Gökbilen gitmiş, Serdar gelmiş!
Ne far eder ki?
KKTC MOK’la ilgili bugüne kadar bir çok şey yazılıp, yorum yapıldı. Ortak kanı, dünyadaki işleyiş şekli ile paralellik sağlamak. Yani, federasyonların ağırlıkta olduğu bir yapının ivedilikle kurulması.
Mevcut siyasi otorite KKTC MOK’un yapısının değişmesi için kılını kıbırdatmıyor. Sanki de dünya sporuna yön veriyormuşuz da federasyonlar işin içine girince her şeyi berbat edecek bir hava yaratılıyor.
Sporun başındaki Süleyman Göktaş’a sormak lazım. Hocam KKTC MOK’u gerçek sahiplerine devredecek misiniz? Devretmeyecek misiniz? Artık ayıp yani. Bu soruyu sormaktan bile utanç duyuyorum?
Düşüne bilirmisiniz? Son 10 yılda yalnızca KKTC MOK’un yapısını ve Gökbilen’i tartıştık. Bu kadar başı boşluk yeter. Eğer bir devletin en üst düzey yöneticisi bu soruya cevap veremiyor, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyebiliyorsa, bu ülkenin spor yönetiminde ciddi bir boşluk ve istismar var demektir.
Saha onarmak, salon açmak, tartan yürüyüş pisti yapmak artık zor bir hadise değildir (gerçi biz onları da zora sokarız ya). Önemli olan bilimsel çalışmalar sonunda spora verilecek yöndür. İşte, KKTC MOK’un önemi bu noktada başlamalı. Çünkü, ülke sporunda ciddi bir otorite boşluğu ve buna paralel gerileme var.
Ama bizler ne yaptık?
Yoldan geçen her bireyi neredeyse KKTC MOK üyeliğiyle onurlandırlarken, federasyon sayısını bilinçli bir şekilde azınlık bıraktık. Amaç belli olmuştu. Gökbilen’in yerini sağlamlaştırmak ve MOK’u siyasete yakın tutmaktı. Başardılar da.
Hep söylemişim. Tanınmamış ülke kaldığımız sürece, bireysel rant devletin önüne geçecektir. Spor yalnızca ağızımızda gevelediğimiz yarışma dalları olarak kalacak. Gerçekler yasaların arkasına saklanacak. Birileri bu işten kâr sağlarken, toplumun büyük kesmi zarar görecektir.
Şimdi, KKTC MOK’un başından Gökbilen gitmiş, yerine Serdar Savim gelmiş. Birşey farkeder mi? Bence farketmez. Mantık hep ayni. “Bizim adamımız” koltuğun başında otursun da gerisi fasa fiso.
Ülke sporu mu?
Cehennemin ucuna kadar yolu var...
Serdar iyi bir insan iyi bir dost. Ama o mevkiyi hak edebilmesi için, KKTC MOK yasasını değiştirip, mevcut üyeleri saf dışı bırakarak federasyonların katılımı ile genel kurul yapmasıdır. Başkan seçilirse de başımızın üzerinde yeri var.
Bugüne kadar Gökbilen tarafından spora verilen zarar ortada.
Serdar da Gökbilen kafasında gitmemeli. Tarih olabilmesi için eline müthiş bir fırsat geçmiştir. Bu fırsatı değerlendirip hemen istifa etmeli. Aksi takdirde, Gökbilen’den hiç bir farkı kalmaz.
Yeni süreçte KKTC MOK’un yapısı, ünüversitelerin ve federasyonların ağırlıkta olduğu, ürettiği projelerle Spor koordinatörlüğüne baskı yapıp, sporun denetlenmesi, iyileştirilmesi ve ekonomik olarak gelişmesini sağlamaktır. Bunu yapacak olan da, yoldan geçerken üye yapılan isimler değil. KKTC MOK’un gerçek sahipleridir.
Aksi halde bu tartışmalar hiç bitmez...