittim.
İş görüşmesi yaptım.
Maaşı sordum, öğrendim.
Mesaiyi sordum, öğrendim.
‘Tamam’ dedim, el sıkıştım.
Çalışmaya başladım.
Ne anlaşmışsam, ne ön görmüşsem yaşadım.
İlk ayın sonunda sokağa çıkarsam ve “Bu maaşla çalışılmaz” diye isyan ederim, hakkımda ne düşünürsünüz?

***

‘GÖÇ Yasası’ dendikçe, içim acıyor.
Çünkü hem ‘adaletsiz’ bir yasa var, hem de ‘sözcük’ istismarı üzerinden ‘samimi’ durmayan bir başkaldırı.
Başkalarının hayatından rol çalıyorlar..
‘Haklı’ mücadelede ‘haksız’ bir sözcük kullanılıyor.
İnatla empati yapılmıyor.
Üstelik yaratılan psikolojik ortam, itiraz edeni boğuyor.

***

Sendikalar ve örgütlü mücadele ‘kutsal’dır.
Ama bu ‘kutsallık’ her eylemi, her söylemi mutlak ‘doğru’ yapmıyor.
Sınıf mücadelesinin ‘en fazla ezilenler’den başlaması gerekirken, ‘miş’ gibilerin öne geçmesi yaralıyor.

***

Bugün, “maaş isyanı’ ile bağıranların bir kısmı, şimdi talep ettikleri rakamları terk ederek ve bu yasayı, bu şartları bilerek, üstelik nice siyasetçinin peşinde koşarak kamuya girdi!..
Yalan deyiniz, en az on örnek sayarız, hep birlikte.
Son 4 senedir bu yeni yasa “azap” diye anlatılırken, lütfen 4 kişi söyleyiniz, bu azaba katlanamayarak, terk eden.
Bugün o ‘göç yasası’ denilen kapsamda bir kişilik münhal açınız, beş bin kişi başvuracaktır hemen!

***

“Ölümü göstererek sıtmaya razı ediyorlar” diyeceksiniz…
Bakınız, isyanım “göç” kelimesinin istismarıdır. Yoksa ‘kamu’da yaratılan ‘adaletsizlik’ kesindir!..
Bunun çözümü de “yeni yasa mağdurları” üzerinden yaygara ile aslında görece kendi “bolluklarını” daha ileri taşımak isteyenlerin “paylaşım”dan uzak, “bencil” tutumudur.
Kimse elindeki vermek istemiyor....
Buna bir de siyasi iradenin popülizmi, pısırıklığı, ürkekliği, iki yüzlülüğü ekleniyor.
Sonuç ortada.

***

Gelelim asıl ‘GÖÇ’e.
80 bini aşkın sigortalı ve özel sektör emekçisi, onbinlerce işsize sizin “GÖÇ YASASI” dediğiniz koşulları veriniz, kırk gün kırk gece düğün yaparlar…
İŞ güvencesiyle, MESAİ sistemiyle, İZİN hakkıyla, PERFORMANSI ölçmeyen gailesiz hayatıyla, İKİNCİ İŞ ayrıcalığıyla,  HAYAT PAHALILIĞI ödeneğiyle, GELECEK garantisiyle zil takar, oynarlar!..
Gerçek budur.
Ülkenin en mağdur, en yoksul, en ezilmiş emekçilerinin ‘sesine ve derdine’  yer kalmıyor.
Üstelik bu ezilmişlerin üzerindeki vergi yükü giderek artıyor.
“Bu yasa adaletsiz” deyiniz, haklısınız ama “göç” demeyiniz, çünkü bu şartlarda bırakıp gitmezsiniz!..
Bu sözcüğü her gece ‘göç’ kabusu görenlere bırakınız!..
Sizin ‘sloganlarınız’, on binlerin yaşam kaygısıdır.
Sosyal adaletsizlik ‘en mağdur’dan başlayarak düzeltilir.
Biliyorum, yine ‘emeğin’ diliyle itiraz edecek,  yine “beter”e değil “kendinize” yazacak, siyaset yapacaksınız!..
Hayat ‘gerçeğiyle’ duracak.

Bu yazı toplam 4315 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar