1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Göçten sorumlu Osmanlı torunu!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Göçten sorumlu Osmanlı torunu!

A+A-

Çok uzun yıllar İngiltere’de yaşam süren bir büyüğümle sohbet ediyorduk…
1970’li yılların başlarında gitmişler Londra’ya…
Ve gidiş sebepleri, tıpkı şu anda olduğu gibiymiş; “işsizlik”…

-*-*-

Oysa ne o zaman ne de şimdi, “tek başına işsizlik” değildir göçün sebebi…
Bence işsizliğin sebebi de haliyle göçün yaşanmasının sebebi de “kötü yönetim”lerdir.

-*-*-

Göç, sadece bizim sorunumuz değildir.
Şu anda, dünya nüfusunun yüzde 3,5'ini oluşturan tahmini 300 milyon uluslararası göçmen vardır. Yüzdelik oran düşük görünebilir ama sayı, olayın ciddi bir sorun olmasına sebep olabiliyor… 

-*-*-

Haaa “bizim göç edenlerimiz” mi?
Sayısını tam olarak bilmiyoruz ama “anavatanımız Kıbrıs’ta yaşayanlarımız”ın; 1950’lerden bu yana göç edenlerimizden çok az olduğunu söyleyenler hiç de az değildir.
Şöyle de yazabiliriz; göç etmiş Kıbrıslı Türk nüfus, etmemiş nüfustan fazladır… 

-*-*-

Türkiye’de 6 milyondan fazla Suriyeli göçmen yaşıyor… 
Avrupa’da “doğal anlamda asimile olamamış veya olmamış” 85 milyon – 90 milyon arası göçmen yaşadığı söyleniyor… 
Ve uzmanlara, raporlara göre,  her yıl sınırları aşan uluslararası vatandaşların yani göçmenlerin yüzdesi artmakta ve bir ülkenin nüfus büyüklüğünü, kültürel çeşitliliğini ve ekonomik üretkenliğini büyük ölçüde etkilemektedir…
Ve işte burası, ciddi kavga sebebi olmaktadır… 

-*-*-

Örneğin Kıbrıs’tan göç eden Kıbrıslı Türkler ayrı bir sorundur ama Kıbrıs’ın Kuzey coğrafyasına göç de bambaşka bir sorun olabilmektedir…

-*-*-

Göç, en basit tanımıyla insanların bir yerden veya ülkeden başka bir yere taşınmasıdır. 
Uzun zaman önce, göçebe kabileler taze ve verimli topraklar, hayvanları için otlaklar ve avcılık ve balıkçılık için zengin alanlar bulmak için bir yerden bir yere seyahat ettiler… Hatta kendilerini korumak için de göçler yaşandı…
“Kıbrıslılar”ın da “göçlerle” Ada’ya geldiğini söylemek yanlış olmaz.
Ama “Kıbrıs’a göç”; ne ilginçtir, tarihin hiçbir döneminde net ve kalıcı bir “Kıbrıslılar” yaratmamıştır ki bu da bambaşka bir tartışma konusudur… 

-*-*-

Göç hep vardır…
Bir çok kaynağa göre, göçün itici ve çekici olmak üzere iki grupta toplanabilecek faktörleri söz konusudur…  
İtici faktörler, genelde silahlı çatışma, afete maruz kalma, cinsiyet eşitsizliği, iş fırsatlarının olmaması, siyasi yolsuzluk ve yetkin sağlık ve eğitime erişim eksikliğidir… 
Basit bir ifadeyle, itici faktörler, bireyleri ayrılmaya iten olumsuz nedenlerdir.
Çekme faktörleri ya da çekici faktörler ise daha iyi iş fırsatları, daha fazla güvenlik ve yeterli sağlık ve eğitime erişim olarak sayılabilir… 
İtici faktörler “olumsuz gelişmeler”, çekici faktörler ise bireyleri hareket etmeye teşvik eden “olumlu nedenler”dir. 
Yine de itici ve çekici faktörler asla herkes için aynı değildir ve göçün nedenleri her bireye özgüdür. 
Bununla birlikte, faktörler yaşa, cinsiyete, sağlığa, sosyal sınıfa ve etnik kökene bağlı olarak değişebilir…  

-*-*-

En başta ne demiştik?
Göçün en büyük sebebi kötü yönetimlerdir…
Evet, 1970’lerin başında Londra’ya göç eden Kıbrıslı Türkler de, şu anda yurt dışında daha iyi yaam arayan gençler de “kötü yönetim” kurbanıdır.
Ve bu saptama kesindir…

-*-*-

Sonuç?
Evet sonuç şudur: Kıbrıslı Türkler, sürekli göç ediyorlarsa, bunun tek sorumlusu kesinlikle kötü yönetimlerdir…
1950’lerden itibaren ciddi göçler verdik…
1963 – 1968 arasında değil yurt dışına göç etmek, bir köyden ötekine gitmek izne tabiydi…
1968’de toplumlararası çatışmalar kesildi; savaşa 1974’e kadar ara verildi ve bu sürede önemli miktarda insanımız göç etti…
İyi de, o yıllarda “mutlu barış harekatımız”, bugün tanıtılması için uğraşıldığı iddia edilen ama gıdım ilerleme olmayan KKTC’miz yoktu ki!
Demek ki neymiş?
Efendim; Anavatanınızla birlikte, ne yazık ki bu coğrafyayı yönetimsiz, ısgarta, leş, abbana bıraktığınız içindir ki bugün insanımız hala “itiliyor”…

-*-*-

Daha açık yazayım…
1974’ten önce göç ederken, “et ve tırnak” olduğumuzu iddia ettiğiniz Türkiye Devleti buralarda çok etkili değildi…
Grivas’tı, Makarios’tu, EOKA’ydı, Enosis’ti, Akritas Planı’ydı anladık da; şimdi ne iş?
Neden ve kimden kaçıyor gençlerimiz?
Toplum liderinizi “Ersinis Tataridis” değil; bayağı Ersin ve de Tatar! 
Hem Türk hem Osmanlı torunu!
Bilmem anlatabildim mi?
Göçün sebebi sizlersiniz… 
Ve bunu bal gibi bilip de hiç utanmayanlarsınız!

 

KKTC mi katakulli mi?

Evet, bugünü göç meselesine ayırmışken, KKTC ile ilgili bazı acı gerçekleri de Küçük Emrah’tan dinleyelim…
KKTC’de göçmenlerle ilgili hiçbir yasal düzenleme söz konusu değildir.
Ülkeye gelenlere ne yapacağımızın hiçbir yasal düzenlemesi söz konusu değildir.

-*-*-

KKTC’den göç eden kendi insanımızın çetelesi hiç tutulmamıştır.
Hangi ülkede, ne kadar insanımızın yaşadığını resmi olarak bilen yoktur.
Sadece siyasi avantaj olarak kullanmak maksadıyla bazı uyduruk rakamlar ortaya atılmaktadır.

-*-*-

Ve hepsinden önemlisi; gönderdiklerimizin “işgücü açığı” yarattığı, yerlerine gelenlerin çok büyük oranının “erkek” olmasının sosyolojik sorunları da bugüne kadar hiçbir çalıştayda, toplantıda tartışılmamıştır.

-*-*-

Haberlerde sık sık “hırsız turist”, “katil turist çıktı” gibi haberlerin sebebi, gelen göçmenlerle ilgili en küçük bir tertibatın olmamış olmasından kaynaklıdır…

-*-*-

KKTC’de ciddi sayıda “göçmen” veya “vatandaş olmaya çabalayan yabancı nüfus” bulunmaktadır; bunların kendi ülkelerine aktardıkları ciddi paralar söz konusudur.
Ve bu paralar, tam olarak hiç açıklanamamakla birlikte; KKTC’yi tanımayan bazı uluslararası para transferi şirketleri aracılığıyla dışa aktarılmaktadır ki bu da ayrı bir sorundur…

-*-*-

Kısacası, hangi açıdan bakarsanız bakın KKTC sınıfta kalmaktadır ama göç ve göçmenlikle alakalı olarak “katakulli” bile değildir!

-*-*-

KKTC, katakulli bile olmadığından dolayı, sağlık sistemi, eğitim sistemi başta olmak üzere; her şeyimiz de çökmüştür.
Bilmem anlatabildim mi?
Her sabah Torosları görmek ve sağı solu bayrakla donatmakla bu iş olsaydı, preh preh preh yani!

dizdarli.jpg

Doğruluk, dürüstlük, adaletli olmak sizde; gurur duymak bizde… İyi ki varsınız… Teşekkürler…


 

Bu yazı toplam 2737 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar