1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. GÖLGELİ DEVLET
Sami Özuslu

Sami Özuslu

GÖLGELİ DEVLET

A+A-

Başbakan Ersin Tatar’ın altına imza attığı TC-KKTC Mali ve İktisadi Anlaşma metni, KKTC hükümetinin elini kolunu biraz daha bağladı.

Diyeceksiniz ki zaten öyle değil miydi?

Doğru, KKTC fazlasıyla ‘bağımlı’ bir hale geldi, getirildi ama kalan birkaç yetki de bu şekilde Türkiye’nin bürokratlarına devredildi.

İlk günden sormuştum, protokol metninde ilk kez gördüğümüz ARMA nedir diye?

Öyle anlaşılıyor ki Altyapı ve Reel Sektör yatırımları konusunda çalışacak yeni bir ‘denetim aracı’ olacak kısaca ARMA denilen mekanizma…

Uzmanların da altını çizdiği gibi, zaten 2.88 milyar TL gibi görünen hibe ve kredi katkısının çok önemli bir kısmı savunmaya ve de Türkiye’de açılan altyapı ihalelerine gidecek. İşte bu altyapı ihalelerine de anlaşılan o ki bu ARMA sistemi yön verecek.

‘Anlaşılan’ diyorum, çünkü hala ARMA nedir kimse açıklamadı, bilemiyor, tahmin yürütüyoruz.

Diğer yandan protokol ‘atıl durumdaki mühendis ve mimarların YAGA emrine verilmesi’nden söz ediyor.

Türkiye’nin Güney illerinin yatırım işlerine bakan ofisle ve dolayısıyla TC Yardım Heyeti ile zaten yakın ilişkiler içinde çalışan Yatırım Ajansı’nın daha da etkin hale getirileceği anlaşılıyor.

Ve bir de ‘3’lü ekip’ meselesi var yeni protokolde ki tam bir ‘adam adama markaj’ modeli!..

Ne diyor protokolün atıf yaptığı ‘eylem planı’?

“KKTC’nin tüm bakanlıklarında asgari 3 yetkiliden oluşan Proje Uygulama ve Takip Komisyonları kurulması…”

Bunun Türkçe meali şudur: Her bakanlığı kontrol edecek birer ‘gölge bakanlık’ oluşturuluyor!

‘Elini verirsen kolunu da kaptırırsın’ der eskiler…

Bizimkilerin vermediği ne kaldı ki daha?

Yani bir bakan görev ve sorumluluk alanında başka bir mekanizmayı kabullenecek, yetki ve sorumluluklarının yasalarda yeri olmayan bir şekilde takip edilmesine göz yumacak ve ‘bakan’ olmaya devam edecek!

Gerçekten de mide meselesi…

**

KKTC’nin bağımsız, kendi ayakları üzerinde duran bir konuma gelmesi elbette lafla, sloganla olmaz.

Üretken bir ekonomi, doğru düzgün çalışan bir adalet ve kamu idaresi, gelir gider dengesine doğru gidilecek ve uzlaşılmış bir yol haritası ve de bunlara öncülük edecek siyasal liderlik ile toplumsal destek gerekir.

Bunların hiçbiri ve bu yönde atılmış bir adım olmadığı bir yana, böylesi bir hamle yapma niyeti ve cesaretini de dile getirmek bile ‘marjinal’ görülüyor.

Sonuç?

Yetki alanı gittikçe daralan bir yönetim mekanizması ve gitgide silikleşen, zemin yitiren siyasal bir yapı…

Bir süre daha o koltukta oturmak uğruna gölgede kalmayı, hatta gölgenin karaltısında kaybolmayı kabullenen, buna itiraz etmeyen, hatta bundan mutlu olan siyasetçilerimiz, bürokratlarımız…

Ve sürekli gölgede kalan bir devlet(!)…

Gölgeli devlet!..

İstenen bu mudur?

Bu yazı toplam 2017 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar